‘Kamu hizmeti bitti mi ki bütçen fazla veriyor!’
Bütçenin mayıs ayında 144 milyon lira fazla vermesinin ne anlama geldiğini, emekli Maliyeci Şefik Çakmak’a sorduk.
Duayen iktisatçı, bir devlet için bütçe fazlası vermenin, bütçe açığı vermekten daha kötü bir şey olduğunu belirterek “Bütçe fazlasını saklamak demek, yok etmek demek, gerekli kamu hizmetlerini yapmamak demek. Türkiye’de kamu hizmeti bitmiş mi? Türkiye’nin 144 milyar liralık kamu hizmeti yapacak yeri yok mu?” diye sordu. Ekonomi yönetiminin bugün yapması gereken en önemli şeyin tarımı desteklemek olduğunu ifade eden Şefik Çakmak, “Bütçe fazlası, olduğu gibi bir handikaptır, bir kötülüktür, eksi puandır. “ diye konuştu.
‘ENFLASYONDAN KAYNAKLANIYOR’
- Bu ölçüde bir bütçe fazlasının nedeni nedir?
Bütçe fazlası, enflasyondan kaynaklanan gayet sağlıksız bir durum.2022 yılı bütçesini yaparken, 2021 yılında 100 gelir 100 gider varsa, bir sonraki yıl da aynı durum ve şartlar olacaksa, enflasyonu da 15 öngörürseniz 115 geliriniz, 115 gideriniz olur. Bütçeyi böyle bağlarsınız. Ama enflasyon yüzde 15 değil yüzde 70 olursa, geliriniz 170 olur. Gider artmaz. Gider de olsa olsa 120 olur, böylece 50 puan fazla vermiş olursunuz. Rakamlar da bunu gösteriyor.
Kurumlar vergisi bütün yıl boyunca 166 milyar lira hesaplanıyordu. Ama Mayıs ayı itibarıyla sadece mayıs ayı itibariyle 148 milyar lira. Bu, enflasyondan kaynaklanıyor.
Akaryakıttan vs alınan Özel Tüketim Vergisi, akaryakıt 10 lira iken alacağınız vergi 1 ise akaryakıt 20 iken alacağınız vergi 2 oluyor.
Ayrıca transfer harcamalarında azalma var. Nedir onlar? Mesela faturalı ödemeler: müteahhitlere ödemeler, ilaç ödemeleri vb. İkincisi tarıma verdiğiniz desteklemeler. Üçüncüsü ailelere yaptığınız yardımlar. Bunlarda yüzde 24 azalış var. Daha az ödüyorlar, ödemiyorlar! Bunun sebebi ne? KKM nedeniyle yüz milyarlarca lira ödemek zorunda kalacaklar, bunu biriktirmeye çalışıyorlar.
- Ne yapmak lazım?
Bütçe fazlası aslında fiktif bir olaydır. Enflasyondan kaynaklanan her şey fiktiftir.
İdarenin enflasyonu hesaplayamaması gibi bir saçmalık olamaz. Ama diyelim hesaplayamadınız, yapacağınız, diyelim bayram ikramiyesi veriyorsunuz, 1000 lira diye millet isyan etti, zaten fiktif olanı gerçeğe döndürdüğünüz zaman 2 bin lira vermeniz lazım. Fiktif kazancı, giderlerde fiktif artışlarla karşılamanız gerekirdi. Asgari ücreti artırmanız gerekirdi, tarıma sübvansiyonu artırmanız gerekirdi, akaryakıtı sübvanse etmeniz gerekirdi.
‘EKONOMİNİN TEMELİ TARIMDIR’
- Tarımda bizi bekleyen çok büyük bir kriz var. Bu gelir artışı tarımı sübvanse etmek için bir fırsat değil mi?
Enflasyon kaynaklı fiktif gelir artışı olmasa bile yapması gerekirdi. Ekonominin temeli tarımdır. Sizin zaten tarımı bu duruma sokmaması gerekirdi. Gübreyi nasıl yüzde 200 artırırsınız! Mazotu yüzde 300 nasıl artırırsınız!
Dar gelirlilerin büyük kısmı tarımda, dar gelirlilerin harcamalarında da ağırlık oluşturuyor. Bence yapılması gereken en önemli şey tarımı desteklemek, bunu yapmak için bütçe fazlasına gerek yok, fazlan olduğuna göre destekle zaten.
Bütçe fazlası, olduğu gibi bir handikaptır, bir kötülüktür, eksi puandır. Bütçe fazlası verilmemesi gerekir. Bütçe açığı olur, neden olur, bir ihtiyaç vardır, mesela tarımı desteklemeniz gerekir, destekler, açık verirsiniz. Ama siz hem fazla veriyorsunuz hem tarımı desteklemiyorsunuz!
Neden böyle oluyor? Çünkü bu ekonomi politikası az-orta gelir gruplarından üst gelir gruplarına gelir aktarmayı esas alıyor. Fazla da bundan dolayı.
Bütçe fazlasını zaten saklayamazsınız. Bütçe fazlasını saklamak demek, yok etmek demek, gerekli kamu hizmetlerini yapmamak demek. Türkiye’de kamu hizmeti bitmiş mi? Türkiye’nin 144 milyar liralık kamu hizmeti yapacak yeri yok mu? Bütçe fazlası vermek, bütçe açığı vermekten daha kötü bir şeydir.