Kapatma davasına en önemli delil

HDP'nin çağrısıyla meydana gelen ‘Kobani olayları’na yönelik davada, PKK ile HDP’nin örgütsel bağı tescillendi. Kararı Aydınlık’a değerlendiren hukukçular, HDP kapatma davasının bir an önce tamamlanması gerektiğini söyledi

HDP'nin yaptığı çağrılar sonucunda Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin davada çıkan kararın, HDP kapatma davasını da etkileyebileceği belirtildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı kapatma davası iddianamesinin en önemli delilleri arasında, Kobani eylemleri öncesi HDP'nin yaptığı sokağa çıkma çağrısı gösterilmişti. Bu noktaya dikkat çeken hukukçular, Anayasa Mahkemesinin bir an önce HDP'nin kapatılmasına karar vermesi gerektiğini söyledi.

Kobani olaylarına ilişkin 108 sanığın yargılandığı davada önceki gün karar açıklanmıştı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına göre 47 ayrı suçtan yargılanan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçuna yardımdan 20 yıl olmak üzere diğer cezalarla birlikte toplam 42 yıl hapis cezası verildi. Demirtaş hakkında ceza indirimi de uygulanmadı. Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da 30 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dönemin HDP MYK'sında görevli olan sanıklara da aynı suçlardan değişik oranlarda hapis cezası verilirken Aysel Tuğluk, Altan Tan, Ayhan Bilgen, Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Can Memiş, Emine Beyza Üstün, Gülfer Akkaya, Gülser Yıldırım, İbrahim Binici, Sırrı Süreyya Önder ve Sibel Akdeniz ise beraat etti.

'AYM'NİN BİR AN ÖNCE KARAR VERMESİNİ BEKLİYORUZ'

6-8 Ekim 2014'te sözde Kobani olayları bahanesiyle Türkiye genelinde yapılan yasa dışı eylemlerde, 37 kişinin hayatını kaybettiğini, 761 kişinin yaralandığını ve çok sayıda kamu binasının tahrip edildiğini kaydeden Avukat Erkin Etike, şu açıklamayı yaptı:

“Bu bilançonun sorumlusu, o dönem bu eylemlerin yapılması için çağrıda bulunan HDP MYK üyeleridir. Görülen davada HDP MYK üyelerine bu talimatın PKK terör örgütünün sözde yöneticilerince verildiği Mahkemece saptanmıştır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi önünde HDP kapatma süreci de devam ediyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianamede kapatma davasının delilleri arasında Kobani eylemleri öncesinde HDP'nin yaptığı bu çağrı da gösterilmektedir. Bütün bu sebeplerden ötürü Anayasa Mahkemesinin bir an önce bu delilleri göz önünde bulundurarak kapatma davasını sonuçlandırmasını bekliyoruz.”

'HUKUKUN GEREĞİ YERİNE GETİRİLDİ'

Hukuk ve Fikir Platformu Başkanı Avukat Faruk Keleştimur, mahkeme kararına ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Hukukun gereği yerine getirildi. Türk demokrasisine yönelik saldırılar adalet önünde cezasız kalmamalıdır. Özelikle Diyarbakır'da yaşanan olaylar, Selahattin Demirtaş'ın terör örgütüne arkasını dayayıp, toplumu tahrik edip, insanların şehadetine sebep olması hiçbir demokratik toplumda cezasız kalmamalıdır. Bunların savunuculuğunu yapan siyasal yapılanmaların da Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması gerekir. Adalet buna kayıtsız kalamaz. Demirtaş ve terör yandaşlarına yönelik cezalandırılma olgusu hukuken yerindedir. Türk devletine yönelik saldırılar cevapsız kalmamalı, hukuk önünde bunlardan hesap sorulmalı.”

'DEM PARTİ İÇİN DE DAVA AÇILABİLİR'

Birlikte İleri Derneği Başkanı Avukat Latif Cem Baran, Aydınlık'a yaptığı açıklamada mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu kaydederken, DEM Parti için de kapatma davası açılması gerektiğini ifade etti. Baran şunları söyledi:

“HDP yöneticilerinin çoğu bugün DEM Parti'de yönetici olarak vazifelerine devam ediyor. Ahmet Türk de onlardan birisi. Ve başka isimler de var. Dolayısıyla DEM Parti hakkında da kapatma davası açılabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, DEM Parti hakkında da kapatma davası açması kaçınılmaz görünüyor. Bu yeni dava da, HDP kapatma davasıyla birleştirilerek karar verilebilir. Tabi bu sürecin uzamaması lazım. Çünkü yöneticiler aynı, yaptıkları eylemler aynı.”

