İzmir Barosu LGBT’yi savundu: Türk polisini hedef aldı!
İzmir Barosu, LGBT uğruna sözde Onur haftası adına kalkıştığı izinsiz yürüyüş ve eylemi engellediği gerekçesiyle Türk polisi hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
İzmir Barosu adına açıklama yapan Baro Yönetim Kurulu üyesi Av. Gamze Şimşek, Türk polisi aleyhine suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bununla yetinmeyen Şimşek, İzmir Büyük Aile Platformu’nun aileyi ve çocuğu korumaya yönelik yaptığı protestolardan da yakındı. “İzmir Barosu, haziran ayı boyunca iki defa saldırıya uğramış ve çeşitli sosyal medya platformları üzerinden hedef gösterilmiştir. Meslektaşlarımız darp edilmiş ve hukuksuzca gözaltına alınmıştır.” diye konuşan Şimşek, suçlamalarını şöyle sürdürdü: “Ne yaptığınızın farkındayız, derdinizin aile yapısını veya çocukları korumak olmadığını çok iyi biliyoruz. Nefret iklimi içindesiniz!”
‘LGBT EYLEMLERİNDE KÜRDİSTAN VAR’
İzmir Barosu adına yapılan suç duyurusuna bir başka kadın avukattan yanıt geldi. İzmir Büyük Aile Platformu Başkanı ve CKD Genel Başkan Yardımcısı Av. Nuriye Kadan, LGBT eylemlerinin içinde Kürdistan’a özgürlük nidalarının atıldığını vurgulayarak, “Onur ayı, onur haftası altında yapılan eylemlerin iddia edildiği gibi LGBT bireylere yönelik her türlü hak mücadelesi olmadığını görüyoruz. Eylemlerin hiçbirinde bu mücadeleye yönelik bir söz bulamazsınız. Ne bulursunuz? Örneğin Kürdistan'a özgürlük bulursunuz, devletin askerine, polisine hakaret bulursunuz, aile kurumuna saldırıyı bulursunuz.” dedi.
Asıl nefret diline LGBT savunucularının sahip olduğunu söyleyen Kadan şöyle konuştu:
“Batının yozlaşmış kültürünün propagandası ve dayatmasıyla en başta insanı hedef alan, aileyi yok etmeye çalışan kadının değersizleştirildiği hatta yok sayıldığı çocukların istismar edildiği bu eylemlere karşı mücadele edilmesi gerekiyor. Asıl nefret ve ayrımcılık dili bu eylemleri yapanlarda var. Devlet elbette bu yıkıcı, yok edici eylemlere karşı gerekeni yasal sınırlar içinde yapacaktır. Şiddeti hiç kimse onaylamaz ancak yasal sınırlar içinde de haksız hukuka aykırı eylemlerin de yapılmasına izin vermez. Herkesin yumuşak karnı olan, insan hak ve özgürlük gibi kavramların arkasına sığınarak en büyük haksızlığı, bölücülüğü yapanlara karşı mücadele edilmelidir.”
ÜLKE ÇAĞINDA DÜĞMEYE BASMIŞLARDI
LGBT kampanyası geçen Haziran ayında ayyuka çıkmış, ABD ve AB merkezlerinden desteklenen STK’lar eliyle, pek çok şehir merkezinde sözde “Onur haftası” yaftasıyla izinsiz yürüyüş ve eylemlere kalkışılmıştı. 27-28 Haziran günleri LGBT günleri ilan edilmiş, başta Beyaz Saray olmak üzere bizdeki İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne kadar resmi binalar LGBT flamalarıyla bezenmişti. Valilikler bu yürüyüşlere izin vermedi, bazı yerlerde arbede çıkartmak isteyenler olduysa da cılız bir ses olarak kaldılar. İzmir Barosu’nun öfkesine mashar olan olay ise şöyle gelişmişti:
İzmir Barosu’na kayıtlı olan birkaç avukat eşliğindeki bir grup, 25 Haziran günü Alsancak’ta sözde Onur Yürüyüşü yapmaya kalkıştı. Ancak yürüyüş izinsizdi, Valilik eyleme izin vermemişti. O gün yürüyemeyen LGBT kampanyasının sözcülüğünü üstlenen İzmir Barosu adına bir grup, dün yaptığı açıklamada Türk polisini suçlu ilan etti.