İYİ Parti’de FETÖ iddiaları: Ateş olmayan yerden duman tütmez
Kutlu Savaş Raporu’nun yayımlanmasından sonra İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, dönemin İçişleri Bakanı olarak, Susurlukçular hakkındaki bazı soruşturmaların ve gerçeklerin örtülmesindeki rolü de mutlaka kamuoyunun gündemine gelecek ve yeniden sorgulanacaktır.
FETÖ üyesi olduğu hakkında “kuvvetli suç şüphesi” bulunan Buğra Kavuncu değil, Ümit Özdağ disipline sevk edildi ve ihraç edildi. Bekleniyordu. İyi Parti il ve ilçe örgütlerine emir verilip, Ümit Özdağ’ın disipline sevkine dair dilekçeler toplandığını Adana Milletvekili İsmail Koncuk açıkladı. İşaret ettiği makam ise İyi Parti’nin tepelerindeki yöneticiler! Yani yukarıdan örgütlenmiş bir eylem!
İyi Parti’de FETÖ’ye karşı mücadele hassasiyetinin olmadığı biliniyordu. Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ile Ali Türkşen, Yörük Ali Paşa gibi FETÖ’nün hedefi olmuş askerlerin istifaları ve uyarıları yankı yapmamıştı. Son olay artık mızrağın çuvala sığmadığını ortaya koydu.
FETÖ ile ilişki İyi Parti’nin içinde yankılanmaya, büyümeye devam edecek gibi görünüyor. Ateş olmayan yerden duman tütmez.
BUĞRA KAVUNCU’NUN İLİŞKİLERİ
Her gün yeni bir ilişkisi ortaya çıkıyor. Ümit Özdağ’ın, İstanbul İl Başkanı Kavuncu’nun FETÖ’nün Kazakistan İş Adamları Derneği’nin Başkan Yardımcısı olduğuna dair beklenmedik açıklaması yankı buldu. Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu’nun yıllar önce, “Oğullarım Fetullah Gülen hayranı” dediğini Sabahattin Önkibar’ın Aydınlık’taki köşesinden öğrendik. Ardından bir yemekte başköşede, FETÖ’nün Kazakistan imamı Mesut Ata, dayısı Enver Altaylı, amcası ve FETÖ firarisi İsmail Kavuncu, kardeşi v.s. birlikte fotoğrafları yayınlandı.(1)
Bu fotoğraftakilerden Mesut Ata ismi ilgi çekici. Mehmet Mesut Ata ismini Ağustos 2011 yılında yayınlanan “Fethullah ve Susurluk”(2) kitabımızdan anımsamak zor olmadı.
Mehmet Mesut Ata, Susurluk olayının patladığı günlerde FETÖ’nün Özbekistan’daki okullarının sorumlusu olarak boy gösteriyordu.
Mehmet Mesut Ata, 3 Mart 1997 günü Başkent Öğretmen Evinde yapılan, Yurtdışı Eğitim Öğretim Genel Müdürlüğü’nün toplantısında, FETÖ’nün Özbekistan’da kurulu Silim AŞ.’nin sahibi olarak 18 okulun temsilcisi sıfatıyla bir konuşma yapıyor:
Özetle: FETÖ’nün yurtdışında kurulu okullarındaki İngilizce öğretmenlerinin kırmızı pasaportlu CIA elemanları olduğunu, kendilerinin de, MİT Müsteşarlığı bünyesine katılmaları gerektiğini vurgulayarak sonlandırıyor.
Bu konuşmayı Aydınlık, 7 Eylül 1997 tarihli kapak haberinde yayımladı. Aydınlık haberini, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Yurtdışında Açılan Özel Öğretim Okulları Temsilcileri İkinci Toplantısı” Milli Eğitim Bakanlığı Yayını isimli kitaptan yararlanarak yaptığını belirtiyor.
