İsveç’te suçla mücadele talebi ve politikacıların ‘temiz’ geçmişi

İsveç seçimleri yaklaşıyor, İsveç halkı 11 Eylül’de sandığa gidecek ve kendisi yönetecek hükümeti seçecek. Son yıllarda artan şiddet, çeteler, uyuşturucu bağımlılığı ve ticareti gibi konular tüm partilerin ve basının gündeminde.

Göteborg Üniversitesi bünyesinde görevli akademisyenlerin işbirliğiyle kurulan SOM Enstitüsü’nün 2021 sonbahar döneminde yaptığı araştırmaya göre halkın yüzde 41’i suç oranı, yüzde 33’ü sağlık, yüzde 31’i de entegrasyon konusunu toplumun en önemli sorunu olarak görmekte. “Paralel toplum” tartışmalarıyla özellikle gettolardaki yaşam, sokaklarda infaza varan çeteler arası çatışmalarla birlikte anılan “kanun ve düzen” İsveç’in en önemli iç sorunu olarak partiler tarafından da sürekli gündemde tutulmakta. Sosyal Demokrat Başbakan Magdalena Andersson sıkça “her bir taşı ters çevirerek” organize suçları ortadan kaldıracaklarını belirtirken cezaların artırılması ve ağırlaştırılması da şimdiden yürürlüğe giren uygulamalardan.

TEMİZ TOPLUM TEMİZ SİYASETÇİ

Parlamento, belediye ve il genel meclislerine seçilen siyasilerin işlediği trafik suçları dahil çeşitli suçlar da sıkça gündeme getirilmekte. İsveç’in en büyük günlük gazetelerinden Dagens Nyheter, Eylül seçimleri öncesinde parlamentoda temsil edilen partilere adaylık başvurusunda bulunan 6 bin adayın suç geçmişini araştırdı. (1) Adayların en az 100’ünün son 10 yılda trafik cezası gibi hafif sayılan suçların yanı sıra uyuşturucu ve şiddet gibi suçlardan da ceza aldıklarını ortaya çıkardı. Adaylar partilerce hazırlanan listelerde seçilebilir pozisyonlarda olmasalar dahi İsveç’te seçim pusulasında parti ve kişi adı belirtilerek de oy kullanılabildiği için bu kişilerin teorik olarak seçilme ihtimali mevcut.

Partilerin adaylık başvurusu yapan kişilerin geçmişini ne kadar inceledikleri ise partilere göre değişiyor. Birçok parti aday olmak üzere başvuruda bulunanlardan, çoğunluğun kararlarını ve parti işleyişini kabul edeceklerine dair yazılı bir güvence istiyor. Ancak “temiz” kâğıdı getirmeleri her zaman talep edilmiyor. Partilerin suç işlediği ortaya çıkan milletvekillerine karşı tutumları da farklı. Bazı partiler, milletvekilinin ya da il ve belediye meclislerine seçilenlerin “partinin adını kötüye çıkardıkları” gerekçesiyle görevlerini derhal bırakmalarını istiyor, bazıları soruşturmalar sonuçlanana kadar “görevlerini dondurma” süreci uyguluyor, bir kısmı ise “herkese bir şans daha verilmesi” gerektiğini ileri sürerek söz konusu kişi hakkında kişisel bir değerlendirme yapmayı tercih ediyor.

Dagens Nyheter gazetesi parlamentoda var olan partilerin adaylarını inceledikten sonra 2019’da kurulan, göçmenlerin ve Müslümanların oylarına talip, ilk kez bu yıl milletvekili ve belediye seçimlerine katılacak Nüans Partisi’ni gündeme taşıdı. (2) 24 belediye, üç idari bölge ve parlamento seçimlerine katılacak olan Nüans Partisi’nin başkanı bir Türk, Mikail Yüksel. 2018 seçimlerinde Merkez Partisi (C) üyesi olarak milletvekili seçimlerinde seçilebilir bir sırada aday gösterilen Mikail Yüksel, seçim çalışmaları için gittiği Konya/Kulu’da MHP’liler ile fotoğraflarının yayınlanması üzerine “Kürt lobisi” tarafından hedef gösterilmiş, İsveç Demokratları (SD) gibi ırkçı ve göçmen düşmanı bir partinin dahi parlamentoda yer aldığı İsveç’te, “bozkurt” suçlamasıyla partiden ihraç edilmişti.

Nüans Partisi’ni kuran Yüksel, göçmenlere ve Müslümanlara yönelik haksızlıklar ve ayırımcılıkla mücadele ediyor. Müslümanların azınlık olarak kabul edilmesini istiyor. Yüksel, mevcut partilerin sadece oy potansiyeli olarak gördüğü ama sorunlarıyla ilgilenmediği ve daha önce diğer partilere oy veren kesimlerden oy almaya çalışıyor.

Dagens Nyheter gazetesinin yaptığı ve tam sayfa verdiği incelemeye göre Eylül seçimlere katılmak üzere partisinin örgütlenmesini hızlandıran Yüksel’in listesindeki her yedi milletvekili adayından biri işlediği suç nedeniyle ceza almış durumda. İl ve belediye meclisi seçimleri listelerindeki adayların seçimlere katılacakları il ve belediye sınırlarında oturmadıkları da gazete tarafından vurgulanmakta. Ceza almış adaylarla ilgili gazetenin sorusuna “Herkese yeni bir şans verilebilir, ayrıca biz parti programımızda suç işleyen yabancıların sınır dışı edilmelerinin kolaylaştırılmasını savunuyoruz” şeklinde cevap veren Yüksel’in seçimlerde mevcut hoşnutsuzlukları öne çıkararak ne kadar başarılı olabileceği merak konusu. Ancak tüm partilerin listesinde var olan ve geçmişi temiz olmayan adayların sıkıntı yaratma riski yüksek.

TEMMUZ AYI BAŞLARINDA GÖRÜLDÜ

Basının göçmen, mülteci ve Müslüman karşıtlığını sürekli vurgulamasının, partilerin göçmen ve suç oranı vurgularını gündemde tutmasının yol açtığı “düşmanlıkların” bir yansıması ise Temmuz ayı başlarında görüldü.

Stockholm banliyölerinden Hökarängen’de peronda tren bekleyen bir kadın, tren gelirken bir erkeği iterek raylara düşürdü. Güvenlik kameralarında da açıkça görülen saldırı sonrası gözaltına alınan kadın polis sorgusunda “Ama o kara deriliydi” dedi. Cinayete teşebbüs, ağır şiddet, fiziksel yaralanmalara yol açma suçlamasıyla yargılanacak olan kadın suçlamaları reddediyor. (3) Bu olay, politikacılar ve basın tarafından toplumsal çelişkiler söz konusu olduğunda kullanılan dil ve söylemlerin önemini açıkça gösteriyor. Hedef gösterici söylemler, aklıselim davranma kapasitesi olmayan kişilerde saldırgan eylemleri tetikliyor. Davanın gelişimini hep birlikte izleyip göreceğiz.

----

1 ) https://www.dn.se/sverige/flera-riksdagskandidater-domda-for-valdsbrott/

2 ) https://www.dn.se/sverige/var-sjunde-kandidat-pa-nyans-riksdagslista-domd-for-brott/

3) https://www.svt.se/nyheter/lokalt/stockholm/kvinna-knuffade-ner-man-fran-perrongen-i-hokarangen-atalas-for-mordforsok

Sonraki Haber