İzmir Körfezi böyle temizlenir!

İzmir Körfezi berbat halde. Ölü balıklara çöp ve atık kokusu eşlik ediyor. Doğan Hoca, yıllarca bu manzarayı işaret etti. Dilinde tüy bitti ama uyarılar vız gelip tırıs gitti. Usanmadı, bugün de yapılacakları anlatıyor

İklim uzmanı Prof. Doğan Yaşar, akademik çalışmalarını İzmir Körfezi üzerinde yürütmüş seçkin bilim insanlarımızdan biri. Kısa süre önce Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknoloji Enstitüsü Müdürlüğü’nden emekli oldu, halen Türkiye Bilimler Akademisi Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Çalışma Grubu üyesi olarak çalışmalarını sürdürüyor.

İzmirliler, onu yakından tanır. Körfez kirliliği ayyuka çıktığından ve kuraklık tehlikesi baş gösterdiğinden bu yana da Türkiye tanıyor. Onlarca, yüzlerce basın organında adeta bağırıyor: Körfez’de balık ölümleri göreceğiz, yapmayın etmeyin! Kim neler yaptı etti de Körfez bu hale geldi? Bitirdiğimiz her şeye yeniden başlamak mümkün mü? Sorularımızı yanıtladı, yetkilileri göreve davet etti.

Meles Deltası (Geçmiş)
Meles Deltası (Bugün)

SON ÇEYREK ASRIN EN KÖTÜ YILI

- Hocam ne olacak bu Körfez’in hali? Sorun ne zaman başladı?

Son 25 yılın en kötü yılıyız şu anda. 2002'lerden sonra bu çiğli arıtma tesisi bitirildikten sonra en kötü dönemini yaşadık. Ve daha da yaşayacağız.

- Çiğli arıtma! Nasıl kırılma noktası oldu?

Evet, sonra ortam mavileşti, ortam şahane oldu, güzelleşti. Meles deltasına, yani bugün en çok kokan yerdir-, piknik yapar hale geldik. Ama 2004 yılında Piriştina (Ahmet Piritina - İzmir Belediye Başkanı) öldü. Ölünce fabrikaların arıtma testleri kapatıldı, devre dışı kaldı. Yeniden arıtılmadan sular derelere verilmeye başlandı. 2005 yılında Körfez'de geriye dönüş başladı.

DERE YATAKLARI BETON OLDU

- Hocam, yeni uygulama mı başladı? Serbest mi bırakıldı?

Arıtmalar kapatıldı çünkü arıtma tesislerini çalıştırmak için gerekli enerji çok pahalı. Sürekli olarak yeniden kirli su gelmeye başlayınca küçük küçük değişim başladı. Fabrika arıtma tesislerinin cezası İl Çevre Müdürlüğüne bağlı. Belediyelerin ceza kesme yetkisi yok, ama denetim yetkisi var. Örnek al, ölç, sonuçları açıkla ve “Bakanlığı uyarıyoruz ama bakanlık bir şey yapmıyor” diye duyur.

Böyle yapmadılar, al gülüm ver gülüm 2005'ten sonra yavaş yavaş kirlenmeye devam etti Körfez. Ve 2007 yılında bugüne kadar yapılabilecek en büyük zararı verdiler. Bilimsel olarak kıyım!

- Nedir o?

Derenin altını betonladılar. Yapmayın, etmeyin, katliam bu, Körfezi kokutursunuz, mahvedersiniz dedik ama hiç dinleyen olmadı. Belediyeye çimento satan şirketler muhteşem ötesi bir para kazandı bu işten.

- Katliam derken?

Çünkü denizleri besleyen kaynak derelerdir. Kılcal damarlardır böyle dereler. Siz derelerin altını betonla kapatırsanız, yani suyla toprağa gidişinizi keserseniz kokacak tabii. Daha ne bekliyorsunuz ki?

Bir de önemi şudur: Dünyada avlanan balıkların yüzde 95’i dere ağızlarında ve deltalarda avlanır. Çünkü nehirlerden gelen killer yani çamurlar içinde müthiş besleyici elementler vardır. Bu besleyici elementler denize geldikten sonra bunları önce fitoplanktonlar kullanır, yani besin zincirinin en temelini oluştururlar. Ve siz bunu betonlayarak devre dışı bırakıyorsunuz.

