İzmir’de Işıkçılar Cemaati manşetine matbaada müdahale! Cemaat sansür yaptığına pişman oldu!

FETÖ benzeri örgütlenme ile öğrenci yurdu açan Işıkçılar Cemaatini manşetine taşımak isteyen Yenigün gazetesine, matbaa engel oldu. Gazete yönetimi gazeteyi baskıya yetiştirmek ve ceza almamak için ‘Boşluğa ışık sızdı’ haberini kaldırıp, Atatürk’ün fotoğrafını ‘ışıklar içinde uyu’ diye yayımladı

30 Eylül'de üniversitelerin açılması ile birlikte, öğrencilerin barınma sorunu yeniden gündem oldu. Devlet yurtlarının yeterli kontenjana sahip olmaması, "tarikat ve cemaat" yurtlarının önünü açtı. İzmir'de Işıkçılar Cemaatine ait olduğu bilinen İhlas Vakfı, Buca Atatürk Mahallesi’nde öğrenci yurdu açtı.

İzmir'de yayın yapan Yenigün Gazetesi de devlet yurtlarının yetersiz kontenjanları sebebiyle, öğrencilerin "tarikat ve cemaat" yurtlarına mahrum bırakıldığını vurgulayan "Boşluğa 'Işık' Sızdı" manşetiyle, gazeteyi çıkarma kararı aldı ve baskı için gazeteyi matbaaya gönderdi.

Ancak, matbaadan son dakikada gelen telefonda gazeteyi basmayacakları aktarıldı.

Gazete yönetimi gazetenin baskı saatine gecikip ceza almaması için Mustafa Kemal Atatürk'ün "Türkiye şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz” sözünü manşetine taşıma kararı aldı.

‘TELAFİSİ OLMAYAN SONUÇLARI OLABİLİRDİ’

Aydınlık’a konuşan Yenigün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Dirik yaşananları basının geldiği son nokta olarak niteledi. Dirik şu ifadeleri kullandı:

“Matbaa, önce imtiyaz sahibimiz Mesut Şimşek’e ulaşmış, ‘Biz bu manşetle gazetenizi basmayız’ diye. Haber ve tasarım aşamasında küçük bir ihmal yaptığımızı, Şimşek’in durumu iletmesiyle anlamış olduk. Çünkü gazetemiz ‘Işıklar içinde’ basılıyordu. O saatte, çeşitli baskı seçenekleri üretmek kağıt üzerinde mümkün olsa da, gerçekte çok da seçeneğimiz yok. Ya haberi kaldıracağız ve boyun eğeceğiz, ya da direneceğiz!

‘Gazete aynen kalsın’ seçeneği zaten masaya gelemiyor. Artık o saatte yapabileceğim çok fazla bir şey yoktu. Belki bir matbaa ayarlayıp manşetle çıkabilirdik ama gazetenin çıkmama olasılığını riske atmamam gerekiyordu. Çünkü burada belirli sayıda arkadaşımız çalışıyor ve onun telafisi mümkün olmayacak zararlara yol açması da olasıydı.

Dolayısıyla hem bir taraftan kurumu korumak hem de direnişimizi göstermemiz gerekiyordu. Biz de arkadaşlarla konuşarak bu “Işıklar içinde uyu” manşeti ve altında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'ne çizdiği rotayı anlatan sözüne sahip çıkan birinci sayfayla okurların karşısına çıkmayı tercih ettik.

“Her olay basın cephesinde gedik açmaya devam ediyor. Özellikle yerel basının ve ulusal basının ekonomik gücü malum. Ancak yerel basının durumu biraz daha ekonomik olarak zorda. Biz bunları bilerek yayın politikamızı belirledik zaten. Ne yerel iktidar ne merkezi iktidara taraf olmadan sözü olan herkesin sözünü söyleyebileceği bir platform halinde inşa etmeye çalıştık. Yaklaşık iki buçuk yıldır gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapıyorum. Bu felsefeyle hareket ediyoruz.

‘KAMU GÖREVİNİ YERİNE GETİRDİK’

Muhabir arkadaşımızın ilgilendiği konu da Türkiye'nin acı gerçeklerle yaşadığı cemaat tarikat sorununa dair bir haberdi. Bu haberi yayınlamak zaten gazetecinin görevi olduğunu düşünüyoruz. Biz o anlamda kamu görevini yerine getirdik. Okuyucuya ulaştırmakta sıkıntılar yaşadık ama bu dijital olanakların yoğun olduğu çağda haberimiz daha geniş kitlelere ulaşabildi. Biz de bu vesileyle basının da geldiği durumu insanlara tekrar anlatma fırsatı yakalamış olduk. Üzücü bir şekilde tabii.

‘YARIN DA AYNI MANŞETLE ÇIKACAĞIZ’

Mevcut matbaa ile çalışmaya devam edecek misiniz sorusuna da Hakan Dirik, “Şu anda zaten matbaa olanaklarının neler olduğu şirket yönetiminin masasında. Biz yarın aynı manşetle, basılı olarak çıkacağız. Bunun bir yolunu bulacağız. Zaten dijital ortamda pek çok insan habere ulaşabildi ama olması gereken yerde yani basılı olarak da yarın Yenigün okuyucuları haberi görebilecekler. Onun yolunu bulacağız. Nasıl dün o koşullarda direnebilmenin yolunu bulduysak, onu da basıp, okuyuculara ulaştırmanın yolunu bulacağız.”

Hakan Dirik yaşananları gazetedeki köşesine de taşıdı. Dirik'in yazısının ilgili bölümü şöyle:

Gazete için BOŞLUĞA ‘IŞIK’ SIZDI başlığında karar kıldık. Spot da hazır: “Devletin öğrenci yurtları alanında yarattığı boşluğu cemaatler doldurmaya devam ediyor. FETÖ'nün deşifre olup etkisizleşmesinin ardından gücünü artırmaya başlayan Işıkçılar Cemaati, İzmir'e geniş kapasiteli ilk yurdunu açtı.”

Yurdun kapasitesi ve teknik detayların yanı sıra, Eğitim-İş İzmir 4 No’lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Elbey Kale, ilçelerinde Süleymancılara ait yurt yapımına karşı mücadele eden Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi’nin Sözcüsü Emel Diril ve konuya özenle yaklaşan siyasetçilerin görüşleriyle birinci sayfamız oluştu.

Matbaa, önce imtiyaz sahibimiz Mesut Şimşek’e ulaşmış, “Biz bu manşetle gazetenizi basmayız” diye. Haber ve tasarım aşamasında küçük bir ihmal yaptığımızı, Şimşek’in durumu iletmesiyle anlamış olduk. Çünkü gazetemiz “Işıklar içinde” basılıyordu. O saatte, çeşitli baskı seçenekleri üretmek kağıt üzerinde mümkün olsa da, gerçekte çok da seçeneğimiz yok. Ya haberi kaldıracağız ve boyun eğeceğiz, ya da direneceğiz! “Gazete aynen kalsın” seçeneği zaten masaya gelemiyor. Ertesi gün gazete basılıp piyasaya çıkmazsa, gelecek yaptırımlarla, yaklaşık 30 çalışanımızın istihdam güvencesi sarsılacak.

Gazete ekibi teyakkuzda. Yeni bir birinci sayfa hazırlayacağız. Ama meydanı onlara mı bırakacağız?..
Tabii ki hayır! Madem “Işıkçılar” çekince unsuru, o zaman yanıt belli: “IŞIKLAR İÇİNDE UYU”

Sonraki Haber