Karadeniz’in şakası yok
İstanbullular yaz aylarında Kilyos ve Şile’den denize giriyor. Boğulma vakalarının yüzde 70’inden sorumlu olan rip akıntısı en çok rüzgârlı havalarda görülüyor. En güzeli riskli alanlardan uzak durmak.
Akıntıya denk gelindiyse direnmek yerine çekim gücünün azalmasını beklemek ve sonra kıyıya paralel yüzmek, hayat kurtarıyor...
Yaz mevsiminde sıcaktan bunalan İstanbullular serinlemek için kentteki plajlara akın ediyor. Kilyos ve Şile de günübirlik tatil için en çok tercih edilen adreslerden... Ancak buralarda denize girenler, Karadeniz sahillerinde olumsuz hava koşullarında görülen rip akıntısı tehlikesiyle karşı karşıya…
Sahillerde yer alan uyarı levhalarında "Karadeniz'in cilvesi" olarak nitelendirilen rip akıntısı, İstanbul'un Karadeniz kıyısında bulunan batıda Binkılıç'tan doğuda Ağva bölgelerine kadar etkili oluyor.
2 AYDA 3 BİN KİŞİ ÖLÜMDEN DÖNDÜ
İstanbul'un sahillerinde görevli cankurtaranların bu yıl 1 Haziran-8 Ağustos tarihleri arasında 3 bin 14 kişiyi boğulmaktan kurtardığı, boğulma vakalarının önemli bir kısmının rip akıntısından kaynaklandığı belirtiliyor.
Deniz dip yapısının kum tepeciği-yarık-kum tepeciği şeklinde olduğu bölgelerde görülen ve sığ sudan derin suya doğru kuvvetlice hareket eden rip akıntısı, rüzgarlı havalarda kum tepeciklerinde kırılan dalgaların dalyan bölgelerinden geriye doğru hareketi sonucu oluşuyor. Akıntıya kapılanları kıyıdan uzaklaşıp denizin açıklarına doğru götürüyor. O anda panikle kıyıya dönmeye çabalayan ve yorgun düşenler boğuluyor. Profesyonel yüzücülerin bile karşı koyamayacağı bir güçte olan akıntıya karşı yüzmek yerine kıyıya paralel yüzülmesi hayat kurtarıyor.
Kilyos'taki Kısırkaya plajında iki yıldır cankurtaranlık yapan Eren Can Yıldırım, hafta içi çok yoğun olmasa da hafta sonu 15-20 bin kişinin ağırlandığını, buranın bölgede ücretsiz hizmet veren tek plaj olduğu için çok fazla tercih edildiğini söyledi. Yıldırım, "Boğulma tehlikesi halinde gerekli ekipmanlarla denize girip kişiyi sudan çıkartıyoruz. Bu tür vakalarda çoğu zaman jet ski kullanıyoruz çünkü tehlikeli oluyor. Bizim de akıntıdan kaynaklı kıyıya dönmemiz zorlaşıyor." dedi.
YÜZLERCE METRE AÇIĞA ÇEKİYOR
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Beji, Karadeniz’deki çeken akıntı ile ilgili, "Oldukça tehlikeli bir akıntıdır. Bütün boğulma vakalarının ortalama yüzde 70'ine sebep olan bir olaydır." dedi. Prof. Dr. Beji, çeken akıntı ile ilgili şu önerilerde bulundu: “Sahilin bir bölgesinde nispeten suyun renginin değiştiğini, bulanıklaşıp mesela kum, çamur gibi denizin açığına doğru bir bölge görürseniz, o yüzde 90 çeken akıntıdır. Bu akıntı dipteki kumları, çamurları kaldırmış dışarıya doğru taşıyor. O nedenle de suyun rengi değişmiştir. Kesinlikle denize o civardan girmeyin, en azından uzağından girin. Fakat varsayalım ki bunu tespit edemediniz, bir şekilde girdiniz ve bu akıntıya kapıldınız. Bu çok hızlı bir akıntı, saniyede 1,5 ila 2 metre hızı var. Buna karşı direnmek anlamsız. Burada yapılacak ilk iş direnme değil, akıntıyla beraber gitmek ve su üzerinde durmaya çalışmak. Akıntının kuvvetine göre sizi 40-50 hatta yüzlerce metre açığa atabilir. Zayıfladığı anda geri dönmüyoruz, sağa veya sola yüzüp başka bir yerden çıkacağız. Akıntıya kapılan kişinin denize giren diğer vatandaşlar tarafından kurtarılmaya çalışılması sırasında çok daha fazla boğulma olayı yaşanabiliyor. Mutlaka cankurtaran olan bölgelerde denize gireceğiz. Bu olmuyorsa da yanımızda şişme bir şeyler olsun. Birisi akıntıya kapıldı, açığa doğru gidiyor. Kıyıdakiler onun arkasından girip onu kurtarmaya çalışmak yerine simit gibi bir şey atmaya çalışsın ki su üzerinde durabilsin."
RİSK HALİNDE PLAJ KAPATILMALI
Rüzgarlı havalarda, denizde kırılan dalgaların oluştuğu ve çeken akıntının meydana geldiği durumlarda plajların kapatılması gerektiğinin altını çizen Beji, riskli bölgelere çeken akıntıya ilişkin uyarı levhaları asılmasını önerdi.