Karagöz’den Koronaya dokunuş

Karagöz Sanatçısı Mansur Erk’in salgın günlerinde yaşamı hicveden “Kolonya ve Virüs” başlıklı oyunu Karagöz’ün virüsle mücadelesini konu alıyor.

Karagöz Sanatçısı Mansur Erk, Hatay’da sergilediği oyunda salgın günlerini hicvediyor. Son 20 yıldır bu alanda ürünler veren Mansur Erk ve eşi Leyla Erk’le Karagöz-Hacivat diliyle salgını konuştuk.

Salgını konu alan bir oyun sergileyen Mansur Erk, “Benim oyunum Karagöz’ün virüsle mücadelesini konu alıyor” diyor, “Gösteri salgın hastalığın önlenmesine, açıklanan önlemlerin uygulanmasına yönelik.”

‘SALONLAR YENİDEN AÇILABİLSİN DİYE’

Bundan sonra neler yapacaksınız?

Bundan sonraki oyunlarımızda da toplumdaki aşı karşıtlığını, salgınla ilgili olumsuz tutumları ortadan kaldırmaya odaklanacağız. Salgın bir an önce ortadan kalkabilsin, engellenebilsin, bu sayede salonlar yeniden açılabilsin. Salgın önlenmezse biz salonlara dönmeyeceğiz, evlerimizde üretmeden yaşamaya başlayacağız.

Özellikle böyle gösteri sanatları, toplumda bilinçlenmeye yönelik işlevler üstlenmeli. Sanatçılar bir araya gelerek de eserler üretebilirler.

‘İŞLERİMİZ ZORLAŞTI OKULLARA GİDEMEZ OLDUK’

Yaptığınız işin zorlukları neler?

Karagöz sanatçısı hem yazan, hem yöneten, hem sahneye koyan, hem oynatandır. Tam anlamıyla bütün sanat ordusunun yapacağı bir işi tek başınıza yapıyorsunuz, karakterleri tek başınıza seslendiriyorsunuz. Önemli bir ustalık ve sanattır.

Böyle bir sanatı Türkiye’nin uç noktasındaki ilimiz Hatay’da hayata geçirmek oldukça zor ve sıkıntılı. Geniş kitleye büyük masraflar yaparak gidebiliyoruz. Küçük kazançlar karşılığında bu işleri yürütmeye çalışıyoruz. Salgın dönemi ile birlikte işlerimiz zorlaştı ve okullara gidemez olduk.

‘KARAGÖZ SANATÇISI ÇOCUKLUKTAN YETİŞMELİ’

Karagöz çocuklara yönelik bir sanat mı?

Karagöz sanatı büyüklere de hitap eden bir sanattır. Maddi olanaklarımızın artması gerekiyor ki bu işi geliştirebilelim. Örneğin yeni Karagöz sahneleri oluşturalım, sanatçıların bu alana yönelmesini sağlayalım…

Geçmiş yüzyıllarda TATO denilen karagöz oyunlarının sahnelendiği kahveler varmış, kahveler içilir ve daha sonra karagöz sanatçısı büyüklere yönelik sanatını icra edermiş. Leyla ile Mecnun, Tahir ile Zühre gibi oyunlar bu kahvelerde sergilenirmiş. Okur-yazar insanların az olduğu dönemlerin ‘çok satan kitapları’ sayılabilecek değerli binbir gece masallarını oralarda izleyip, kültür dağarcıklarını zenginleştirebilmişler insanlar. Bugün de bunlar yapılabilir ama biz çocukların ötesine çıkaramıyoruz oyunlarımızı. Kazancımız düşük, hatta yanımıza yardak (yardımcı) alıp yetiştiremiyoruz.

Karagöz sanatçısı çocukluktan itibaren yetişmelidir. Tünelin ucunda ışık görünmediği için kimse çocuğunu Karagöz yardakçılığına vermez. Bu sanatın böyle giderse ölme tehlikesi de var. Kültür Bakanlığımız diğer tiyatrolara olduğu gibi geleneksel tiyatrolara da yardım yapıyor. Geçen yıldan beri hiçbirimiz gösteri yapamaz olduk. Bu yıl sesli tiyatro, dijital tiyatro gibi tiyatrolara Kültür Bakanlığı yardım yapma kararı aldı. Bizden de metinler istediler, oyunun çekimini de yaptık. Biz oyunlarımızı göndereceğiz ve Kültür ve Turizm Bakanlığı bizlere bir yardımda bulunacak.

Sonraki Haber