Kadın dostu güvence modeli şart

İşgücü piyasalarında kadınların konumu, kadınların sadece bugününün gelir güvencesini değil gelecekteki gelir güvencesini de belirlediği çoğu zaman gözden kaçan noktalardan biri.

1980’li yıllarda başlayan refah devletlerinin krizi ve yeniden yapılanma sürecinden nasibini alan ülkemizde de kamusal sorumluluğun yerini giderek piyasa ve bireysel sorumluluk aldı. Bu durum kadının da pek çok alandan dışlanmasının zeminini yarattı.

İşgücü piyasalarında düzenli ve sürekli yer alma olanağına sahip olamayan kadınlar, ya çalışmaya ve buna bağlı olarak düzenli katkıya dayalı sosyal sigorta programlarından dışlanıyor ya da katkıya dayalı olmayan, sosyal yardım programlarına bağlanıyor. Bu da kadınların temel sosyal hakkı olan sosyal güvenliğe kendi üzerlerinden erişim hakkının da ortadan kalkmasına neden oluyor.

Araştırmalar, 13,3 milyon kadının ücretsiz bakım emeği verdiği için çalışma hayatına katılamadığını gösteriyor. Bu durum TÜİK verileri ile birlikte değerlendirildiğinde, kadınların işgücüne katılımını artıracak mekanizmaların etkin bir şekilde artırılması ve kadın dostu sosyal güvenlik modellerinin geliştirilmesinin aciliyetini de ortaya koyuyor.

KAZANIM 46 YIL ALABİLİR

Dünya Kadınlar Günü öncesinde yayınlanan yeni ILO raporuna göre bakım hizmetleri ve politikalarındaki süregelen ve önemli açıklar, aile sorumlulukları taşıyan yüz milyonlarca işçiyi yeterli koruma ve destekten yoksun bırakıyor; ancak, bu ihtiyaçlar karşılanırsa 2035 yılına kadar yaklaşık 300 milyon kadar iş yaratılabilir. Rapora göre, üreme çağındaki her on kadından üçüne, yani 649 milyon kadına sağlanan annelik koruması yetersiz kalıyor; ILO’nun 2000 tarihli ve 183 sayılı Analığın Korunması Sözleşmesi’nin temel gereklerini karşılamıyor.

Sözleşme, kadınlara en az 14 haftalık doğum izni verilmesini ve bu süre boyunca, sosyal sigorta veya kamu fonlarından karşılanacak biçimde, kadının önceki kazancının en az üçte ikisi tutarında ücret ödenmesini zorunlu tutuyor. Çalışmaya göre, her ne kadar “ücretli doğum izni veya annelik koruması evrensel insan ve çalışma haklarından biri” olsa da, rapor kapsamında incelenen 185 ülkenin 82’si bu standartları karşılamıyor. Reform şimdiki hızıyla sürerse, incelenen ülkelerde asgari doğum izni haklarını elde etmek en az 46 yıl alacak.

Sonraki Haber