Karia Sempozyumu desteklenmeli

Ne yazık ki, tarihimiz, coğrafyamız, doğamız tahrip oluyor, talan ediliyor. Tarih, yerinde değerlidir. Kültür ve tarih korunarak bölge eko-turizme açılmalı ve köylünün yaşam kalitesi yükseltilmelidir

Abdullah Kırbaş, Süreyya Gürgün, Olcay Akdeniz, Abdullah Gürgün.

13’nCÜ Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu 2-3 Eylül günlerinde Karia'nın ilk başkenti Milas'ta (Mylasa) yapıldı.

Sempozyumun ana konusu ekonomi ve ticaretti. Sempozyumda Karia ve Karialılar, ana konu dışında değişik açılardan da anlatıldı, bildiriler sunuldu. Gözlerim Kültür ve Turizm Bakanı’nı, valiyi, kaymakamı, büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarını, tarih, arkeoloji, basın ve kültür dünyasından daha fazla katılımcıyı aradı.

Bir ağın merkezindeki örümcek gibi çalışarak iletişim ve düzenlemeyi başarıyla gerçekleştiren Olcay Akdeniz'i ve "Sempozyum Düzenleme Kurulu"ndaki arkadaşlarını yürekten kutluyorum. Bilim kurulunda yer alan, Prof. Dr. Ahmet Adil Tırpan, Prof. Dr. Bilal Söğüt, Prof. Dr. Celal Şimşek, Prof. Dr. Christof Berns, Prof. Dr. Enver Varinlioğlu, Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar, Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, Prof. Dr. Numan Tuna, Prof. Dr. Ömer Özyiğit, Ramazan Özgan, Prof. Dr. Sevinç Günel, Prof. Dr. Wolfgang Blumel, Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, Dr. Fede Berti, Arkeolog/Editör Nezih Başgelen'i ve sempozyumda bildiri sunan yerli yabancı tüm katılımcıları kutluyorum.

Hiç yorulmadan iki gün boyunca bütün sempozyumu filme alan değerli kameraman Ünal Gökmen'i ve fotoğraflarla belgeleyen fotoğrafçı Abdullah Kırbaş'ı kutluyorum. Bu, iki günlük bilgiler demeti tarihin sayfalarına unutulmamak üzere kaydedildi.

Kazım Erol ile.

BİLAL SÖĞÜT'E PROTESTO

Sempozyumda ne yazık ki, tatsız bir olay da yaşandı. Muğla Yeşil Yaşam Derneği Başkanı ve derneğin yöneticileri sempozyum salonuna girerek Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt'ü protesto ettiler.(*)

Protestocular ayrıldıktan sonra Bilal Söğüt kürsüden indi ve hiçbir sunum yapmadı. Salonun dışında Yatağan Yeşil Yaşam Derneği Başkanı ve yönetim kurulu üyeleriyle konuştuk. Yatağan/Turgut'tan geldiklerini söyleyen protestocular tüm diğer bilim insanlarından ve katılımcılardan özür dilediler. “Biz buraya sadece Bilal Söğüt'ü protesto için geldik. Kendisinin Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanlığından ve Lagina Kazı Başkanlığından istifa etmesini istiyoruz.” dediler.

Prof. Dr. Bilal Söğüt böyle protesto edildi.

SİT ALANINDA TALAN

Başkan Kazım Erol protesto nedenlerini şöyle anlattı:

Yatağan ovası 5 bin 100 yıllık erken Tunç Çağı yerleşimi Çapalıbağ'ı yok ettirmiştir. Ve şu anda birinci derece sit sahası Bozukbağ'da Muğla'nın en iyi korunmuş tarihi zeytinyağı işliği var. Onu Stratonikeia'ya taşıtarak 1. derece sit alanında kömür madeni yaptırmaya çalışmıştır. Ben dernek olarak yedi dava açtım. Bilal Söğüt bizi işlevsiz hale getirmek için, 73 tane parsel var, iki parsel kaldırıyor, biz ona dava açıyoruz. İki parsel kaldırıyor... Derneğin imkanı yok. Bizi dava açamaz hale getirmek için böyle yapıyor... Biz tarihi korumak adına bunu yapıyoruz. Sabah domateslerimizi biberlerimizi topladık buraya geldik. Pazarda sattığımız para ile dava açıyoruz. Siyasi bir yönümüz yok. Sadece tarihin korunması için Bilal Söğüt gibi sermayeye teslim olmuş arkeologları istemiyoruz.

  • Davalardan bir sonuç var mı?

Kazım Erol: Yok ettirdiği Çapalıbağ'ı kazandık. İstinaftan da kazandık. Yargı yolu kapanmak üzere. Arkeolojik sahada kömür madeni yapılamaz kararını aldırdık. Ama şimdi şirket 3. derece sit alanına alttan girmeye çalışıyor, gene göz yumuyor. Yatağan'da Venedik Tüzüğü'ne, Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı hareket ederek 2000 yıllık zeytinyağı işliklerini Stratoneika'ya taşıyor. Tarihi eserleri taşıyamazsınız. Bu açık ve net. Eğer bunu yapıyorsanız sermaye adına yapıyorsunuz. 

