İsveç’te yeni dönem!: Yeni hükümetin rotasını göçmen ve İslam karşıtı SD belirledi

TÜLİN UYGUR

Ilımlı Muhafazakârlar (M) partisinin lideri Ulf Kristersson, seçimlerden bir ay sonra 17 Ekim Pazartesi günü İsveç meclisinde yapılan oylamada 176 oyla başbakan seçildi. Muhalefet 173 oyda kaldı. Kristersson, 18 Ekim Salı günü kabinesinde yer verdiği bakanları ve hükümetin programı açıkladı.

Daha önce seçimlerde işbirliği yapan Jimmy Åkesson (SD), Ebba Bush (KD) ve Johan Pehrsons (L) ile basının karşısına çıkan Kristersson, dört partinin çeteler ve suçlulukla mücadele, göç ve entegrasyon, iklim ve enerji, hasta bakımı, okul-eğitim, ekonomi ve güçlendirilmiş hak ve özgürlükler olmak üzere 7 ana başlıkta anlaştığını vurgulamıştı. Milliyetçi muhafazakâr hükümette Ilımlı Muhafazakârlar (M), Hıristiyan Demokratlar (KD) ve Liberaller(L) bakanlıkları paylaşırken, İsveç Demokratları (SD) gelecek 4 yıla damgasını vuracak parti oldu.

Dört parti Västerås şehri yakınlarındaki “Büyük İsveç” dönemine ait Tidö şatosuna kapanarak bir anlaşma hazırlamıştı. “Tidö Anlaşması” olarak anılan İsveç’in en büyük ikinci partisi olan SD’nin ambleminin en üstte yer olması hükümetin kontrolünün de SD’de olacağı şeklinde yorumlanmıştı.

SD BAKANLIK ALMADI AMA ROTAYI BELİRLEDİ

SD lideri Åkesson hükümette bakanlık almadıklarını ama İsveç’in ikinci büyük partisi olarak rotayı çizdiklerini, hükümetin anahtarının kendileri olduğunu açıkladı. Tidö anlaşmasının İsveç’teki siyasi söylemi kökünden değiştireceğini de “paradigmayı değiştiriyoruz” diyerek ilan etti.

Hükümet konağında kendileri için özel ofise yerleşecek olan SD, yeni atadığı bürokratlarla hükümetin tüm kararlarını ve uygulamaları Tidö anlaşması çerçevesinde değerlendirecek, kontrol edecek. Ancak daha önce parti olarak devlet yönetiminde yer almayan ve devlet geleneklerini bilmeyen SD’nin “züccaciye dükkanındaki fil” gibi davranacağı kanısı yaygın. Göçmen ve İslam karşıtı, Nazi kökleri olan bir partinin yön vereceği bu yeni işbirliğinin hayata geçmesi “İsveç’in kara günü” olarak nitelendi.

ROTANIN AĞIR FATURASI GÖÇMENLERE KESİLİYOR

SD’nin yön verdiği “Yeni İsveç” sadece ilticacılara ve sığınmacılara değil çalışmak için İsveç’e göçenlere de büyük zorluklar getiriyor.

Suç ve ceza kapsamında cezalar artırılırken, çeteler ve suç örgütleriyle ilgili suçlarda çift kat ağırlaştırılmış ceza verilecek. Suç işleyen göçmen kökenliler soruşturmaların ardından sınır dışı edilecek. “İhbarcılık” yasallaşırken, “kimliği gizli tanıklık” soruşturma ve mahkemelerde kabul edilecek. Belli bölgelerde üst arama dahil denetleme ve kontroller yapılabilecek.

İltica politikası sertleşirken ilticacılara tanınan haklar AB’nin minimum seviyesine indirilecek. İlticacıların kimliklerini kanıtlaması ve kendi kişisel giderlerini büyük ölçüde kendilerinin karşılaması gerekecek. Şimdiye kadar “sınırsız” olarak verilen oturma izinleri “sınırlı” hale getirilirken, aile birleşiminden yararlanmak isteyenlerin ailesini geçindirebilecek ekonomik şartları sağlamış olması gerekecek. BM tarafından ülkelere önerilen kota mültecilerinin kabul sayısı 6000’den 900’e düşürülecek. Çalışmak üzere ülkeye gelenlerin sayısı azaltılacak, bu kişilerin kendilerini ve ailelerini geçindirecek seviyede maaş almaları gerekecek. İsveç’e entegre ol(a)mayanların gönüllü olarak ülkelerine geri dönmeleri teşvik edilecek. İsveç’in değerlerine uygun olmayan yaşam tarzları sürdürenler sınır dışı edilebilecek. İltica ya da oturum başvurusu reddedilenler için verilen “ülkeden çıkış” kararları gecikmeden uygulanacak. İsveç vatandaşlığa kabul şartları zorlaştırılacak. Çifte vatandaşlığı olanlardan İsveç vatandaşlığı geri alınabilecek.

