Kanser tedavisinde gelişmeler umut veriyor
Genetik analizlerdeki duyarlılık ve seçiciliğin artması ile birlikte kanser tedavisinde ve takibinde güncel gelişmeler umut vermeye devam ediyor.
Genetik analizlerdeki duyarlılık ve seçiciliğin artması ile birlikte kanser tedavisinde ve takibinde güncel gelişmeler umut vermeye devam ediyor. Bu çerçevede dolaşımdaki tümör hücresinin tespiti ile kanser hastalarının tedavisinde daha isabetli karar verilebildiğini söyleyen Uzm. Dr. Ahmet Özveren, “Onkolojide tedavi kararı ve takipte bu yöntemin yakın zamanda çığır açacağına inanıyoruz” dedi.
Kent Onkoloji Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Dr. Ahmet Özveren genetik analizlerdeki duyarlılık ve seçiciliğin artması ile birlikte kanser tedavisinde ve takibinde güncel gelişmelerin umut verdiğini kaydetti. Dolaşımdaki tümör hücresinin tespit yönteminin koruyucu kemoterapi kararını vermede belirleyici olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Özveren, “Uzun yıllardır erken evre (evre 1-2-3) kanser tanısı alan ve küratif cerrahi Hastalığın tamamen, geride sekel kalmayacak şekilde, tedavi edilmesi, operasyon geçiren hastalarda koruyucu kemoterapi verip vermeme kararı tümör dokusunun patolojik analizine, hastalığın evresine, hastanın yaşı ve performansına göre veriliyordu. Ancak bu verilere dayanan tedavi kararları bazen gereksiz kemoterapi vermeye, bazen de gerçekten koruyucu tedavi alması gereken hastaları doğru seçememeye yol açmaktaydı. Dolaşımda tümör hücresi veya dolaşımda tümör DNA’sı tespiti ile birlikte hastalarda çok daha yüksek duyarlılıkta tedavi kararları verilecek gibi gözüküyor. Yapılan klinik araştırmalarda özellikle akciğer, meme, kolorektal kanserler ve mesane kanserinde dolaşımda tümör hücresi bulunanların bulunmayanlara göre anlamlı derecede yüksek nüks riski olduğu tespit edildi. Böylece bu yöntemin koruyucu kemoterapi kararı vermede etkinliği ile ilgili çalışmalar yürütülmeye başlandı. Sadece erken evre hastalıkta tedavi kararı vermenin dışında ileri evre hastalıkta ise uygulanan terapinin etkinliğinin değerlendirilmesinde belli aralıklarla dolaşımdaki tümör yüküne bakılarak tedavi yanıtı ile ilgili çok daha destekleyici sonuçlar alınabildiği göze çarpmaktadır” diye konuştu.
Öte yandan Kent Onkoloji Merkezi’nde bazı hastalarda bu yöntemi kullanarak takip ve tedavilerini sürdürdüklerini belirten Onkolog Özveren, “Henüz uluslararası kılavuzlarda net olarak yerini almamış olsa da tedavi kararı ve takipte bu yöntemin yakın zamanda çığır açacağını düşünüyoruz. Bu testlerin şu andaki dezavantajı ise sigorta kurumlarının test ücretini karşılamaması ve kur bazlı maliyetleridir” dedi.