İzmir depreminin üzerinden üç yıl geçti: Maliye yolumuzu kesti müteahhidin eline düştük
Devlet, depremin ardından karşılıksız olarak sadece ağır hasarlı ve binası yıkılmış vatandaşın evini yaptırdı. Diğerlerine kredi çekip evlerini yaptırmaları söylendi. Ama bankalar kredi vermedi… 30 Ekim 2020 tarihinden beri, depremzedelerin düşük faizli kredi mücadelesi sürüyor
İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan Seferihisar merkezli 6.9 şiddetindeki depremin ardından sorunlar hala çözülmüş değil. Hem hükümet hem de yerel yönetim tarafından unutulduklarını söyleyen depremzedeler, isyan etti.
KREDİ ÇEKEMEDİLER HÂLÂ ÇEKEMİYORLAR
İzmir depreminden etkilenip de evleri orta hasarlı ve az hasarlı olan vatandaşlar, ne depremzede sayılıyor ne de ev sahibi olabiliyor. Evleri orta hasarlı ve az hasarlı olan vatandaşlar, rezerv konutlarda bina istiyorlar. Çünkü bu insanların evleri orta-az hasarlı olmasına rağmen yıkıldı. Yerine yeni bina yapılması gerekiyor. Devlet, depremin ardından karşılıksız olarak sadece ağır hasarlı ve binası yıkılmış vatandaşın evini yaptırdı. Diğerlerine kredi çekip evlerini yaptırmaları söylendi. Ama bankalar kredi vermedi. İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Kurucu Başkanı Haydar Özkan, depremin olduğu yıl 300 bin lira dolayında inşaat gideri olduğunu, krediyi çekemeyen vatandaşın çaresiz kaldığını söyledi.
Özkan, “Müteahhitlerle 300 bin liraya yapılmış olan sözleşmeler bozuldu” dedi. Özkan, günümüzde 2 milyon 500 bin lira inşaat maliyeti gösterildiğini belirtti. Müteahhitler maliyeti ortalama 2 milyon 500 bin liraya çıkarınca, 200 bin lira olan kentsel dönüşüm kredisi hakkı da 1 milyon 250 bin liraya çıkarıldı. Ancak bankalar yine kredi vermiyor. Haydar Özkan, şöyle konuştu:
“Şimdi vatandaşımız emsalle ilgili bölümü müteahhide veriyor. Geri kalan bölümde 1 milyon 600 bin lira civarında müteahhitlerle sözleşmeler imzalanıyor. Müteahhit diyor ki ben senin evini yapayım, ondan sonra satalım, bir kısmını sana vereyim. Bir kısmını da benim maliyetimden olsun. Vatandaş da böylece yerini yurdunu terk etmek zorunda kalıyor.”
Haydar Özkan, 36 aydır çözülemeyen bir diğer sorunun ise evlerini yeniden inşa etmek isteyenlere yerel yönetimin ruhsat sürecindeki gecikmeler olduğunu ifade etti.
Depremzedeler ile birlikte yapılan basın açıklamasından sonra Aydınlık’a konuşan Kurucu Başkan Özkan, “Binası orta ve az hasarlı olan vatandaşlar için ne yazık ki bir çözüm üretilmedi. Engelli, kapıcı, kiracı olan vatandaşlarımız için herhangi bir çözüm üretilemedi. Bu sorunları ancak merkezi hükümet çözebilir” dedi.
HER MÜRACAATTA FAİZ BİRAZ DAHA YÜKSELDİ
Özkan, kentsel dönüşüm kredisinde depremzedenin önünün kesildiğini şu sözlerle ifade etti:
“24 Ekim 2022 tarihinde konut kredileriyle ilgili bir müjde vermiştik. 0,79 faiz oranıyla konut kredisi çekilebilecekti. O krediyi sadece Halk Konut projesine birinci olarak başlayan Dilber Apartmanı’ndan 28 vatandaş kullanabildi. Başka kimse de bu krediyi kullanamadı. Çünkü banka bunun yolunu kapattı. İçinde bulunduğumuz ekonomik durum sebebiyle Maliye Bakanlığımızın almış olduğu tedbirlerden dolayı yolumuz kapandı. Bize açıkça ‘krediyi vermiyoruz’ denilmiyor ama bankaya gittiğiniz zaman geri dönüyorsunuz. Bir gün gidiyorsunuz 0,79 faiz oranı değişmiş 1,19’a çıkmış. Tam müracaat ederken faiz, 1,49’a çıkıyor. Ona müracaat edelim diyoruz, bu sefer faiz oranı 3,49’a dayanıyor.”
