Jale Aliyeva: Kadınlar Karabağ’da cesaretini gösterdi

Bakü Devlet Üniversitesi profesörü, Azerbaycan Milli Meclisi dört dönem bağımsız milletvekili, Azerbaycan parlamentosu Aile, Kadın ve Çocuk Meseleleri Komitesi Başkan Yardımcısı Jale Aliyeva ile kardeş ülkede kadınların durumu üzerine sohbet ettik.

Asya kıtasındaki kadınların yaşamlarını, çalışmalarını, özelliklerini, benzer yanlarımızı sizlerle buluşturmak ve birlikte gelecekte ortak çalışmalarda bulunabilmek hedefiyle sürdürdüğümüz röportaj dizimizin bugünkü konuğu, Bakü Devlet Üniversitesi profesörü, Azerbaycan Milli Meclisi 3., 4., 5. ve 6. dönem bağımsız milletvekili, Azerbaycan parlamentosu Aile, Kadın ve Çocuk Meseleleri Komitesi Başkan Yardımcısı Jale Aliyeva. Kendisi çok sıcak ve samimi bir görüşme ile sorularımızı yanıtladı.

KADINLAR ÖNDE

  • Azerbaycan kadınının öncelikli sorunları nelerdir, kadınların toplumda yeri nedir?

Azerbaycan’da, kadınların her zaman toplumda önemli yeri olmuştur. Kendi hakları uğrunda büyük mücadeleler veren kadınlarımıza, 1918 yılında Doğu’da ilk kez seçme ve seçilme hakkı verilmiştir. Bu da geçen yüzyıl içerisinde kadınlarımızın toplumsal değerini arttırmıştır. Azerbaycan bağımsızlığını ilân ettikten sonra, geçen 30 senelik süre zarfında, kadınlarımızın ülkede sosyal ve siyasi alanda etkisi artmış, bu alanlarda aktif faaliyet göstermişlerdir. Yalnızca bunu söylemek yeterlidir ki Azerbaycan Milli Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı kadındır. Özellikle, öğretmen ve doktorlarımızın büyük kısmı kadınlardan oluşuyor. Kültür, sanat, spor, siyaset, hangi alanlara bakarsak bakalım orada kadınlarımızı görebiliriz. Şunu da belirteyim, son 30 yılda parlamentoda kadın temsilcilerin sayısı iki katına çıkmıştır. Tabii ki, tüm bunlar devlet siyasetinin sonucudur.

AZERBAYCAN KADINI CESARETİNİ GÖSTERDİ

Ermenistan’ın, 30 yıl kadar bir süre topraklarımızı işgal altında tutması, Azerbaycan kadınının hukuklarını ayaklar altına almıştır. Bu süre içinde, kadınlarımızın mülteci durumuna düşmesi büyük bir sorun olmuştur. Bu adaletsiz süreçte, kadınlarımızın mahrumiyetlere maruz kalmasının altını çizmeliyiz. Bütün dünyada haykırdığımız gibi yine sesimizi duyurmalıyız. Evet 44 günlü savaşta, Azerbaycan kadını yine cesaret ve deyanetini herkese gösterdi. Fakat dünya unutmamalıdır ki, geçen 30 yılda kadınlarımız ne zorluklar yaşadılar, ne bedeller ödediler.

‘KADIN VE ERKEK ARASIDAKİ DENGE BOZULMAMALI’

  • Amerika ve Avrupa ülkelerinde feminist hareket, LGBTİ hareketi ile kol kola girmiş durumda. Siz bu konularda ne düşünüyorsunuz?

Evet Azerbaycan’da da feminist harekatın belirtilerini görüyoruz. Feministler kadın hukukları uğruna mücadele ediyorlar. Demokratik toplumlarda herkes kendi düşüncesini ileri sürebilir. Fakat bu düşüncelerin topluma nasıl yansıtıldığı önemlidir. Böyle durumlarda toplumda da bazı yanlış anlaşılmalar olabilir. Kadın olarak her zaman kadınlarımızın yanındayız. Sadece kadın hukuklarını, yaratılışın aksine giderek ortaya atmakla yapıcı sonuçlar elde edemeyiz. Kadınla erkeğin tabiatını, fizyolojisini unutmamalıyız. Yaratan, kadınla erkeği aynı güçte, aynı fizyolojide yaratmamıştır. Tıbbi açıdan da baktığımızda aradaki farkı görebiliriz. Onları beraberleştirmek, erkeğin başarabileceği bir işi kadına, kadının işini de erkeğe yüklemek imkânsızdır. Tabii, bu benim kendi düşüncelerimdir. Şairimiz diyor ki; Berbad oluruk biz / Sehv düşende yerimiz (Berbat oluyoruz biz / Yanlış düşende yerimiz). Ailede de kadın ve erkeğin görevi ayrıdır. Kadın ve erkek beraberliği istediğimizde dengeyi bozmayalım. Gelin doğanın işine karışmayalım.