  • O eserlerin oradan taşınıp madene açıldığına dair kanıtlarınız var mı?

Kazım Erol: Çapalı vadisinden resimler var. Bakın 5 bin 100 yıllık. Hacettepe'nin makalesi var. Ben oraya girdiğim için üstelik bana dava açıldı. Üç tane dava açtılar. Üçünden beraat ettim. Tarihi korumak adına yapıyoruz bunları.

  • Somut talepleriniz nelerdir?

Kazım Erol: Bilal Söğüt'ten talebimiz Muğla Kültür Varlıkları Koruma Kurulu Başkanlığı'ndan ve Lagina Kazı başkanlığı'ndan istifa etmelidir. Ören'deki kömür sahaları içindeki eserler Milas Müzesi'ne, Yatağan Turgut'takiler Stratonikeia'ya taşınıyor. Buna izin verilmemeli. Tarih yerinde değerlidir. Kültür ve tarihin korunmasını, bölgenin de eko turizme açılarak köylünün yaşam kalitesinin yükseltilmesini istiyoruz.

  • Kaldırılan sit alanı kararlarının da yeniden sit olmasını da istiyorsunuz, öyle mi?

Kazım Erol: Zaten kazandık o davaları. Buna rağmen Bilal Söğüt ve ekibi burada arkeolojik buluntu yok diye yeni raporlar hazırlatıyorlar. Yani kazanılan davanın üstüne yeni bir komedi yapıyorlar. Ama komedi yapılmasına izin vermeyeceğiz.

Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı ve Lagina Kazı Başkanı Prof. Dr. Bilal Söğüt'e sit kararlarını kaldırdığı ya da derecesini düşürdüğüne ilişkin iddiaları sorduk. Söğüt "Kararlarda benim imzam yok." dedi.

ÖNERİLER

Bu küçük olay da bir bakıma sempozyumun tamamlayıcısı oldu. Ne yazık ki, tarihimiz, coğrafyamız, doğamız tahrip oluyor, talan ediliyor. Hareklea'da yeni başlayan kazıların Başkanı Doç. Dr. Zeliha Gider Büyüközer de bölgedeki tahribata, yok oluşa dikkat çekti. Sonuç olarak, kısıtlı olanaklarla çok yararlı ve çok güzel dünya çapında uluslararası bir sempozyum oldu. Bu zengin, doyurucu ama yine de tadı damağımda kalan sempozyum sonrasında aklıma gelen önerilerimi şöyle sıralıyabiliyorum:

  •  Bu sempozyum her türlü desteği hak ediyor. Bu tür çalışmalara ekonomik destek verebilecek, resmi  resmi olmayan, tüm kurum ve kuruluşlar katkıda bulunsun.
  •  "Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu" adının önüne "Uluslararası" sözcüğü de eklensin.
  • "Karia Vakfı" kurulsun. Burada oluşturulacak, "Sempozyumu düzenleme kurulu", "yayın kurulu",  "gezi düzenleme kurulu", "halkla ilişkiler/dış ilişkiler kurulu" ve benzeri değişik çalışma grupları oluşturularak Karia'nın değişik yönlerden araştırılıp tanıtılmasının sağlanması için çalışılsın.
  •  Sempozyumun baştan sona filme alınması çok güzel düşünülmüştü. Ayrıca tüm bildiriler Türkçe ve İngilizce olarak kitaplaştırılsın.
  •  Sempozyumun düzenleyicisi Olcay Akdeniz gelecek yıl için konu ve katılımcı önerilerinin 31 Aralık tarihine dek gönderilmesini istedi. Oturumlardan birinde Karia bölgesindeki tarih ve kültür talan ve tahribi ele alınsın.
  •  Artık talan tahribat gizli saklı değil. Karia'da dağlar, tepeler delik deşik. Madenler, taş ocakları, kaçak yapılar, fabrikalar sınır tanımıyor. Kepçelerle mermer sütunlar parçalanıyor. Defineciler hiç umulmayacak yerleri talan ediyor. Bir de gereksiz yaz boz var. Bunlar örnekleriyle göz önüne serilsin, önlem önerileri sunulsun.
  •  Milas'a konferans sempozyum, fuar, kongre, gösteri ve konserlerde kullanılmak üzere, otopark alanı da bulunan geniş ve modern bir kültür sarayı inşa edilsin.

(*) İzlemek için: https://www.facebook.com/kazim.erol.4848/videos/4956112264493954

FOTOĞRAFLAR: ABDULLAH KIRBAŞ

Sonraki Haber