Buğra Kavuncu, Mehmet Mesut Ata’nın, 1997’de Kazakistan’da faaliyette olduğu yıllarda FETÖ’nün Özbekistan imamı. Tanışıklıkları ve Fetullah Gülen’e “hayranlığı” o yıllara mı dayanıyor? Bilmiyoruz…
Bildiğimiz, İslam Kerimov’a darbe girişiminin ardından FETÖ okulların tamamının Özbekistan tarafından kapatıldığı…
Mehmet Mesut Ata’nın, Özbekistan’dan kovulunca Kazakistan imamı olduğu anlaşılıyor. Buğra Kavuncu ile yolları Kazakistan’da kesişiyor. FETÖ’nün Kazakistan imamı ile FETÖ’nün “Kazakistan İş Adamları Derneği” başkan yardımcısının emir alıp verme düzeyinde ilişkisi olduğu, örgütün çalışma yöntemlerini bilen biri olarak bence çok doğal bir durumdur. Başka türlü bir ilişki olduğu savunması hiç inandırıcı değil. Bu tür ilişkiler nedeniyle haklarında soruşturma ve açılmış davası olan binlerce FETÖ üyesi var. Kaldı ki Buğra Kavuncu hakkındaki iddia sadece Kazakistan İşadamları Derneği Başkan Yardımcılığı ve babasının “Oğullarım Fetullah Gülen hayranı” sözlerinden ibaret değil. Ailece, FETÖ’yle ilişkili olduklarına dair deliller gün gün yayınlanıyor.
ENVER ALTAYLI BAĞLANTISININ ANLAMI
Enver Altaylı, Buğra Kavuncu ilişkisine gelince; sadece bir dayı yeğen ilişkisinin çok ötesindedir. Kazakistan ve diğer Türk cumhuriyetlerinde eylem arkadaşlığı demekte bir yanlışlık yok.
CIA ajanı Ruzi Nazar’ın, Alman BND’nin adamı Dr. Kannapin’in önemli elemanı dayısı Enver Altaylı’nın(3), Azerbeycan’da Susurlukçuların tezgâhladıkları Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’e karşı darbe girişimi ve diğer eylemlerdeki rolünü o dönem gazetecilik yapan Enis Berberoğlu da yazdı.(4) Altaylı’nın gazeteci İrfan Ülkü’ye açıkladığına göre, “1990’lı yılların başında Orta Asya’da, Azerbaycan’da, Kuzey Afganistan’da yaşadıklarımın tamamını anlatmam mümkün değildir”(5) itirafı, her şeyi açıklamaya yeter.
Baba Haydar Aliyev’e karşı ABD adına darbe tezgâhlayanlar “Susurlukçular” dı. MİT isim isim Başbakanlığa bildirdi. Fakat failler hakkında soruşturma ve dava açılmadı; örtbas edildi. 30 Ekim 2020 günü rahmetli olan Başbakan Mesut Yılmaz’a sunulan Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın raporu en önemli resmi belgedir. Gereği yapılmamış, “Teklifler” bölümü dikkate alınmamış ve “Başbakanlık Gladyo Raporu” günümüze kadar gizini korumuştur. Yakında gün yüzüne çıkacaktır.
Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in evindeki aramada, Ergenekon soruşturması kapsamında, 2008 yılı başlarında bulunan, Kutlu Savaş Raporu’nun bir eksik nüshası var. Ergenekon dosyası içindedir. Bu eksik belgenin üstünde eski Polis Özel Kuvvet Başkan Vekili İbrahim Şahin’e ait, el yazısı bir belgede ise İYİ Parti’nin bir başka yöneticisinin Doğu Perinçek’e suikast planladığı yazılı.
Kutlu Savaş Raporu’nun yayımlanmasından sonra İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, dönemin İçişleri Bakanı olarak, Susurlukçular hakkındaki bazı soruşturmaların ve gerçeklerin örtülmesindeki rolü de mutlaka kamuoyunun gündemine gelecek ve yeniden sorgulanacaktır.
DİPNOTLAR:
(1) Nedim Şener, Hürriyet, 23 Ekim 2020.
(2) Nusret Senem, Fethullah ve Susurluk, 3. Basım, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2012, s. 87-88.
(3) Hürriyet, 16- 17 Nisan 1998 Hürriyet. MİT’te Çalıştım, CIA ile Tanıştım, Enver Altaylı Röportajı.
(4) Enis Berberoğlu, Susurluk 20 Yıllık Domino Oyunu, s. 124-125.
(5) İrfan Ülkü, Büyük Oyundaki Türk Enver Altaylı, İlgi Yayınları, 1. Basım, Ocak 2008, s.376.