İzmir’de ‘sanat’ tartışması büyüyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda Yücel Erten’in görevden alınmasının yankıları sürüyor. Tiyatro’nun Danışma Kurulu, Erten’in ayrılma süreciyle ilgili açıklama yaptı. Erten ise açıklamalarına devam etti. Yaşanan süreç politikasızlığın sanat kurumuna verdiği zararı gözler önüne serdi

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu Danışma Kurulu, Tiyatro’nun eski Genel Yönetmeni Yücel Erten’in eleştirilerine yanıt verdi. Orhan Alkaya, Zeynep Altıok, Eren Aysan, Cezmi Baskın, Bilgehan Oğuz ve Levent Üzümcü’nün imzalarıyla yayımlanan açıklamada, Erten’in de sözünü ettiği Tiyatro Yönetmeliği’nde Yücel Erten’in Danışma Kurulu’nun mutabakatıyla hazırlanan yönetmelik üzerinde değişiklik yaptığı ve bu değişikliklerin kurula resmi olarak bildirilmediği belirtildi.

DANIŞMA KURULU ERTEN’İ SUÇLADI

Erten’in Genel Sanat Yönetmenliği için Danışma Kurulu’ndan istifa ettiği ifade edilen açıklamada, dönemin başkanı Tunç Soyer’in Erten’i görevlendirdiği ancak daha sonra Tiyatro ile Belediye yönetimi arasındaki mesafenin açıldığı ifade edildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Seçme süreci, Genel Sanat Yönetmeni’nde aranması gereken şartların 3 ay önceden belediye tarafından ilanen duyurulmasıyla başlar. Bu duyuruda adayların üç yıllık somut bir proje ile başvurmaları istenir. Adayların projelerinde genel anlamda 3 yıllık hedefler, repertuvar perspektifleri, 3 yıl içinde ihtiyaç duyacakları konuk sanatçı ve teknik eleman sayılarını somut olarak belirtmeleri istenir. Başvurulan projeler Belediye Başkanı tarafından oluşturulan bağımsız bir Uzmanlar Kurulu’nun önerisine sunulur. Genel Sanat Yönetmeni bu kurulun değerlendirmesi sonucunda belirlenen adaylar arasından Belediye Başkanınca atanır.

“Bu maddenin de ortadan kalkmasıyla gördük ki üç yılın sonunda, aday olanlar arasından Başkan’a sunulacak isimleri belirleme yetkisi Tiyatro Yönetim Kurulu’na devredilmiş! Kısaca, yeni Genel Sanat Yönetmeni’ni, eski Genel Sanat Yönetmeni’nin ve doğrudan atadığı üç üyenin çoğunluğu sağladığı bir kurul seçecekmiş! Eşsiz ve “hanedan” çağrışımlı bu yönetmelik maddesini kabul etmemiz, elbette mümkün değildi.”

‘DARBEYİ ANDIRAN BİR GİRİŞİM’

Konuyla ilgili ayrıntılı bir açıklama yapan Yücel Erten ise söz konusu Danışma Kurulu’nun sadece kuruluşun ilk yılında ve bir geçici madde ile var olmuş ve görev yaptığını ifade etti. Kurul üyelerini “Hayaletler Grubu” olarak nitelendiren Erten, şu ifadelere yer verdi;

“O zaman şu soru önem kazanıyor: Kurum, iki yıl boyunca hiçbir itiraz olmaksızın pürüzsüz bir şekilde ilerliyordu. Sonra ne oldu da birden bu ‘kurul’ kazanı kaynamaya başladı? Bunu Eren Aysan’ın artık kurumda çalışmasının uygun olmayacağını kendisine nezaketle anlattığım görüşmeyle bir ilgisi olmasın? Kendisine konukluğun süresiz olamayacağını, artık tiyatronun işlerinin öz kaynaklarıyla yürütülmesi gerektiğini söylediğim aşamada, ‘Yücel Erten gitmeli’ kararına mı varıldı, ne oldu? Artık bu kurum üzerinde erk sahibi olamayacaklarını anlayanların, ‘Eyvahlar olsun, bir şeyler yapmalı, burada varlığımızı sürdürmeliyiz’ humması bu nedenle mi baş gösterdi? Darbeyi andıran bir girişim, bu kompleksten mi beslendi?”

YASAL DAYANIKSIZLIK KRİZE NEDEN OLUYOR

Yerel seçimlerin ardından özellikle CHP’nin kazandığı belediyelerde kültür ve sanat kurumlarında ortaya çıkan krizler kamuoyuna yansımaya devam ediyor. Tiyatro Sanatçısı Yücel Erten’in İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’ndaki Genel Yönetmenlik görevinden alınması tartışmalara neden olmuştu.
Erten, görevden alınmasına ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yapmış ve Başkan Cemil Tugay’ın kendisiyle 74 gün boyunca görüşmediğini belirtmişti. Danışma Kurulu’nu ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ı eleştiren Erten, yaşanan süreci de “yönetmelik darbesi” olarak nitelendirdi.

Erten paylaşımında, yerel yönetimlerin kurduğu tiyatrolardaki hukuki düzenleme eksikliğine ve keyfiliğe dikkat çekmişti:

“Ülkemizde yerel yönetim tiyatroları yasa düzeyinde bir dayanağa sahip olmadığı için, 110 yaşındaki devasa İstanbul Şehir Tiyatroları da dahil olmak üzere hepsi yönetmeliklerle yürüyor. Üstelik yönetmelik konusunda da bir standart oluşmuş değil. Ve yönetmelik denen şey kaygan bir zemin. Siyasal erkin ihtiyacına, bazan da keyfine göre, Belediye Meclisinin bir kararı ile değişebiliyor. Açılıyor, kapanıyor, kadro veriliyor, kadro alınıyor, siyasetçinin zevkine uygun sanat yönetmenleri atanıyor. Sonrası gitsin Tarsus, gelsin Nilüfer.”

Bursa Nilüfer’de Murat Daltaban’ın görevden alınması, Tarsus Şehir Tiyatrolarının faaliyetlerinin durdurulması ve en son İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda yaşananlar, keyfiliğin ve politikasızlığın sanat kurumlarında yol açtığı krizleri ortaya koydu. Kurum hafızasının oluşmaması, kurumların ve kurulların yeterli ve sağlam bir hukuki dayanağının olmaması aynı zamanda sanatçıları da karşı karşıya getirdi.

Sonraki Haber