Kan stoku krizi ‘istifa’ çağrılarıyla körükleniyor
Kan stokları kritik seviyenin de altına düştü. Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Genel Müdürü Saim Kerman’ın bildirdiğine göre kan stokunda kritik seviye minimum 52 bin ünite, ancak 25 binin altına düştü.
Ramazan ayında her yıl stokların azaldığı biliniyor ama bu kez ameliyatları aksatan bir durum oluştu. Kan ihtiyacının en fazla olduğu kalp ameliyatlarının yüzde 30’u ertelenmek zorunda kaldı. Kızılay yetkilileri günlerdir durumun çok ciddi olduğunu bildiren açıklamalar yaptı, kurumlar personelini kan vermeye yönlendirdi, ancak sorun çözülmedi.
Bu sonuçta, Kızılay’a yönelik depremden sonra artan güvensizliğin de etkisi olduğuna dikkat çekiliyor. Tam da bu sırada muhalif cepheden ‘Kızılay Başkanı istifa etmeden kan bağışı yapma’ çağrıları yayılmaya başladı. Söz konusu kesimi sorumluluğa davet edenler ise ‘Kızılay bizim Kızılayımız’ diyor. Kan yokluğu nedeniyle hayatı tehlikeye giren de Kızılay Başkanı değil!
‘HASTADAN BEDEL ALINAMAZ’
Örneklerden biri gazeteci İsmail Saymaz. Saymaz, önce Kızılay’a bağışlanan kanın parayla satıldığı iddiasında bulundu, ardından bir yakını için “Acil!!!” kan çağrısı yaptı.
Ürolog Dr. Zeki Bayraktar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Saymaz’ın iki tivitini yan yana koyarak şu eleştiride bulundu: “Kızılay’ı yalan haberlerle itibarsızlaştırırsan yakının için de kan bulmakta zorlanırsın işte. İnşallah bulmuşsunuzdur, bu yaptığınız itibarsızlaşma yüzünden ameliyatların üçte biri erteleniyor şu anda, yazıklar olsun bu sorumsuzluğu yapanlara.” Bayraktar şöyle sürdürdü: “Kızılay her bağışçıda onlarca test yapar ve uygunsa kullanır, 2-3 bağışçıdan ancak 1’i uygun olur, gerisi çöpe gider ama hepsine test yapılır. Kızılay, Hastaneden/SGK’dan kan bedelini değil bu testlerin bedelini alır(masraf ortalamasını), hastadan herhangi bir bedel alınmaz/alınamaz.”