  • Asya ülkelerindeki kadın çalışmaları ile Batı’da yürütülen kadın çalışmaları arasında fark var mıdır?

Kadına bakış açısı üzerinden Batı ve Doğu’ya baktığımızda aradaki farkı görebiliriz. Azerbaycan da bir Doğu ülkesidir, fakat daha çok Batı yönümlüyüz. Bugün Azerbaycan’da elde edilen başarıların sırrı da Batı ve Doğu sentezinden kaynaklanıyor. Bugün Doğu’da kadın hukuklarını ayaklar altına alan, seçme hukukunun olmadığı ülkeler var. Batı ve Doğu kadınınını mukayese ettiğimiz zaman aradaki farkı açık şekilde görüyoruz. Savaşlar, göçler... yüzlerce kadının hukunu elinden alıyor. Bugün, Doğu’daki olaylar bütün dünyanın yüzünü kızartmalıdır. İnsan Enstitüleri bu konuda sözlerini söylemelidirler.

ERKEKLERLE BİRLİKTE SAVAŞTIK

  • Kardeş Azerbaycan kadınlarından Türk kadınlarına mesajınız ne olabilir? Birlikte yapılacak kadın çalışmaları, hangi zeminde ve nasıl yürütülebilir?

Türk kadını tüm zamanlarda, tarihin en kadim sayfalarında kendi erkeği ile birlikte, çiyin çiyine çalışmış, ona destek olmuş, at belinde savaşmıştır. Kendi cesareti ile namus ve şeref timsâli olmuştur. Bugün, Türk kadınlarının birliği çok önemlidir. Azerbaycan ve Türkiye kadınlarının beraber çalışması ve mevcut boşlukların kapatılması çok önemlidir. Azerbaycan ve Türkiye parlamentoları kadın temsilcileri birbirlerile temastadırlar. Bu temaslarda mevcut sorunları ele alıyoruz. Bu bizim için önemlidir ve beraber projeler gerçekleştirmemiz, tarihi Türk Kadını isminin korunması, bizim için büyük önem arz ediyor. Tüm Türk kadınlarına savaşsız, sorunsuz, başlarının üzerinde her zaman Ay ve Güneş’in olduğu bir dünya arzuluyorum.

‘ŞİDDETE KARŞI KANUNLARI YÜRÜRLÜĞE SOKMALIYIZ’

  • Azerbaycan’da örgütlü kadın çalışmaları hangi kuruluşlarca yürütülmektedir ve kadına şiddet yaygın bir sorun olarak karşımıza çıkıyor mu?

Kadına şiddet sorunu, yalnızca Azerbaycan’ın değil tüm dünyanın sorunudur. Ne yazık ki, kadına şiddetin yüzde 90’dan fazlası aile münakaşasından oluyor. 21. yüzyıldayız, globallaşen dünyanın bir parçasıyız ve eğer gelişmek istiyorsak aile içi şiddete karşı savaş aparmalıyız. Kadına şiddetin olduğu ailelerde büyüyen çocuklarda da bir travma yaşanıyor. Şiddetin karşısına geçmek için söz yeterli değildir, bunun için adım atmalıyız. Evet, devlet kadınlarımıza güvence sağlıyor, onların hukukları korunuyor. Fakat, sadece kanun kabul etmekle şiddetle başa çıkamayız. Bu kanunları yürürlüğe sokmalı, alanları genişlendirilmelidir. Bunun için de insanların düşüncelerini değiştirmek için çalışmalar yürütmek önemlidir. Kızlarımızın erken evlendirilmesi, kadına şiddet ve bu gibi konularda devletin gördüğü işler ortadadır. Ancak insanların beyinlerinde bir devrim yaratmak için daha fazla işler görülmelidir. Azerbaycan’da mevcut olan Aile, Kadın ve Çocuk Sorunları Devlet Komitesi bu düzeyde büyük işler görmektedir. Biz de toplum olarak kadına şiddete karşı sessiz kalmamalıyız. Sessiz kaldığımız sürece böyle sorunlarla karşılaşacağız ne yazık ki.

Azerbayan’da, kadının kadın olduğu için bir sorunla karşılaşması gibi bir şey söz konusu değildir. Tüm devlet idarelerinde bu konuda hiçbir ayrımcılık söz konusu olamaz. Yeter ki kadın ne istediğini bilsin ve kendini yeteri seviyede geliştirmiş olsun. Azerbaycan’da erkek ve kadın beraberliği tam temin edilmiştir.

Sonraki Haber