İDDİANAMEDEN

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince verilen bu kararın, Anayasa Mahkemesinde devam eden HDP kapatma davasını da etkileyebileceği belirtiliyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan kapatma davası iddianamesinde, Kobani olayları da deliller arasında yer almıştı. HDP'nin eylemlerden hemen önce yaptığı sokağa çıkma çağrısı hatırlatılan iddianamede şöyle denilmişti:
"Böyle bir çağrının sonuçlarının ne olacağını yıllardır yaşanan olaylar ışığında HDP yetkilileri tarafından bilinmektedir ve bu sonuçların meydana gelmesi açıkça amaçlanarak ve teşvik edilerek, bu açıklama kasıtlı olarak yapılmıştır. Bu çağrı üzerine ülkemizin bir çok şehrinde yapılan eylemlerde DEAŞ'ın Kobani saldırısını protesto etmek amacıyla olduğu ileri sürülen eylemlerde onlarca vatandaş hayatını kaybetmiş, kolluk kuvvetleri de dahil yüzlerce vatandaş yaralanmış, işyerleri evler ve kamu malları hasar görmüş, bir çok şehirde eğitime ara verilmiş, sokağa çıkma yasağı uygulanmak zorunda kalınmıştır."

‘TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ELİNDEKİ BELEDİYELER ALINMALI’

Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan, Kobani davasında verilen kararları Aydınlık’a değerlendirdi:
“6-8 Ekim olaylarından sonra açıklanan mahkeme kararları HDP'nin ve devamı niteliğindeki partilerin hukuki varlıklarını sürdürmelerini imkansız hale getirmiştir. Hukuk ve adalet adına işlenen cinayet artık sona ermelidir. Devletimizin ve yargımızın terör örgütünün siyasi olanaklarını bitirmesi Türkiye'nin birliği için elzemdir.
“Devletimiz içinde bulunduğu zaaftan kurtulmalıdır. Kürt halkını PKK'nın ideolojik boyunduruğundan kurtarmak ancak güçlü Devletten taviz vermemekle mümkündür. Bunun ilk işareti olarak Anayasa Mahkemesinde açılan kapatma davasının ivedilikle neticelenmesidir. Terör örgütünün elinde bulunan belediyelerin derhal geri alınması gereklidir.”

KOBANİCİLERİN MAKYAJI DÜŞTÜ

Kobani davasında HDP’li isimlerin “terör” suçu kapsamında hapis cezası alması, başta Batılı merkezler olmak üzere CHP’yi ve FETÖ’cüleri rahatsız etti. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu kararların siyasi olduğunu iddia ederken, Avrupa Parlamentosundan da ekonomik tehdit geldi.

ÖZEL: BU DAVADA HUKUK YOK

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kararlara tepki göstererek, şu ifadeleri kullandı: “Dava, siyasi dava. Olay olduktan beş yıl sonra açıldıysa dava, iddianamesi de doğrudan bir partinin genel başkanı tarafından yıllarca yazıldıysa, sonra da dava açıldıysa bu dava siyasi davadır. Uzamasıyla, zamanlamasıyla, karar duruşmasının seçimden sonraya bırakılmasıyla falan her yönüyle siyasetten kullanılmaya elverişli bir dava. Verilen cezaların bazıları istenene göre çok düşük cezalar. Selahattin Demirtaş’a ve Figen Yüksekdağ’a verilen cezaları kabul edilebilir bir tarafı yok. Kim ne derse desin bu davada bir hukuk yok. Yargılama süreci hukuki değil.”

