Kadın voleybolundaki devrim rüzgârı!

Kadın voleybolundaki devrim rüzgârı!

Kadınlar Voleybol Milletler Şampiyonası’nın Antalya ayağı çekişmeli maçlara sahne oldu.
Türk kadın millilerin dünyanın bir numaralı takımı sıfatıyla katıldıkları şampiyonada çok başarılı oldukları söylenemez. 2 galibiyete karşın, çekiştiğimiz iki iddialı takım karşısında alınan yenilgiler düşündürücü oldu. Olabilir, yenmek de var yenilmek de; dahası, şampiyona devam ediyor. Ayrıca, başarının/başarısızlıkların teknik nedenleri bu yazının konusu değil.

Antalya karşılaşmalarının esas galibi, filenin önündeki oyuncular değil, tribünlerdeki kadın seyircilerdi. Salonu tıka basa dolduran seyircilerin ezici çoğunluğunu kadınlar oluşturdu. Başı bağlısından modern giyimlisine kiminin yüzü boyalı binlerce kadın, genç kız hatta çocuklar, hop oturup, hop kalktılar.

Seyircilerin çoğunluğunu oluşturan gençler, takım oyuncuları kadar enerji tükettiler maçlarda. Bağıran da, alkışlayan da, takımı coşturmak için çırpınan da onlardı. Takım sayı aldığında binlerce genç kadın bir anda ayağa fırlıyordu.

Kadın seyircinin bir başka özelliğini de kaydedelim. En ufak bir çirkin tezahürat yoktu.
Bu da süren devrimin ahlakının işareti oluyor.

VOLEYBOL SADECE VOLEYBOL DEĞİL

Futbol sadece futbol değildir, sözü ünlendi dünyada. Gerçekten futbol, futboldan başka bir şey yaşadığımız dünyada. Peki, ya voleybol? Dünyada değil ama ülkemizde bir başka boyut kazandırdı kadınlar. Özellikle son yirmi yılda Cumhuriyet değerlerinin yıpratılmasının öncelikle kadınları rahatsız ettiği ayan beyan ortada idi. Muhafazakâr kesimlere en yoğun, yaygın tepkiler kadınlardan yükseliyordu. Kadın voleybolunun dünya çapında kazandığı başarılar, kadınlara artı bir moral, dinamizm kazandırmış, umut ışığı olmuştu.

Aslında kamuoyundaki genel beklenti, Antalya’da takımın öteki rakiplerini ezip geçmesiydi.
Öyle olmadı, ama başka bir şey oldu. Kadınların maçlara ilgisi salonu şenlik yerine çevirdi.
Anlamlı bir gövde gösterisi yaşandı. Biz buradayız diye haykırdı kadınlar…

Türk kadın milli takımının Dünya Şampiyonası’nda kazandığı başarıları Dr. Doğu Perinçek “Kadın devrimi” olarak nitelemişti.

Antalya’da bir kez daha görüldü. Kadın devrimi mevziler kazandığı voleybolda varlığını sürdürüyor, başka alanlardaki gelişmeleri de dikkatle izliyor.

“Salonda devrim mi olurmuş” diyenleri duyar gibi oluyorum. Niye olmasın? En azından devrimin birikimini insanların yaşadığı her yerde yaptığı gerçek değil mi?

Futbol sadece futbol değil… Bu sözü şimdilik bir yana koyalım. Şu çok açık: Türkiye’de kadın voleyboly sadece voleybol değil, başka bir şey, spor ötesi bir arayış. Kadınların yüzyıllardan gelen eşitlik, özgürlük mücadelesinin bir parçası… Kadın devriminin bir kulvarı.

Antalya spor salonunu dolduran gencinden yaşlısına binlerce kadın bunu gösterdi.
Kadın millî takımının oyuncularının, kadınların beklentilerinin büyüklüğü karşısında, kendilerini ona göre hazırlamaları gerekiyor doğal olarak.

Sonraki Haber