VATAN HAİNLİĞİ

- Yani burada iki önemli olay var: Bir derelerin altının betonlanması, bir de arıtma tesislerinin çalıştırılmaması. Dere yataklarını kim betonladı? Bu katliamın günahı kimin boynuna?

2007'de Kocaoğlu ve ekibi. Hâlâ kimin bunu önerdiğini bilmiyorum. Hep sorarım, bu vatan hainliğini kim yaptı? Hiçbir bilimsel yanı yok, en küçük tutar yanı yok! Ardından Tunç Soyer devam ettirdi. Bugün Cemil Tugay 4-5 aydır görevde, o da hiç eğilmedi konuya. Bizim belediye başkanları bilimi sevmiyorlar, bilimden nefret ediyorlar. Ya da bilimin ne olduğunu bilmiyorlar.

- Kişisel olamaz herhalde, Enstitü’yü de arayan danışan yok mu?

Pir Reis Araştırma Gemisi var Deniz Bilimleri’nde... Daha dün (28 Ağustos) çıkabildi! Oysa balık ölümlerine ilişkin ilk ihbar pazar günü gelmişti (25 Ağustos).

- Balık ölümlerini bekliyordunuz...

Çünkü Körfez kıpkırmızı. Körfez'de müthiş plankton patlamaları 1-1,5 aydan beri var zaten. Bunun sonu balık ölümüdür zaten. Bilimsel olarak bu kadar basittir.

BALIK ÖLÜMLERİ YAĞIŞLA BİTER

- Birkaç gün sonra balık mevsimi açılacak. Balık ölümleri ne kadar devam edecek?

5-10 gün sonra, yağışlardan sonra biter, ama bu kirlilik devam edecektir. Geçmesi için yapılacak iki şey var: Bir, fabrikalar arıtmaları çalıştıracak. İki, derenin altı beton kırılacak.

İLK BALIK ÖLÜMÜ 1955 YILINDA

- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tugay, geçen gün yaptığı basın toplantısında “İzmir Körfezi'nde 1965'li yıllardan sonra başlayan kirlilik” dedi. Öyle mi?

İzmir Körfezi'nde ilk kirlilik makalesi 1930 yılında, 94 yıl önce William Newman diye bir Alman araştırıcı tarafından yazılmıştır. Bundan sonra 31 yılında efsane Başkan Behçet Uz, Büyük Kanal Projesi'ni yaptırıyor. Bugünkü Büyük Kanal Projesi'nin eş değeridir. Ama bir bütçe çıkıyor ki, İzmir'in 14 yıllık bütçesi. Çok kurak dönem zaten, bütçe İzmir'e yetecek kadar da değil. Tabii yaptıramıyor. Ve 1955 yılına geliyoruz. 1955 yılında olağanüstü bir fitoplantom patlaması. Yani bugünkü gibi ve binlerce balık ölümü. İlk balık ölümü İzmir'de ve Türkiye'de 1955 yılında gerçekleşmiştir. Cemil Tugay 1965’i nasıl buldu bilmiyorum...

ÇEYREK ASRIN EN VAHİM YILI

- Bugün yapılacak ne var? Var mı?

Bu 25 yılın en vahim durumunu yaşıyor İzmir Körfezi. Bir yandan da koku çok bastırdı. İzmir’in Körfez kokusunu engellemek, Körfez’i temizlemek en basit iştir bugün.

- Daha vahim neler var?

İzmir'in ulaştırma sorunu var. İzmir'in çökme sorunu var. İzmir'in su sorunu var. Bunlar büyük sorunlar. Körfez kirliliği...

- Ne yapılacak o kadar basit olarak?

Gidecek fabrikalara, her gün 7/24 fabrika çıkışlarından su örneği alınacak. Belediye, 20-30 tane çevre mühendisi istihdam etsin, denetim yapsın. Ama burada oturarak “bu Bakanlığın işi, ben bir şey yapamam” demek olmaz. Cemil Tugay ne demişti? Ben 5 yıl içinde size yüzmeyi vaat etmiyorum ama daha temiz bir körfez bırakmayı vaat ediyorum, demişti. Bu cümlenin neresini tutayım ben şimdi? Bakanlık işiyse, sen hiçbir şey yapamıyorsan bu demeci neden veriyorsun?

Sonraki Haber