Iyatrojenez: Tedavide yan etki
DR. EREN FIRAT
'Iatrogenesis' Sümerceden Grekçeye, Grekçeden medikal terminolojiye yerleşen ve "tedavi eden tarafından meydana getirilen" anlamını taşır. Günümüzde ise en yaygın olarak, yan etkiler veya istenmeyen etkileri tanımlamak için kullanılır.
İyatrojenez kapsamına sıklıkla giren olguları, muhtemel ilaç etkileşimlerinin (reçeteli ilaçlar, aşırı kullanım) yan etkileri, tıbbi alet tasarımlarının yeterli inceleme yapılmadan uygulamaya sokulması, tıbbi prosedürler veya tedaviler ile ilgili hekim ya da tedaviye ilişkin riskler, hastane enfeksiyonları, hatalı işlemler, teknikler, bilgiler, yöntemler ya da ekipmanlar, kâr amaçlı gereksiz tedaviler olarak sayabiliriz. Tıbbi hata, bazen de yanlış reçete, okunaksız el yazısı ile reçete yazma veya bilgisayarda yazarken yazım hataları yapma sonucu da olabilir.
Yan etkilerin aksine iyatrojenik olaylar her zaman zararlı değillerdir. Örneğin, ameliyat nedeniyle oluşturulan yara uygunsuz bir işlemi temsil etmez ve hastaya bilinenin dışında bir sıkıntı vermeyebilir; bu duruma da iyatrojenik etki denir. Cerrahi bir prosedürü izleyerek oluşan komplikasyonlar en sık tanımlanan ve kolayca tanınan bazı iyatrojenik etkilerdir (örneğin, meme kanseri ameliyatı sonucunda gelişen lenf ödemi gibi). Aslında, bir tıbbi tedavinin kendinden doğan etkileri ve bazen de yan etkileri iyatrojenik bulunmaktadır. Örneğin, radyoterapi ve kemoterapi ile tedavi edici etki için gereken işlemler sonrası ortaya çıkan saç dökülmesi, kansızlık, kusma, bulantı, beyin hasarı, lenf ödemi, kısırlık gibi etkiler sıklıkla görülen iyatrojenik etkilerdir. Pankreasın tamamının veya bir kısmının çıkarılması sonucu oluşan diyabet, hastalıklı bir organın çıkarılmasından kaynaklanan işlev kaybına bağlı bir iyatrojenezdir. Ancak bu durumlar tedavi akışı içinde komplikasyon olarak değerlendirilebilir.
YANILTICI OLABİLİR
İyatrojenez insidansı bazı olgularda yanıltıcı olabilir. Örneğin, aort anevrizması yırtılmaları çoğu durumda ölümcüldür ve hayatta kalma oranı yüzde 25'in altındadır. Ameliyat sırasında veya ameliyattan sonra ölümler yine iyatrojenik ölümler olarak kabul edilir. Bu durumda hastalığın yıkıcı etkisine bağlı olan durumdur. Tedavi olmadığı zaman bu hastalıkta ölüm kaçınılmazdır.
Örneğin verilen ilaçların agnostik (bilinmeyen) veya antagonist (ters) etkileşimleri (ilaçlar etkileşime girerek istenilen etkiyi yapmayabilirler ve/veya başka etkilere neden olabilirler) olabilir; hekim de bunları hesaba katarak ilaç vermelidir. Bu tür durumlar önemli morbidite ve mortaliteye neden olabilir. Sağlıkçıların bile beklemediği, ilaçların allerjik etkileri gibi yan etkiler de iyatrojenik etkiler olarak sınıflandırılır.
Bakterilerde antibiyotik direncinin evrimi de iyatrojenik olarak anılır. Antibiyotiklerin aşırı kullanımı, dirençli bakterilerin gelişmelerini sağlayabilir. Karmaşık ilaç etkileşimleri gibi daha az belirgin etkileri olan durumlara iyatrojeni diyebilmek için ise, kapsamlı bir araştırma gerekebilir.
Bazı ilaçlar, tedavi edici dozlarda kendi başlarına toksiktir. Bazı antineoplastik (tümöre karşı) ajanlar örneğin, DNA hasarı konusunda kanser hücrelerine normal hücrelerden daha fazla etkiler. İlaç etkisi bazen ciddi yan etkilere neden olur ve kendi başına aslında kanserojen olabilir ve hatta ikincil tümörlerin gelişmesine yol açabilir. Benzer bir şekilde, paraziter bir hastalık olan Trypanosomiasis için kullanılan arsenik bazlı ilaçlar zehirlenmelere neden olabilirler.
MALPRAKTİS AYRIMI
Yan etkiler mekanik olarak da ortaya çıkabilirler. Bazı cerrahi aletlerin dizaynı eski olabilir; bazı cihazların çalışmasındaki sorunlar bazı yan etkilere neden olabilirler. Tıbbı aygıtların neden olduğu bu olayları tekno-iyatrojeni olarak değerlendirmek gerekir. İatrojeni düşüncesinde bir başka dikkat edilmesi gereken komplikasyonla, malpraktis ayrımını yapmak gerekir. Bunlar tek başına hekimin karşı karşıya olduğu olaylar değil hekim örgütlerinin ve hukukçuların yanıtlaması gereken konulardır.
İyatrojenez aynı zamanda psikiyatri alanı için de geçerlidir ve genellikle yanlış tanı şeklinde karşımıza çıkar. Özellikle çocuk hastalardaki bipolar bozukluk konusunda yaygın bir iyatrojenez söz konusudur.
HAFTAYA: İyatrojenik yoksulluk