Johnson durumu toparlayamadı Birleşik Krallık zor durumda

İngiltere’de maske ve koruyucu giysi krizi aşılamıyor. Sağlık çalışanları zor durumda. Kamuoyunda hükümete karşı büyük bir tepki gelişti. Başlarda sürü bağışıklığını savunan Başbakan Johnson’un politikalarının ve tedbirsizliğin bu krize yol açtığı belirtiliyor. Türkiye’nin yardımları ise umut oldu.

Birleşik Krallık’ta sular bir türlü durulmuyor. Hasta sayısı 120 bin 67’yi, ölü sayısı 16 bin 60’ı bulan ülkede günlerdir maske ve koruyucu giysi krizi hüküm sürüyor. Hükümet sağlık çalışanlarına yayınladığı kılavuzla koruyucu giysinin bittiğini, son su geçirmez koruyucu giysilerini yıkayıp, arındırıp tekrar tekrar kullanmalarını, gerektiğinde plastik önlükle idare etmelerini söyledi. Bu bilgi hem sağlık çalışanlarında hem de halkta infial yarattı, sağlık çalışanlarının kendilerini böyle bir tehlikeye atmamaları sağlık dernekleri tarafından dile getirildi.

Basın, hükümetin ve başbakanın bugüne kadar olan icraatını tartışıyor. İngiliz Tabipler Birliği Danışma Komitesi Başkanı Rob Harwood, yaptığı açıklamada, "Bu kılavuz, bazı sağlık çalışanlarının hükümetin başarısızlığı nedeniyle kendilerini içinde bulmaya devam ettikleri korkunç durumun daha fazla kabulüdür" değerlendirmesinde bulundu.

HÜKÜMET BASININ HEDEFİNDE

The Times gazetesinin pazar günleri yayınlanan kardeşi The Sunday Times'ın verdiği "İngiltere'nin uykuda felakete yürüdüğü 38 gün" başlıklı haberde, ülke "tehlikeye yol açacak şekilde hazırlıksız" olmasına karşın salgınla mücadelede 5 haftayı boşa geçirdiğini yazdı. Başbakan Boris Johnson'ın, bu süreçte koronavirüsle ilgili yapılan ve Cobra adı verilen 5 acil durum kabine toplantısına katılma gereği bile duymadığı belirtildi.

Bu tür tutumlardan dolayı hükümete eleştiri gittikçe yoğunlaşmakta. Birleşik Krallık’taki uzmanlar korona pandemisinin öngörülebilir ve önlenebilir olduğunu savunmakta. Independent gazetesinin haberi ise koruma giysisi olmayan sağlık çalışanlarının her an görevlerini bırakabileceklerine ve hükümetin erken davranıp siparişlerini verip koruma giysisi sıkıntısına yol açmadan bu krizi önleyebileceğine değindi.

19 Nisan tarihli Sunday Times Başbakan’ın zor bir seçim yapması gerektiğini, ya ekonomik ölüm ya da insanların ölümünü seçmesi gerektiğini yazdı. Yaşlı bakımevlerinde ise ayrı bir trajedi yaşanmakta, yaşlılar birer birer ölüme gitmekte. Bugüne kadar bu bakımevlerinde 4 binin üstünde ölüm gerçekleştiği ve bu rakamların resmi istatistiklere geçmediği belirtilmekte.

The Guardian gazetesinin haberine göre koronavirüs ülkeye geldiğinde hükümet yeni seçilmiş olmanın sarhoşluğundaydı ve akılları Brexit sürecindeydi. Başbakan Karayip adalarına tatile gitmişti. Hamile sevgilisiyle balayı havasındaydı. Başbakanın en yakın danışmanı Dominic Cummings ise kendi damgasını vurma peşinde üst düzey devlet memurlarına savaş açmıştı. İşçi Partisi dört seçim kaybetmiş ve lidersizdi. Başbakan 13 Şubatta yeni kabinesini kurdu ve kabinede büyük değişiklikler yaptı.