Ülke çapında “dilencilik” yasaklanacak (burada kastedilenler AB üyesi Romanya ve Bulgaristan’dan vizesiz gelen ve sokaklarda dilenen Roman kökenli vatandaşlar).

KALKINMA YARDIMLARI UKRAYNA’YA KAYDIRILACAK

İsveç’e dünya çapında ün sağlayan az gelişmiş ve yoksul ülkelere yönelik kalkınma yardımı oranı da düşürülecek. Geçtiğimiz dönemde kalkınma yardımı Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 1’i olarak hedeflenmişken, yeni başbakan tarafından “saplantı” olarak adlandırılan bu hedeften vazgeçilecek ve kalkınma yardımı esas olarak farklı biçimlerde Ukrayna’ya yapılacak.

Hükümet İsveç enerji krizini çözmek için daha önceden kapatılma kararı verilmiş nükleer enerji santrallerini yeniden işletmekle kalmayıp yeni nükleer ve rüzgâr santrallerine yatırım yapacak.

MUHALEFET LİBERALLERİ ETKİLEYEMEDİ

Tidö anlaşmasının ardından Liberal parti karıştı. Partinin gençlik kolları ve meclisteki iki Milletvekili Anna Starbrink ve Lina Nordquist anlaşmanın parti çizgisine uygun olmadığını belirtti. Eski parti başkanları da Liberallerin bu anlaşmada yer almasının yanlış olduğunu belirttiler. Liberal Parti başkanı Johan Pehrson’dan parti tüzüğüne uymadığı için açıklama istenecek. Avrupa Birliği parlamentosundaki Liberaller de Tidö anlaşmasına şiddetle karşı. Meclis oylamasında tüm muhalefet partileri Liberal parti milletvekillerini Tidö anlaşmasının pençesinden kurtulmak için karşı oy kullanmaya çağırdı ama başarılı olamadılar. Yeni hükümette çatlak oluşmadı.

HÜKÜMET PROGRAMINI AÇIKLADI

Yeni Başbakan Ulf Kristersson mecliste hükümetini tanıtırken yaptığı konuşmada İsveç’in rotasını tamamen değiştireceklerini belirterek hükümetin programı açıkladı.

  • İsveç’te 2022 yılının ilik 10 ayından 45 kişinin sokakta infaz edildiğini, devletin organize suçlar ve çetelerle mücadelesine öncelikle önem verileceğini ve bu mücadelenin kazanılacağını belirtti.
  • Okullarda aşırı uçlar ve İslamizme karşı şiddetle mücadele edileceğini ve din temelli özel okulların kontrol edileceğini sözlerine ekledi.
  • Tüm dünyayı etkileyen krize İsveç’in de yüksek enflasyon (%10), yüksek işsizlik (%7) ile girdiğini, büyük göç dalgalarının ve entegrasyonun başarılamamasının bu durumda etkili olduğunu belirtti.
  • Dış ve iç güvenlik tehditler altında İsveç’in NATO’ya üyeliğinin özellikle önemli olduğunu ve bu sürecin mutlaka sonuçlandırılacağını belirterek Türkiye-İsveç-Finlandiya arasındaki üçlü mutabakata bağlı kalacaklarını ve teröristlerin eylemlerine izin verilmeyeceğini duyurdu.
  • İsveç’te bir ilk olarak başbakanın başkanlığında Milli Güvenlik Kurulu kurulacağını açıkladı.
  • Kuzen evlilikleri yasaklanırken, namus adına şiddet, bekaret kontrolleri gibi kadınlar ve kızlar üzerinde uygulanan her türlü baskı ve kontrole izin verilmeyeceğini, namus adına şiddete başvuranların sınır dışı edileceklerini sözlerine ekledi.

Hristiyan Demokratlara 6, Liberallere 5 bakanlığın verildiği Kristersson kabinesi 23 bakandan oluşuyor. Tobias Billström Dışişleri Bakanı, Pål Jonson Savunma Bakanı, Maria Malmer Stenergard Göç Bakanı, Ebba Busch Enerji ve Sanayi/Ticaret Bakanı olarak görev yapacak.

Sonraki Haber