Okullar açılmadan aşıları yaptıralım

Halk sağlığı uzmanları, vaka sayısındaki artışın önüne geçilebilmesi için toplu taşıma, market, alışveriş merkezi gibi kapalı ortamlarda yeniden maske zorunluluğu getirilmesini istedi. Okulların açılacağını hatırlatan uzmanlar, aşı konusunda da uyardı.

Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre Türkiye'de 11-17 Temmuz haftasında 226 bin 532 kişinin testi pozitif çıktı, 96 kişi yaşamını yitirdi. Aktif vaka sayısı bir önceki haftaya göre 101 bin 704 arttı. Son duruma göre alınması gereken önlemlerin ne olduğunu halk sağlığı uzmanları Aydınlık’a anlattı.

ÇOCUKLAR AŞI OLMALI

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tacettin İnandı, güncel verilerin, salgının yükseliş aşamasında olduğunu gösterdiğini söyledi. Dalganın gerçek boyutunu tam olarak bilemediğimizi ancak bu dalganın, eskisi kadar olmasa da ölümcül olduğundan bahseden Prof. Dr. İnandı alınması gereken önlemleri sıraladı: “Kapalı alanlarda, toplu taşımalarda, insanların yakın bulunduğu yerlerde maske takılmalı. Şu an az sayıda insan maske takıyor. Bu da hastalığın yayılımının azalmasını engelleyemiyor. Mesafe ve hijyene dikkat edilmeli. Riskli grupların ve tüm yaş gruplarının hatta çocukların aşılanması lazım. Şu an Türkiye’de çocuklara yönelik aşı uygulamasının olmaması, önemli bir eksiklik. Çalışma saatlerinin düzenlenmesi, eskisi gibi, uzaktan çalışma yöntemleri geliştirilebilir.”

TIKIŞ TIKIŞ ORTAMLAR

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Haydar Sur, devam eden yaz aylarında olabildiğince açık alanlarda olup, bulaşın çoğunlukta olduğu kapalı alanlardan kaçınmamız gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Sur eğlence mekanlarından örnek vererek şunları söyledi: “Steril olmayan ve doğru havalandırılma sağlanamayan, oldukça kalabalık ortamlarda bulaş önlenemez. Bir mekanda, 300 kişiden 10 kişinin Kovid olduğunu düşünürsek, hastalığını diğerlerine bulaştıracağı bir ortam yaratılmış oluyor.”

‘KORUNMAYI ÖĞRENELİM’

Prof. Dr. Sur, hastalık durumunu benimseyip, hasta olsam da ölmeyeceğim rahatlığında olan kişilerin olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Sur, “İnsanlar bana gelip, ‘Grip gibi bir şey oldu hocam, hepimiz geçireceğiz o yüzden önleme gerek yok’ demeye başladılar. Bu vurdumduymazlık. Hastalık hastalıktır, altından ne çıkacağı belli olmaz. Grip dediğimiz hastalık, dünya üzerinde her sene 600 bin kişinin ölümünden sorumlu. Herhangi bir salgın olmasa bile Pekin’de, Kore’de insanlar kışın maskeyle dolaşıyorlar. Sebebi de dip dibe yaşıyor olmaları. Kendilerini korumayı öğrenmişler.” şeklinde konuştu.

AŞIYA KUŞKU DUYULMAMALI

Aşı korudu ya da korumadı şeklinde konuşmak yerine, koruyuculuğunu düşünmemiz gerektiğinin altına çizen Prof. Dr. Sur şunları anlattı: “Aşıları olduk yine de hasta olduk diyenler var. O kişiler, aşı oldukları için bugün hayattalar. Demek ki, onların genetik yapısı bu hastalığa yatkınmış, aşılı olmalarına rağmen hasta olmuşlar. Bunu böyle okumak lazım. Aşı olmasaydı, biz bugün hastalığı ölümcül geçirecektik.”

AŞISIZLAR ÇAĞRILMALI

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nihal Bilgili ise, pandemi bitmiş gibi davranmaktan vazgeçilmesi gerektiğini çünkü pandeminin bitmediğini söyleyerek, şu vurguları yaptı: “Toplu taşıma, market, alışveriş merkezi gibi kapalı ortamlarda yeniden maske zorunluluğu getirilmesi gerekiyor. Eksik aşılıların tamamlanması konusunda, Sağlık Bakanlığı’nın da daha dinamik olması gerek. Aşısız vatandaşların kayıtları mevcut, bu insanlara ulaşmak mümkün. Öncelikle aşısızların aşılanması ve son aşısı üzerinden altı ay geçmiş olanların tekrar doz konusunda uyarılması lazım. Şu an birçok hastanede kovid poliklinikleri kapanmış durumda. Ankara’da ise sadece Şehir Hastanesi’nde var. Bütün Ankara’da, tek bir merkezde bunların kontrolünün yapılması çok mümkün değil.”

Dokuz Eylül Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gül Ergör ise pandemi sürecinin, kişilerin inisiyatifine bırakılmasının son derece yanlış olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ergör, “Hiçbir önlem almazsak, vaka sayısı geometrik olarak artmaya devam eder. Onun için kararı topluma bırakıp, maskenizi takın, demekle olmuyor. Aşısızları ve eksik aşılıları uyarıp çağırmak gerek. Bu toplumsal bir karardır ve hükümet, insanların hasta olmasını önlemekle yükümlüdür. İsteyen aşı olabilir gibi bir durumda değiliz. Bir kişinin hasta olması, tüm toplumu ilgilendiren bir konu.” dedi.

AİLE HEKİMLİKLERİNDE TEST YAPILABİLMELİ

Prof. Dr. Ergör sözlerine şu şekilde devam etti: “Virüs ne kadar çok dolaşırsa, o kadar çok mutasyon ortaya çıkar. Mutasyon bu güne kadar kötüye gitmedi demek, bundan sonra kötü olmayacak, hep iyi mutasyon olacak demek değil. Böyle bir garanti yok. Aile hekimliklerinde hızlı test olmalı. Bir aile hekimine gidip, boğazım ağrıyor dendiğinde hekimin tek yapabileceği şey, gidin test verin demek oluyor. Kişinin bunun için kilometrelerce uzakta bir hastaneye gitmesi gerekiyor. 500 bin nüfuslu bir ilçede, tek bir hastanede test alınıyor, vatandaş da gitmiyor. Dolayısıyla test imkanının kolaylaştırılması lazım. Okullar açılırken, okullarda da hızlı testin bulunması lazım.”

Sonraki Haber