İsviçre İstihbaratından PKK itirafı: İzliyoruz ama yasaklı değil

İsviçre Federal İstihbarat Kurumu’nun (NDB) 2023 durum değerlendirme raporu gözleri bir kez daha ülkenin terör örgütü PKK’ya yönelik yaklaşımına çevirdi. NDB Basın Sözcüsü Yardımcısı Sonja Margelist Aydınlık Avrupa’nın sorularını yanıtladı. 

Haziran ayı sonunda yayınlanan istihbarat raporunun ardından İsviçre Federal İstihbarat Kurumu (NDB), PKK’yı terör örgütü olarak görmediğini itiraf etti. Aydınlık Avrupa’ya açıklama yapan NDB Basın Sözcüsü Yardımcısı Sonja Margelist, “PKK İsviçre’de yasaklı değildir” ifadelerini kullandı. 2022 ve 2023 raporlarında PKK’ya değinildiğine işaret eden Margelist, “NDB, yasal zemini çerçevesinde terörist aktivitelerle mücadele ediyor. Somut durumlar ya da operasyonel bilgi ve uygulamaları hakkında açıklama yapmaz” dedi.

‘24 TEMMUZ’DA SALDIRI OLABİLİR’

İsviçre devletinin PKK’ya yönelik tutumu, son istihbarat raporuyla yeniden gündeme geldi. Yayınlanan raporda terör örgütünün Avrupa’daki terör listesinden çıkarılmak için şiddet kullanmadığı ifade edilirken, örgütün İsviçre’de yürütülen ideolojik telkin, örgütlenme, finansman ve propaganda ile faaliyetlerini sürdüreceği vurgulandı. “Örgütlenme çalışmaları öncelikli olarak Avrupa’daki örgüt çalışmaları için kadro ikmaline hizmet ediyor” ifadelerinin yer aldığı raporda, “Şiddetten tamamen vazgeçilmesine rağmen, provokasyonlar veya özel olaylar muhtemelen nadir olarak şiddetli protestolara ve ayaklanmalara yol açacaktır” denildi. Raporda bu kapsamda Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümü olan 24 Temmuz tarihine işaret edildi.

NDB’nin PKK’ya yönelik uyarıları bununla da sınırlı değil. 2022 raporunda da örgütün Avrupa’da “on yıllardan beri profesyonel olarak örgütlendiği ve paralel yapısıyla uzun vadede çift strateji uygulandığı” belirtilmişti. Yerel kültür dernekleri ve çok sayıdaki alt örgütleriyle örgütün yasal ve siyasi faaliyetler yürüttüğünün bildirildiği raporda, PKK’nın gizli, kısmen yasa dışı hareket eden, köklü ve örgütlü bir kadroya sahip olduğu paylaşıldı. Özellikle gençleri ilerleyen yıllarda Avrupa’da kadro ya da sözde Kürt bölgelerindeki çatışmalarda kullanmak üzere örgütlediğine işaret edilen raporda, PKK’ya yakın ailelerin bile bu siyasete karşı çıktıkları vurgulandı.

İSVİÇRELİ TÜRKLERDEN ÇAĞRI: SOMUT ÖNLEMLER ALIN

Hasan Kamahlı

Margelist’in yanıtları, İsviçreli Türklerin çağrılarını bir kez daha hatırlattı. Geçen hafta Aydınlık Avrupa’ya konuşan İsviçre Türk Toplumu (İTT) Başkanı Suat Şahin, 2022’de Basel’de düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinliklerine saldıran PKK yandaşlarının serbest bırakıldıklarını hatırlatmış ve terör örgütünün İsviçre’yi adeta arka bahçesi gibi kullandığını belirtmişti. “Yıllardır İsviçre’de faaliyet gösteren PKK yandaşlarının eylemlerinin istihbarat raporuna girmesine çok şaşırdım açıkçası” diye konuşan Şahin, “Şayet samimilerse somut önlemler alınmalı. İsviçre bugün PKK için adeta koruyucu kalkan gibi. Ancak buna rağmen istihbarat raporuna girmesi önemli bir gelişme. İsviçre devleti bu anlamda bir an önce PKK’yı terör listesine resmî olarak almalı, haraç toplayan ve tehdit edenlere caydırıcı cezalar vermeli” demişti. Etkili bir mücadele için güçlü devletin önemine işaret eden Vatan Partisi İsviçre Temsilcisi Hasan Kemahlı ise rapordaki vurguların “sığ ve yüzeysel” olduğuna dikkat çekmişti. “İsviçre’de yaşayan Türk toplumu, İsviçre’nin bu tutumunu bulabildiği her fırsatta gündeme getirerek eleştirmesi, protesto etmesi gerekmektedir” çağrısı yapan Kemahlı, “Ayrıca yapılabilecek olası saldırılara karşı toplumumuz sürekli uyanık olmalıdır. Ancak ana görev, Türkiye Cumhuriyeti devletini yöneten hükümete düşüyor. Hükümetimiz konuyu mutlaka gündeme getirmeli ve tepki göstermeli ve İsviçre hükümetine baskı yapmalıdır. Güçlü bir hükümet İsviçre’yi tutumundan vaz geçirebilir. Vatan Partisi bunun için görevlere hazırdır” ifadelerini kullandı.

İSVİÇRE TAVRINI DEĞİŞTİRECEK Mİ?

Raporları paylaşan NDB Basın Sözcüsü Yardımcısı Sonja Margelist ise NDB’nin PKK’yı izlemeyi sürdüreceğine işaret etti. “İsviçre’nin güvenlik siyaseti açısından bir aracı olarak NDB’nin görevi yasal olarak tanımlanmıştır” ifadelerini kullanan Margelist, kurumun temel görevlerinin önleme ve siyasi karar yetkisi sahipleri için durum değerlendirmesi olduğunu bildirdi. “Bu bağlamda NDB, terörizm, şiddet içerikli aşırıcılık, ajanlık, kitle imha silahları ve taşıyıcı teknolojilerinin yayılması, kritik alt yapılara yönelik siber saldırılar ve yurt dışındaki güvenlik siyaseti gelişmelerinin erkenden farkına varılması ve mücadelesi ile ilgileniyor” ifadelerini kullanan Margelist, “kamuoyuna açık durum raporlarındaki değerlendirmeleri aşan değerlendirmeler sadece güvenlik politikası yönetimi ile denetim organları içindir” diye konuştu.

Sonraki Haber