İMAMOĞLU: BOŞUNA HAPİS YATIYORLAR

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kararın siyasi temele oturduğunu savundu. İmamoğlu, şunları söyledi: “Bu siyasi bir davanın sonucu. Türkiye’de üzülerek söylüyorum ki birçok siyasi dava var. İnsanlar boşu boşuna yıllarca hapis yatabiliyor. Bir tanesi de benim yaklaşık 15 yıllık canciğer arkadaşım. Tayfun Kahraman Gezi davasından ötürü içeride. Bugün normalleşmeyi konuşuyoruz. Normalleşmenin bence ilk kuralı adalettir ve adalete uygun bir biçimde hareket etmektir. Bu ülkede özellikle geçmişte çokça siyasi cezalandırmalar yapıldı. Bugün verilen siyasi cezalandırma kararlarının arkasında olduğunu bildiğimiz insanların bile yargılanıp cezalandırıldığı günleri yaşadık. Adı ister Selahattin Demirtaş, ister Ahmet Türk olsun, bu insanları mahkum etmek bu ülkeye hiçbir şey kazandırmaz. Kazandırmayacak da. Tabii ki teröre asla fırsat vermeyiz. Türkiye de öyle kolay bölünecek bir ülke asla değil. Ben söylüyorum her zaman. Bunu iddiayla da söylüyorum. Bu ülkenin 86 milyon vatansever vatandaşı var. Ben de şu anda siyasi bir davanın aktörüyüm.”

AVRUPA’DAN EKONOMİK TEHDİT

Avrupa Birliği Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor da kararlarla Türkiye ekonomisini bağdaştırarak, “Bugün Demirtaş’a yapılan haksızlık, Mehmet Şimşek’in Türkiye ekonomisinin güvenilirliğini satmak için yaptığı turlarının neden boşa çıktığını gösteriyor.” diye yazdı.

FİRARİ FETÖ’CÜLER KARARI HEDEF ALDI

Kararın açıklanmasının ardından FETÖ firarileri de mahkeme hakimlerini hedef aldı. Emre Uslu, sosyal medya hesabından, “Kobani davasında verilen cezalara kendime verilmiş gibi üzüldüm. O hakim ve savcıların bu ülkeye dair bir gramlık sevgisi yok sanırım. Ya ülkeyi böldüklerini görmeyecek kadar körler, ya da koltukları için her şeyi yapacak kadar şerefsizler. Belki de şerefsiz körler." diyerek kararı veren hakimlere hakaret etti. Tarık Toros da "Hamas’a 'direniş örgütü' diyenler, Kürt siyasi hareketinin liderlerine 'terörist' diye ceza yağdırdı. Şiddet ve nefretle kınıyorum. Çok üzgünüm; bir o kadar da kızgın ve bedbaht." açıklamasını yaptı.

MHP’DEN ÖZEL’E TEPKİ: CHP DİYET BORCUNU ÖDÜYOR

MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, “Özgür Özel ve şürekası DEM’lenmeye devam ediyor!” diyerek Özel’in açıklamalarına tepki gösterdi:

“Devletimizin terörle mücadelede gösterdiği kararlı duruşun karşısında, CHP ittifak içinde olduğu terör odaklarına diyet borcunu ödemek için kolları sıvıyor, milletin düşmanları ile aynı safta yerini almakta hiç gecikmiyor. Kendini adaletin yerine koyan CHP Genel Başkanına göre ‘adalet’ milletimizin canına, malına saldıran ve aziz vatan toprağımıza göz diken kalleşlerin özgür bir şekilde aramızda dolaşması mıdır? Sırtımızı PKK/YPG/PYD’ye dayıyoruz diyerek sokakları karıştıran, çocukları katleden provokatörlerin serbest bırakılması mıdır?

‘EMPERYALİZME SELAM ÇAKMAK’

“Özgür Özel, 6-8 Ekim Olayları davasında verilen kararın hukuksuz olduğunu neye göre iddia etmektedir? Bağımsız ve tarafsız Türk yargısının kararına leke düşürmeye çalışan Özgür Özel eczacı gömleğini çıkarıp terör örgütünün gönlünü hoş etmek için hakim cübbesi mi giymiştir? Türk yargısının kararlarına leke sürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur! Bağımsız Türk yargısı tarafından verilen ve millet vicdanında kabul gören bir karara ‘hukuksuz’ diyerek karşı çıkmak akıl tutulması değilse düpedüz emperyalizmin Kandil’deki eli kanlı uşaklarına selam çakmak değil midir?”

SIRRI SÜREYYA ÖNDER’E TEPKİ

İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş de DEM Partili TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’e tepki gösterdi. Önder’in Kobani kararları açıklandığı sırada Genel Kurul’u yönettiği ve oturumu kapattığını hatırlatan Türkeş, “Adalet yerini buldu diye, bebek katilleri ceza aldı diye TBMM’nin kapandığını da gördük ya daha ne diyeyim.” ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber