Kamuda torpil yine gündemde! Mülakat kaldırılsın

Kamunun kanayan yarası liyakatsizlik yeniden gündemde. Yaşananlar bir kez daha talebinizi komisyona iletecek bir ‘referans’ bulursanız işinizin olacağını gösterdi. Öte yandan mağdurların öfkesi büyük. Uzmanlar yapılan mülakatların denetlenebilir olmadığı görüşünde

Adalet Bakan Yardımcısı Ramazan Can’ın Adalet Bakanlığı görevde yükselme sınavına ilişkin kendisine gelen talepleri özel kalemine ilettiği telefon mesajlaşmaları ortaya çıkınca liyakat tartışmaları da yeniden gündeme geldi. Duruma tepki gösteren vatandaşlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimleri öncesinde verdiği “mülakat kaldırılacak” vaadini hatırlattı, Bakan Yardımcısı Can’ı istifaya davet eden de oldu; “Adalet Bakan Yardımcısı bunu yapıyorsa mülakatta adalete nasıl güvenelim” diyen de. Tepkiler yalnızca iktidar partisine gelmedi, muhalefet partilerinde yaşananlar da dile getirildi. Türkiye’nin kanayan yarası liyakatsizlik bir kez daha gözler önüne serildi. Öte yandan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, iddiaları “Talepler gelir. Bunları değerlendirecek olan ilgili komisyonlardır.” diyerek savuşturmaya çalıştı.

DAVAYI KAZANAN İKİNCİ DEFA ELENİYOR

Kamu kurumlarında liyakat Türkiye’nin en çok tartışılan konularından biri olarak güncelliğini koruyor. Vatandaşlar, sendikalar, barolar, meslek örgütleri konuya ilişkin açıklamalarında İşe alımlarda güvenlik soruşturması ve Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanının yeterli olacağını belirtirken yapılacaksa mülakatların kamera kaydına alınması gerektiğini belirtiliyor.

Aydınlık’a konuşan avukat Erdem Cömert, açtıkları davaları kazansalar bile çözüm olmadığını vurguladı. Cömert, şunları kaydetti:

“Özellikle son dönemde KPSS ile uzmanlık, denetmenlik, hakimlik, savcılık, kaymakamlık gibi sınavlarda torpilin yoksa, ki referans diyorlar artık buna, buralara atanma şansın yok. Burada birçok insanın açık açık hakkı yeniyor. Sınavlarda yüksek puan alıyor, mülakattan eleniyor. İdare mahkemelerine dava açıyoruz: Mülakatlar usulüne uygun yapılmadı, sorular zarftan çekilmedi, öğrencinin verdiği cevaplar tutanak altına alınmadı diyoruz. Yargıda da bu davaları kazanıyoruz. Ama o zaman da diyorlar ki seni bir mülakata daha alalım, bir daha eleyelim. İstediğin kadar dava aç, önemi yok. Biz gerekirse seni üç kere eleriz diyorlar. İnsanlar da artık kaderine razı oluyor. En önemli sorun şu, yapılan mülakatlar yargı tarafından denetlenebilir değil.

‘AHLAKİ ÇÖKÜNTÜYE NEDEN OLUYOR’

“Bakın ta 17’nci yüzyılda Koçi Bey bir risale yayınlamış ve Osmanlı devletine demiş ki ‘adam kaydırma devam ederse bu devlet çöker’ Zaten 200 yıl sonra da çökmüş. Bu liyakatsizlikler devletin altını oyan, çökerten, insanların kamuya olan güvenini ortadan kaldıran şeyler. Ve insanlarda ne iş olsa yaparım mantığıyla ahlaki bir çöküntüye de neden olmakta. O nedenle bunlara derhal önlem alınması gerekmektedir.”

BİRİ 6 DİĞERİ 7 TORPİLLİ

E. F. KPSS’de Türkiye 3’üncüsü oldu. Kamu kurumlarının mülakatına girmeye üst sıralardan hak kazandı. 4 mülakata girdi. 60-66 arası puanlar verilerek elendi. Adalet Bakan Yardımcısı Can’ın mesajlarını görünce neler hissettiğini şöyle anlattı:

“Hayatımın 2 yılı kamuya girmem için gereken sınavlara hazırlanarak geçti. Mülakat listelerine ilk iki sıradan girip sonuncu çıktım. Bir kuruma girmek için bir arkadaşımın 6 diğerinin 7 torpili olduğunu biliyorum. Düşünsenize artık tek torpil de yetmiyor. İnsanlar çocuğu bir işe girebilsin diye siyasi partilere üye oluyor. Torpili olan başarılı oluyor, olmayan beceriksiz yerine konuyor. Sorun mülakatta da değil, bunun amacı dışında kullanılmasında. Denetlenemez olmasında.”

‘MALUMUN İLANI’

Bir tepki de Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Genel Sekreteri Barış Dikmen’den geldi. Bakan Yardımcısı Can’ın görüntülerini “malumun ilanı” olarak değerlendiren TGB Genel Sekreteri Dikmen, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin iliklerine kadar işlemiş ve en kötüsü normalleşmiş olan torpil sorunu ülkemizin geleceğine dinamit koymaktan başka bir işe yaramıyor. Çünkü işi ehline değil, tanıdığına, akrabasına veren sistemle yönetiliyoruz. Bunun sonucunda liyakatın ayağı sakat, adaletin gözü kör oluyor. Bedelini ise ülkemiz ödüyor.

