Kapalı ortamlara dikkat! Kış geldi hastalık sezonu açıldı

Hava sıcaklığı düştü, viral enfeksiyonlar sebebiyle görülen hastalıklar arttı. Dünya genelinde kış mevsiminin yaklaşmasıyla salgınların yeniden artışa geçme ihtimali, endişeye yol açtı

Havaların soğumasıyla, koronavirüs ve diğer solunum yolu virüslerin aktif hale geçeceğine dikkat çeken, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ziya Kuruüzüm, ’’Toplumların virüsle karşılaşma ve aşılanma oranlarının yükselmesi sonucu bağışıklığın artmasıyla doğru orantılı olarak hastalığın artış hızında yavaşlama beklenebilir’’ dedi.

Dünya genelinde haftalık Kovid-19 vaka ve ölümlerinde düşüş sürerken havaların soğuması ile birlikte kapalı ortamlar kalabalıklaştı. Sonbaharın da gelişi ile birlikte kapalı alanlarda geçirilen zamanın da artacağı göz önünde bulundurulursa hastalıkların artması kaçınılmaz olacak.

2022 Temmuzun sonuna kadar dünya genelinde belirli aralıklarla artış gösteren haftalık Kovid-19 vakaları, ağustosun başından bu yana düşüş eğiliminde.

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) en son yayımladığı haftalık kovid-19 raporunda 5-11 Eylül'de dünya genelinde kovid-19 vaka sayılarının bir önceki haftaya göre yüzde 28 düştüğü açıklandı.

9 Eylül Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ziya Kuruüzüm, normalleşmenin yaşandığı yaz dönemi sonrası koronavirüsle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Doç. Dr. Ziya Kuruüzüm, ‘’Kovid-19 salgınının boyutunun kış aylarında daha yüksek bir artış trendine girebileceğini geçmiş yılardaki hastalık tablolarına bakarak söylemek mümkün’’ dedi.

‘HASTA EDEN KAPALI ORTAMLAR’

Kış aylarında artan hastalıkların nedeni çoğu zaman soğuyan havalar değil, kapalı ortamlardan kaynaklı solunum yoluyla bulaşan virüs ve bakteriler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kuruüzüm, ‘’Kışın yaşam alanlarımızın ağırlıklı olarak kapalı ortamlarda olduğunu düşünürsek sadece Kovid-19 değil başta grip olmak üzere üst solunum yolu enfeksiyonuna yol açan diğer birçok viral enfeksiyonla da karşılaşmamız mümkün’’ ifadelerini kullandı.

Kapalı mekanlar, iç içe yaşam ve doğrudan temas olasılığının arttığı her durumda vaka sayılarında artış görüleceğine değinen Doç. Dr. Kuruüzüm, ‘’Bu gerçekleşmesini istemediğimiz, ama ne yazık ki beklediğimiz bir tablo. Okulların açılması tüm bu koşulların olma olasılığını hızlı bir şekilde arttıran bir faktör. Maalesef, bunun işaretlerini de görmeye başladık’’ dedi.

‘HASTALIĞI GEÇİRMEMENİN İKİ ÖNEMLİ KOŞULU VAR’

Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmek için vitamin takviyesi, bol sıvı tüketimi, dengeli beslenme ve dinlenmenin önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kuruüzüm, ‘’Hastalığı geçirmenin ilk koşulu öncelikle Kovid-19 ve geçen yıllara göre bu kış çok daha fazla karşılaşmayı beklediğimiz grip hastalığına yönelik alabileceğimiz en önemli tedbir şüphesiz aşı olmaktır. İkinci önemli koşulu ise virüsün bulaşını engellemek’’ dedi.

Bulaşın engellenmesinin de en önemli yolu hijyenik standart önlemler ve maske takmak olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kuruüzüm, ’’Zorunluluk demeyelim ama bulaş olasılığının yüksek olduğu her durumda maske takmaya devam etmeliyiz’’ ifadelerini kullandı.

Aşıların virüs aktivitesi başlamadan önce yapılmasının ya da hatırlatma dozlarının uygulanmasının önemli olduğunu söyleyen Doç. Dr. Kuruüzüm, ‘’Ancak yine bildiğimiz gibi her aşının koruyuculuğu yüzde 100 değildir. Aşıya ek olarak, özellikle kapalı ve havasız ortamlarda bulunmaktan kaçınmak, kaçınamadığımız durumlarda maske takmak, kuşkusuz, alabileceğimiz en önemli tedbirler arasındadır’’ dedi.

‘SALGININ BİTECEĞİNDEN BAHSETMEK İÇİN ÇOK ERKEN’

Dünya genelinde haftalık Kovid-19 vaka ve ölümlerinde düşüş sürerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, Kovid-19'un yeni bir varyantı ortaya çıkmazsa salgının yakında bitebileceğini söyledi.

Bu tür yüksek üreme kapasitesine sahip viral hastalıklarda yeni varyantların ortaya çıkma riskinin her zaman mümkün olduğuna değinen Doç. Dr. Ziya Kuruüzüm bunu şöyle açıklıyor: ‘’Önemli olan, ortaya çıkan bu yeni varyantın ağır hastalık geçirmeye ve ölüme neden olma kapasitesindeki olası artıştır. Yani, oluşabilecek her yeni varyant bizim için olumsuz sonuçlara neden olacak demek değildir’’ dedi.

Öte yandan, salgının bitme olasılığının sadece yeni bir varyantın ortaya çıkmama ihtimaline bağlanmasının gerçekçi olmadığını söyleyen Doç Dr. Kuruüzüm, ‘’Günümüzde 650 milyon civarında bulunan resmi vaka sayısının, gerçek sayının çok altında kaldığını kabul etmekle birlikte, dünya popülasyonu ile karşılaştırıldığında hala düşük bir düzeyde kaldığını ve salgının biteceğinden bahsetmek için çok erken olduğunu düşünüyorum’’ ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber