Kaptan pilot Kalibaf: Hava sahasını açan hedef olur

İran Meclis Başkanı Kalibaf, Beyrut ziyaretinde büyük ilgi gördü. Kendi kullandığı uçakla Beyrut'a inerek Tel Aviv'e mesaj verdi. Olası saldırıda İsrail'e yardım eden ülkelerin karşılık göreceğini ilan etti. Buradan Cenevre'ye geçti ve Siyonistlerin sonunu getirmek için 'tarihi bir noktadayız' dedi

Devrim Muhafızları eski Hava Kuvvetleri Komutanı Muhammed Bakır Kalibaf'ın her gün bombalanan Beyrut'a kendi kullandığı uçakla inmesi ve saldırılardan zarar gören yerleri gezmesi İsrail'e meydan okuma olarak değerlendirildi.

Kalibaf, Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati ve kendisini Beyrut'a davet eden mevkidaşı Nebih Berri ile bir araya geldi. Ayrıca Lübnan televizyonu el Meyadin'e bir de röportaj vererek, son günlerin merak edilen sorularını yanıtladı.

Meclis Başkanı, İsrail'in herhangi bir saldırısı durumunda İran'ın vereceği cevabın kapsamına ilişkin olarak şunları söyledi: “Ülkemize yönelik herhangi bir saldırıya kesinlikle karşılık vereceğiz, hiçbir saldırıyı cevapsız bırakmayacağız. Güçlü, uygun ve fark edilir olacak. Bunu daha önce meydana gelen olaylarda açıkça gösterdik; umarım bu karşılık düşmanlarımıza bir ders olur. Gerçek Vaat 2 adlı yanıtımızda sadece askeri, istihbarat, güvenlik ve terör mevzilerini hedef aldığımızı gördünüz. Yanıtımız elbette askeri oldu.”

Kalibaf pilot koltuğuna geçmeyi seviyor: 12 Temmuz'da BRICS toplantısı için St. Petersburg'a giderken.

FIRLATMA RAMPASI DEĞİLSİNİZ

Kalibaf, İsrail'e olası saldırısında yardım etmeyi planlayan ülkeleri uyararak şu ifadeleri kullandı: “Komşu devletlerin hava sahası ve topraklarının ülkemize karşı saldırganlık için bir fırlatma rampası olarak kullanılmaması gerektiğini defalarca söyledik. Eğer böyle bir şey olursa cevabımız net ve doğal olacaktır. Ülkemize karşı saldırganlığın başlatıldığı her yere kesinlikle karşılık vereceğiz.”

'NELER YAPACAKLAR ALLAH BİLİR'

İran Meclis Başkanı'nın ifade ettiği sözler geçen hafta Tahran tarafından Körfez ülkelerine iletildi. Onlar da hava sahalarını İsrail'e kapatacaklarını Washington'a bildirdi. Körfez devletlerinin endişesi petrol sahalarının Yemen ve Irak'taki direniş gruplarınca hedef alınması.

Irak Direnişi'nin en önemli parçalarından Ketaib Hizbullah, İsrail'in enerji sektörünü ilgilendiren bir savaş başlatması halinde dünyanın “günde 12 milyon varil petrol kaybedeceği” uyarısında bulundu.

Grubun liderlerinden Ebu Ali el-Askeri, “Bunu sağladığımızdan emin olacağız.” dedi ve petrol zengini Arap ülkelerine şu sözlerle seslendi:

“Biz bununla yakından ilgileneceğiz ama Yemen'deki kardeşlerimizin Babülmendep Boğazı'nda, İran'daki kardeşlerimizin de Hürmüz Boğazı'nda neler yapacağını ancak Allah bilir."

Askeri, direnişin yanıtının "sadece İsrail ile sınırlı kalmayacağını, Washington'ın Irak ve bölgedeki üslerine ve çıkarlarına da uzanacağını" söyledi. Babülmendep tam manasıyla bloke edilmiş değil ancak Yemenli Ensarullah Hareketi buradan geçen İsrail ile ilişkili gemilere bir yıldır saldırılar düzenliyor. İstedikleri takdirde burayı abluka altına alabileceklerini defalarca ispat ettiler.

Hürmüz Boğazı ise İran ve Umman arasında bulunan hayati bir petrol geçiş noktası. Tankerler her gün Boğaz'dan yaklaşık 17 milyon varil petrol taşıyor ve bu da dünyanın toplam tüketiminin yüzde 21'ine denk geliyor. İran daha önce Hürmüz'ü kısa süreliğine de olsa abluka altına almıştı.

'KAANİ GÖREV BAŞINDA'

El-Meyadin'in röportajına dönecek olursak Kalibaf, Kudüs Gücü Komutanı General İsmail Kaani hakkındaki söylentiler hakkında, “Kendisi iyi ve sağlıklıdır ve özel görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir. Hakkında çıkan söylentiler kötü niyetle yayılan yanlış haberlerdir.” ifadelerini kullandı.

Lübnan halkının arasında olmaktan ve etkilenen bölgeleri incelemekten “memnuniyet duyduğunu” belirten Kalibaf, İranlıların “Lübnan ve Filistin'in arkasında olduğunu, maddi ve insani destek sağladığını” kaydetti. Kalibaf, Tahran'ın Direniş Cephesi'ni “geçmişte olduğu gibi şimdi' de dikkatle izlediğini” vurguladı.

'HAMANEY'İN SELAMLARINI GETİRDİM'

Muhammed Bakır Kalibaf cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında ise Devrim Lideri Ali Hamaney'in İran hükümeti ile halkının her zaman Lübnan'ın ve direnişinin yanında olduğu mesajını iletmek için Beyrut'a geldiğini söyledi.

Lübnanlı yetkililerle yaptığı toplantılarda İran'dan bir hava köprüsü aracılığıyla savaştan zarar görenlerle yerinden edilenlerin ihtiyaç duyduğu yardımın nasıl taşınabileceğini görüştüklerini söyledi. Gezisi sırasında, İran'ın bu bölgedeki mazlumları ve yerinden edilmişleri savunma sorumluluğuna sahip olduğunu belirtti.

'ORTAK GÜVENLİK ANLAYIŞI'

İran Meclis Başkanı Beyrut'tan İslam Ülkeleri Parlamenterler Birliği'nin toplantısına katılmak üzere Cenevre'ye gitti. Burada pazar günü yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bizler İran olarak, İsrail tehlikesine ilişkin ortak bir güvenlik anlayışının oluşturulması için acil ve güçlü bir çaba göstermeye hazırız. Bu tehlikenin İslam ümmetinin üzerinden atılması için her türlü çabayı göstermekten çekinmeyeceğiz.”

İsrail'e karşı birlik ve eylem çağrıları yapan Kalibaf sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Bölgedeki İsrail karşıtı direniş İslam ümmetinden yardım bekliyor. Siyonist düşman en zayıf noktasında ve biz bu tarihi kötülüğe son verecek eşsiz bir konumdayız. Siyonistler İslam dünyasına korku ve nifak salmayı umuyor ama eğer cesur olursak ve birbirimizin arkasında durursak Siyonizm denilen illüzyon sonsuza kadar sona erecektir. Biz İran olarak bu sahaya en iyi insanlarımızın kanıyla girdik. İslam dünyası birkaç temel adımla çok geç olmadan düşmanı durdurabilir.”

BASINA GÖRE HASARIN MALİYETİ

Öte yandan İsrail gazetesi Yediot Aharonot, İran'ın 1 Ekim'de İsrail'e düzenlediği füze saldırısının yaklaşık 53 milyon dolarlık hasara yol açtığını yazdı. Tel Aviv’in 7 Ekim’de Gazze’ye başlattığı saldırılardan bu yana İsrail’de görülen en ağır hasarın İran’ın 200 balistik füzeyle düzenlediği son saldırıda oluştuğunu kaydetti. İsrail basını, daha önce İran saldırısında vurulduğu bildirilen Nevatim Hava Üssü'nün uydu görüntülerine yer vermiş, saldırı nedeniyle pist civarında hasar olduğu görülmüştü.

TAHRAN'DAN BİR NOT

ABD'nin yükselen tehditlerini bertaraf etmek için gerekli olan Türk-İran dostluğunu yükseltmek adına Aydınlık Gazetesi ve Ulusal Kanal İran Temsilciliği olarak çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. TRT Genel Müdürü'nün itirafıyla Ulusal Kanal ve Aydınlık Gazetesi'nin İran'daki rolü bu süreçte daha da artmıştır. ABD'nin yaptırımlarına maruz kalan İran basını ile de ortak projelerimizi geliştirmeye, dayanışmamızı artırmaya devam edeceğiz.

Sonraki Haber