BAŞARILAR DEĞİL TORPİLLER YARIŞIYOR

Artık öğrenciler meslek hayatına atılmak için sadece ders çalışmıyor. Bir yandan eş-dost akraba arıyor veya siyasi partilerden bir tanıdık bulmaya çalışıyor. Çünkü sınavlarda başarılı olduktan sonra mülakatta elenmek istemiyor. Diplomasıyla kapı kapı dolaşmak istemiyor. Zaten ne kadar dolaşırsa dolaşsın istediği kadar başarılı olsun bir işe yaramıyor. Çünkü bu sistemde başarılar ve diplomalar değil torpiller yarışıyor. Belediyeler rant kapısı olmuş, devletin malını yemeyen keriz olmuş. Hatta torpillerin boyutları o kadar büyümüş ki insanlar artık iş bulmak için İŞKUR’a gitmiyor; AK Partiye, CHP’ye, MHP’ye ve İyi Parti’ye gidiyor. Bu partilere üye olan kişiler de meslek sahibi olmakta daha az sorun yaşıyor. Siyasi partiler bir vatandaşa iş buluyor. O vatandaş siyasi partiye şükrediyor, teşekkür ediyor ve artık o siyasi partiden olmaya başlıyor. Bu doğru değil. Hükümetlerin, belediyelerin vatandaşa iş vermesi bir lütuf değil zorunluluktur.”

BAKAN BÖYLE SAVUNDU

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Cumhuriyet'in 100. Yılında Türk Medeni Kanunu Çalıştayı'na katılımının ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Bakan Yardımcısı Ramazan Can'la ilgili yer verilen "torpil" iddialarına ilişkin sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bakan yardımcımızla ilgili basına da intikal eden hususları biz de gördük. Bizim tek kriterimiz vardır, o da liyakat. Milletvekillerimize, bakan yardımcılarımıza, bakanlarımıza, toplumun değişik kesimlerinden talepler gelir. İktidardan da gelir bu talepler, muhalefet milletvekillerinden de gelir. Dolayısıyla bunların değerlendirilmesini yapacak olan elbette ki komisyonlardır. Referansları olabilir, başka talepler olabilir ama bu talepler değerlendirilirken ilgili komisyonlar özellikle kişinin liyakatine bakar, bu işi yapabilip yapamayacağına bakar. Dolayısıyla bizim tek kriterimiz liyakattir."

YA TALEPLERİ ULAŞMAYANLAR?

"Bu torpil mesajları değerlendirildiğinde, mesajlarıyla sizlere ulaşamayan kişilerde bir mağduriyet olmuyor mu?" sorusu üzerine ise Tunç, vatandaşlardan gelen taleplerin dikkate alınmadığını söyleyemedi. Bakan Tunç’un bu yanıtları adeta Bakan Yardımcısı Can’ın görüntülerinden daha çok tepki çekti. Tunç, şunları kaydetti:

"Bize herkes ulaşabilir, mail atabilir, cep telefonlarına mesaj atabilir. Dolayısıyla bu anlamda tüm bu talepleri değerlendirecek olan ilgili komisyonlardır. Kanunen bizim Bakanlığımızda kurulmuş olan komisyonlar var. Çok çeşitli sınavlardan, kademelerden geçerler, ÖSYM'nin yaptığı sınavları verirler. Sonrasında da liyakati esas alan bizim kriterimiz vardır. Biz bu kriterden şaşmayız. O nedenle o 'torpil' iddiaları vesaire, bunları tamamen reddediyoruz. Talepleri alırız. Onu değerlendirmek elbette ki komisyonun, özellikle kriterlere uymuyorsa o talepler elbette ki devre dışı kalır."

6 MADDEYLE 'MÜLAKATA HAYIR'IN GERÇEKLERİ

Öte yandan Kamu-Sen'in 2018 yılında hazırladığı “Kamuda mülakata hayır” raporunda şu maddeler yer aldı:

  • Mülakat liyakate aykırıdır

  • Mülakat subjektif bir seçim yöntemidir

  • Mülakat kamuda belli odakların yapılanmasına imkân verebilecek bir uygulamadır

  • Mülakat komisyon üyelerinin hatalarına açık bir uygulamadır

  • Mülakat komisyonu üyeleri bu iş için eğitim görmemiştir

  • Mülakat sınavlarında adayın komisyonu yanlış yönlendirme ihtimali vardı

SİSTEM SORUNU AK PARTİLİLERİ DE ‘SIKIŞTIRDI’

SILA KEMAHLI/ ANKARA

AK Parti’de de kamuda mülakat sisteminin yarattığı sıkıntılar tartışılıyor, sistem sorununun milletvekillerini de zor durumda bıraktığı görüşü hakim. Konunun yeni Anayasa ile gündeme gelmesi, “mülakatlara kameralı sistem” getirilmesi öngörülüyor. “Mülakatlarda torpil" tartışmaları AK Parti’de de gündemde. AK Partili yetkililer kendilerine iletilen talepleri yerine getirmek ya da ilgilisine iletmekle yükümlü oldukları savunmasını yapıyor. Taleplerin iletilmemesi durumunda sahada vatandaşla karşı karşıya kalındığı, bunun da vekilleri zor durumda bıraktığı görüşü dile getiriliyor. AK Parti içinde de bu durum “mülakat sorunu artık çözülsün, çok sıkışıyoruz” şeklinde siteme dönüşmüş durumunda. Konuya ilişkin geçen yıldan bu yana çalışmalar yapılıyor ancak henüz kesin bir sonuca ulaşılmadı. Yerel seçimlerden sonra gündeme gelecek yeni Anayasa’da mülakatlar da masaya yatırılacak. Mülakatların tamamen kaldırılması ihtimali görünmese de mülakat sırasında kameralı sistem gibi uygulamaların getirilmesi planlanıyor.

Sonraki Haber