‘KAHRAMANMARAŞ’TAKİ UYGULAMA İZMİR’DE DE OLSUN’
İzmirli depremzedelerin unutulduğunu vurgulayan Özkan, depremzedeler arasında bir ayrımcılık yapıldığını şu sözlerle iddia etti:
“İzmir depreminin ardından Kahramanmaraş, Elazığ gibi yerlerde de büyük depremler, yıkıcı depremler yaşadık. Açıkçası bizim için aradaki fark anlam yükleyemediğimiz bir şekilde değişik. Biraz önce hep ben krediden bahsettim. Hiç hibeden bahsetmedim. İzmirli deprem olduğundan beri hiç hibeden bahsetmedi. Oysa şimdi devletimiz Kahramanmaraş merkezli depremden dolayı o bölgedeki depremzedelerimize 5 Ekim 2023 tarihinde Cumhurbaşkanımızın onaylamış olduğu kararnameyle birlikte 750 bin lira hibe, 750 bin lira da kredi desteği sağlıyor. Buna binası orta hasarlı olan vatandaşlar da dahil. Ama İzmir’de binası orta hasarlı olan vatandaşımız 2,79 faiz oranıyla kredi çekecek ve bunu ödemeye çalışacak. Aynı uygulama burada da olsa biz mağdur olmayız.”
REZERV KONUTLARDAN TALEP
Hükümete Aydınlık aracılığıyla depremzedelerin talebini ileten Özkan şunları kaydetti:
“Eski başbakanımız Sayın Binali Yıldırım Bey'le yaptığımız görüşmede rezerv alanda bulunan 3 bin 564 tane konutun bin 200 tanesi binası ağır hasarlı olanlara verildi. Geri kalan konutlardan bizim bilgimiz olmadan 250 tanesi KYK’ya satıldı. Oradan artanların depremzedelere verilmesini istiyoruz. Bizden başka hiç kimse oraya girmesin. Çünkü biz bin 100 kişilik bir listeyi sayın Başbakanımıza verdik. Ben İzmir depremzedesinin unutulmasından dolayı çok üzgünüm.”
BİN 200 KONUT DEPREMZEDELERE VERİLDİ
İzmir depreminin ardından özellikle binası yıkılan ve binası ağır hasar alan vatandaşların birçok problemi çözüldü. Özkan çözülenleri şu sözlerle sıraladı:
“Şimdi ilk yıkılan binalarımızın olduğu yerde yedi adet proje geliştirildi. Burada bin 500 civarında konut yapıldı. Depremzedelerimize teslim edildi. Onlar da yedi kattan beş kata düşürüldüğü için kendi içinde çeşitli sıkıntılar oluştu. Ama sonuçta ev yapılmış oldu. Ağır hasarlılarımız için ise rezerv alan bölgesinde 3 bin 500 tane konut yapıldı. Bunların bin 200 tanesi, evi ağır hasarlı depremzedelerimize teslim edildi, onların da en azından başını sokacakları bir konut olmuş oldu.”
EVLERİ YIKILDI AMA DEPREMZEDE DEĞİLLER!
Binası orta ve az hasarlı olduğu için yıkılan vatandaşlar, Aydınlık’a yaşadıkları zorluğu anlattı. Yasa gereği depremzede sayılmadıklarını vurguladılar.
Mehmet Enver Özsoy: Evim orta hasarlı çıktı. Üç yıl önce yıkıldı ve üç yıldır evsizim. Orta hasarlılar ortada kaldı ama. 7269 sayılı yasada orta hasarlı binalara güçlendirme kredisi veriliyor. Güçlendirme kredisi için başvurduk kredi çıkanlar oldu, çıkmayanlar oldu. İşin bir diğer tarafı daha var ama. Cumhurbaşkanımız Şubat 2021’de, 30 Ekim 2020 depremzedeleri için temel atma töreninde orta hasarlı binaların güçlendirilmesine karşıyım demişti. Aynı şekilde Bayraklı Belediyesi Başkanı Serdar Sandal da orta hasarlı binaların güçlendirilmesi için asla ruhsat vermeyeceğim demişti. Bu anlamda biz ortada kaldık. Çünkü depremzede görülmüyoruz. 0,79 faizli kentsel dönüşüm kredisi için bize söz verildi ancak uygulanamıyor. Rezerv alanda ihtiyaç fazlası konutları vereceğiz dediler, onu da uygulamadılar. Depremzedenin az hasarlısı, ağır hasarlısı, orta hasarlısı olmaz. Evimde oturamayacağım kaygısı ile evimi yıktırmışsam benim adım depremzededir.
Jale Bereket: Evim az hasarlıydı ama zemin sağlam olmadığı için yıkıldı. Bayraklı’dan Çiğli’ye taşınmak zorunda kaldık. Ben emekliyim, 8 bin 500 lira maaş alıyorum, eşim benden daha az maaş alıyor ve artık kirada kalıyoruz. Binamızı incelemeye gelen mühendislere sorduk. ‘Bu binada depremden sonra yaşar mıydınız?’ diye. Bize ‘yaşamam’ dediler. Zemin testi için numuneleri aldılar, numuneleri streçleyemediler bile, hemen dağıldı. Bu kadar tehlikeli bir zeminde, hele bir de İzmir gibi deprem bölgesi olan bir şehirde yaşayamazdık.
BEN DE BAŞKALARINI KURTARACAĞIM!
İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen depremde yıkılan binanın enkazından itfaiye ekiplerince kurtarılan Simge Akbulut (25), kendisini yaşama döndüren itfaiyecilerle aynı mesleği yapıyor. Bayraklı Çamkıran'daki 7 katlı binanın birinci katında bulunan evlerinde depreme yakalanan Simge ve Simay Akbulut kardeşler, anneleri Mehtap Akbulut ile birlikte enkaz altında kalmıştı. Anne ve kızları, İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekiplerinin yaklaşık dört saatlik çalışmasıyla çıkarıldı. Kurtarma çalışmalarına itfaiye amiri olan babaları Mehmet Akbulut da katıldı. Enkazdan kurtulan Simge Akbulut, depremin ardından baba mesleği olan itfaiyeciliği yapmaya karar verdi. KPSS'ye girerek Edirne Belediyesinin itfaiyeci alımı için açtığı sınava katılıp itfaiye eri olarak göreve başlayan Akbulut, Edirne'de 1,5 yıllık görevinin ardından İzmir’de görev yapmaya başladı.
Baba Güney Bölge İtfaiye Amiri Mehmet Akbulut (59) kutsal bir mesleklerinin olduğunu, kızıyla gurur duyduğunu belirtti, “Sofraya hâlâ dört kişi oturmanın” verdiği mutluluğu vurguladı.
‘UMUT HİÇBİR ZAMAN BİTMEZ’
Simge Akbulut, deprem anının hayatının dönüm noktası olduğunu belirtti. Depremde içinde bulundukları binanın kısa sürede çöktüğünü kaydeden Akbulut, o günü şu sözlerle anlattı:
"Annem ve ben aynı yerde enkazda kaldık, kardeşim ise bizim bir alt katımızda enkazdaydı. Annem ve kardeşime sürekli seslenip, yaşayıp yaşamadıklarını kontrol ediyordum... Annemi görebiliyordum ama kardeşimi göremiyordum... Babam ve itfaiye ekipleri enkazı kazarak bizi çıkardı. Bir hafta hastanede kaldım. Bir süre yürüyemedim. Annem ve kardeşim ameliyat oldu, ben de fizik tedavi gördüm. Şu anda hepimiz çok iyiyiz."
Babasının mesleği dolayısıyla çocukluğunun itfaiyede geçtiğini, kendisini hayata bağlayanların da itfaiyeciler olduğunu anlatan Akbulut, depremin ardından itfaiyeci olmaya karar verdiğini belirtti. Akbulut, şöyle konuştu: "Dün onlar beni kurtardı, bugün ben de başkalarını kurtaracağım.”