Gazetenin haberine göre 31 Ocak’taki ilk korona vakasından 11 hafta sonra Birleşik Krallık kendini çok zor bir durumda buldu. Ekonomi bozulmuş, binlerce kişi hastalanıp ölmüştü. Almanya, Güney Kore, Tayvan, Yeni Zelanda gibi birçok ülke bu sınavdan başarıyla çıkmıştı. Birleşik Krallık da istese benzer bir şekilde çıkabilirdi. Hükümetin üst üste yaptığı hatalarla uzmanlar en az 20 bin ölü olacağını ve muhtemelen Avrupa’nın en çok kayıp veren ülkesi olarak istatistiklerde yer alacağını belirtiyor.

ARTIK ÇOK GEÇ

Imperial College’dan David Nabarro Dünya Sağlık Örgütü’nün net bir şekilde uyarıyı yaptığını, Birleşik Krallık’ın önlem almadığını, sürü bağışıklığı gibi yanlış bir yola giren tek ülke olduğunu söylüyor. Gazetenin haberi hükümetin sonunda geri adım atıp önlem almaya başladığını ama çok gecikmiş olduğunu ekliyor. Haber bu tavırda olan diğer ülkenin de ABD olduğuyla son buluyor.

TÜRKİYE'NİN YARDIMLARI KONUŞULUYOR

Birleşik Krallık’taki bir diğer gündem ise Türkiye’nin yardımları. 18 Nisan’da Birleşik Krallık İskan, Topluluklar ve Yerel Yönetimler Bakanı Robert Jenrick, günlük basın toplantısında, koruyucu malzemenin tükenmesiyle ilgili soru üzerine, Türkiye'den yeni bir sevkiyat beklediklerini söyledi. Jenrick, "Türkiye'den yaklaşık 84 tonluk büyük bir kişisel koruyucu malzeme sevkiyatı bekliyoruz. Bunun içinde 400 bin önlük de olacak. 19 Nisan’da burada olmasını bekliyoruz" dedi.

The Guardian gazetesi de, "Hükümet, kişisel koruyucu ekipman kıtlığı yaşandığını kabul etti ve pazar günü Türkiye'den 400 bin adet koruyucu önlük de dahil olmak üzere büyük bir sevkiyatın geleceğini vaat etti" dedi.

Yardımların bir an önce ülkeye ulaşması ve dağıtımının yapılması bekleniyor.

‘TÜRKİYE’NİN YÜCE GÖNÜLLÜLÜĞÜ’

Türkiye daha önce de yardım göndermişti. 10 Nisan’da Türkiye’den gelen ilk kargo uçağı maske ve koruyucu giysi getirmişti. Mevlana’nın "Ümitsizliğin ardında nice ümitler var. Karanlığın ardında nice güneşler var" sözüyle gelen uçak, yine Mevlana’nın bu cümleleriyle tüm yazılı ve görsel basına yansımıştı. Dışişleri Bakanı Dominic Raab Mevlut Çavuşoğlu’na telefon edip teşekkür etmişti. Basın Türkiye’nin aynı zamanda İtalya, İspanya ve Balkan ülkelerine de yardım ettiğini dile getirmişti.

Kargo uçağının üzerindeki Türk bayraklarımızın fotoğraflarını basında görmek bizleri ayrıca çok gururlandırmıştı. Bu haberler Birleşik Krallık sosyal medyasında da ‘Birleşik Krallık’ın basiretsizliği, Türkiye’nin yüce gönüllülüğü’ olarak yer bulmuştu. 5 Mart BBC haberinde ise Türklerin yine yüce gönüllükle sokak hayvanlarını nasıl beslediği anlatılmıştı. Birleşik Krallık’ta sokaklarda sahipsiz kedi, köpek yok, ancak çok daha üzücü bir şekilde aile bağlarının zayıf olması nedeniyle sokaklarda yatan evsiz ve çok yalnız insanlar var.

Sonraki Haber