Yaptırımlara rağmen kazanacağız
TeleSUR muhabiri Yunus Soner, Eski Venezuela Dışişleri Bakanı ve şu an Halklar İçin Bolivarcı Alternatif (ALBA) Genel Sekreteri Jorge Arreaza ile Venezuela'daki seçim kampanyasını konuştu. Jorge Arreaza 'Yaptırımlara rağmen kazanacağız' dedi
Venezuela'daki seçim kampanyasında istikrar ve ekonomi gibi pek çok ulusal mesele tartışılıyor. Ancak seçimin Venezuela'nın uluslararası ilişkileri ve Latin Amerika'nın bölgesel entegrasyonu açısından da yansımaları olacak. Ayrıntıları teleSUR muhabiri Yunus Soner, Eski Venezuela Dışişleri Bakanı ve şu an Halklar İçin Bolivarcı Alternatif (ALBA) Genel Sekreteri Jorge Arreaza ile konuştu.
Arreaza, Caracas'taki uluslararası kitap fuarında yeni kitabı Simon Bolivar İttifakı'nı tanıttı. Burada, seçimlerde alınan temel kararın altını çizen Venezuelalı siyasetçi, “Venezuela'daki seçimler her zaman egemenlik yolu, demokratik sosyalizm yolu ya da sömürge, boyun eğme ve tahakküm yolu arasında bir karar olmuştur. 1998'den bu yana Venezuela'daki her seçim, bir ucu ya da diğerini seçmek içindir.” ifadelerini kullandı.
‘YAPTIRIMLARA RAĞMEN KAZANACAĞIZ’
Eski Venezuela Dışişleri Bakanı, Maduro'nun saldırılara, 930 ABD yaptırımına ve ablukalara rağmen kazanacağını söylüyor. Dolayısıyla bu zaferin Venezuela'nın ötesinde tüm kıtada etkileri olacağını belirtti.
“Bu tüm halkların kutlayacağı bir zafer. ALBA halkları derken 10 üye ülkenin ötesine geçiyorum, çünkü Amerika'mızdaki halk hissiyatı Meksika'dan Arjantin'e, Kaliforniya'dan Arjantin'e kadar tüm ülkelerde aynı.” diyen Arreaza, “Arjantin evet, ama Milei (Devlet Başkanı) hükümeti daha az. Aşırı sağın diğer güçleri gibi bu başkan da Maduro'ya ve Latin Amerika entegrasyonuna karşı muhalefeti temsil ediyor. Bu hükümetler emperyalizm tarafından, yeni sömürgecilik tarafından entegrasyona saldırmak, bizi parçalamak, bizi bölmek için gönderilen bir tür kiralık katillerdir, çünkü bu şekilde asla bağımsız olamayız, her zaman egemenliği sağlayamayız.” ifadelerini kullandı.
‘KITASAL ÇATIŞMA SEÇİMLERE YANSIDI’
Uluslararası ilişkiler uzmanı Franco Vielma da bu kıtasal çatışmanın Venezuela seçimlerine de yansıdığını belirtti. Vielma aşırı sağcı muhalefetin Milei'nin pozisyonunu paylaştığını söyleyerek, “Bir muhalefet hükümetinde ortaya çıkan, çıkacak olan ya da var olan en büyük risklerden biri Venezuela'nın uluslararası ilişkiler sistemi içinde fiilen donmuş ya da devre dışı kalmış olarak kalmasıdır. Alba ve Petrocaribe'yi yok etmenin yanı sıra Venezuela örneğin Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu’nda (CELAC) pasif bir özne olmaya başlayacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
Vielma, bunun Venezuela'nın ilişkilerinin Kolombiya, ABD, İspanya ve Fransa olmak üzere dört ülkeyle sınırlı olduğu Hugo Chavez öncesi döneme geri dönüş anlamına geleceğini vurguladı. Ve Venezuela'nın bugün uluslararası diplomaside sahip olduğu yeri inkar ediyor. Vielma’ya göre Güney Amerika Ülkeleri Birliği ve CELAC'ın kurucusu olarak Venezuela bölgesel diplomaside pasif bir özne olmaktan ziyade bölgesel alanda politika belirleyici olmaya başladı.
Uzmanlara göre seçimde iki Venezuela kavramı yarışıyor. Biri ABD'nin uydusu olmaya geri dönen bir ülke, diğeri ise BRICS'e girme hırsıyla Avrasya'nın kapılarını çalan bir bölgesel entegrasyon lideri.