Batı Asya'nın yönü Doha'da belirleniyor
Katar, Orta Doğu'daki gerilimin ne yöne evrileceğinin belirleneceği toplantıları ağırlıyor. Filistin cephesi müzakerelere katılmıyor ancak arabulucularla kanallar açık. Netanyahu son dakikada yeni ek talepler getirdi, ne olur ne olmaz diye kendi adamını heyete yerleştirdi
Ateşkes görüşmeleri büyük gürültü patırtı arasında perşembe günü Katar'ın başkentinde yeniden başladı. Taraflar, Ağustos ayının başında yaşanan suikastlar silsilesinin ardından ilk kez bir araya geldi. Tel Aviv'in görüşmeleri İran ve Hizbullah'ın beklenen misillemesine karşı kalkan olarak kullanmak istediği fikri hakim.
Müzakerelerin olumlu ya da olumsuz bir sonuca ulaşmadan önce günlerce belki haftalarca devam etmesi beklenirken, toplantıların Doha ayağı muhtemelen iki gün sürecek. Gazetemiz baskıya hazırlanırken ilk temas henüz tamamlanmamıştı fakat işlerin nasıl gideceğine dair elimizde çok sayıda taze veri var.
DİRENİŞ CEPHESİ MUTABIK
HAMAS görüşmelere katılmayacağını günlerdir farklı kaynaklar aracılığıyla açıklıyor. Hareket, 2 Temmuz'da masaya getirilen öneriye bağlı olduğunu dolayısıyla artık müzakereden ziyade sonuç görmek istediğini söylüyor. Aynı şekilde başta Filistin Kurtuluş Örgütü ve İslami Cihad olmak üzere diğer gruplar da "Direniş'in kararı birleşiktir ve Netanyahu'nun bedava zaman kazanmasına izin veren müzakerelere girmeyeceğiz. Dünya müzakereleri kimin engellediğini ve sorunun nerede yattığını biliyor." açıklamasında bulundu.
Yetkililer, HAMAS görüşmelere doğrudan katılmasa bile baş müzakereci Halil el-Hayya'nın Doha'da bulunduğunu ve grubun Arap arabulucularla temas hattının açık olduğunu belirtiyor. Reuters'e konuşan bir kaynak, HAMAS'ın İsrail'den "ciddi bir yanıt" aldığı takdirde müzakerelere daha etkin bir katılım sağlayabileceğini söyledi.
HAMAS'ın Siyasi Büro Üyesi Usame Hamdan, yalnızca Joe Biden'ın Mayıs ayında açıkladığı, uluslararası alanda onaylanan öneriye odaklanıldığı takdirde masaya döneceklerini kaydetti aksi halde “toplantılara katılmak için hiçbir nedenleri olmadığını" vurguladı. Filistinli yetkili, Gazze'deki tünel ağının derinliklerinde bulunduğuna inanılan yeni HAMAS lideri Yahya Sinvar ile iletişimde "bazı zorluklar ve gecikmeler” olduğunu belirtse de bunun müzakereler için büyük bir engel teşkil etmediğinin altını çizdi.
SON DAKİKA HAMLELERİ
Filistin cephesi belli bir prensibin etrafında kenetlenmiş gözükürken, diğer tarafa her zamanki kaos, yeni sabotaj girişimleri ve Netanyahu'yu ikna turları hakim. İsrail Başbakanı görüşmelere saatler kala üç kritik hamle yaptı:
- Tel Aviv'in daha önce anlaşmanın ilk aşamasında istediği 18 canlı rehineyle 15 rehine cesedini, 33 canlı rehineye çıkardı ayrıca bu kişilerin kimler olması gerektiğini isim isim bildiren bir liste hazırlattı. Müzakere heyetine bu konuda ısrarcı olmak zorunda olduklarını tembihledi.
- Heyete başkanlık edecek Mossad ve Şin Bet şeflerinin yanına en yakın ve kıdemli danışmanı Ophir Falk'ı yerleştirildi. Savunma liderleri ateşkesi açıktan destekliyor, Netanyahu'nun bu adımla onları frenlemeyi hedeflediği düşünülüyor.
- Bir gün önce heyette yer alan ve ismi açıklanmayan bir müzakerecinin “yeterli yetkiyi alamazsak, Doha'ya gitmenin bir anlamı yok.” sözleri ve artan iç baskının ardından, ekibin yetki alanını “biraz genişletti.” Ancak İsrail gazeteleri bunun “bir anlaşmaya varmak için yeterli olmayabileceğini” yazıyor. Bir kaynak Kanal 12'ye "Biraz oynama payı aldık. Bu kadar.” dedi. Ayrıca Netanyahu heyetle yola çıkmadan önce bir araya gelerek bir “tembihleme toplantısı” yaptı.
İsrail Başbakanı'nın diğer baltalama etkinliklerini defalarca sayfalarımıza taşımıştık. Bu bilinen gerçekler New York Times (NYT) tarafından iki gün önce belgelenmişti. Buna rağmen Netanyahu, anlaşmayı zora sokacak hiçbir ekleme yapmadığında ısrarcı.
WASHINGTON'DAN MASALLAR
Tüm ateşkes müzakerelerinin “daimi üyeleri” CIA Başkanı Bill Burns ve ABD Orta Doğu Koordinatörü Brett McGurk da çoktan masadaki yerini aldı. Washington, günlerdir ateşkes için Tel Aviv'e sözde baskı uyguluyor aslında yapılan nasihat vermekten ileri gitmiyor. Nitekim salı günü ABD, İsrail'e içinde 50 adet F-15'inde bulunduğu 20,3 milyar dolar değerinde bir silah paketini onayladı. Tüm dünyaya İsrail'in savaşı sürdürmesini destekliyoruz mesajı verdi.
Yine de NYT'ye bakılırsa üst düzey ABD'li yetkililer Tel Aviv'e, Gazze'de askeri olarak yapılabileceklerin neredeyse tükendiğini yeni bir ilerlemenin ancak müzakerelerle mümkün olacağını öğütlüyor. Rehinelerin "zorla geri getirilemeyeceğini” vurguluyor. Eski bir CIA yetkilisi Ralph Goff, NYT'ye “İsrailliler HAMAS'ı tamamen yok etmeyi asla başaramayabilir.” dedi. Eski ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) Başkanı Joseph L. Votel ise rehineleri serbest bırakılmasının bu saatten sonra “sadece müzakerelerle mümkün olabileceğini” söyledi.
99’LARDAN ÇAĞRI
Hahamlar, müzakereler başlamadan hemen önce Netanyahu ve ilgili tüm taraflara “acil” çağrıda bulunarak “Başkan Biden tarafından ana hatları çizilen ve Katar, Mısır ile BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan masadaki anlaşmayı sonuçlandırmalarını ve acı çekenlere çok ihtiyaç duyulan rahatlamayı getirmelerini” istedi. 99 hahamın imzasını taşıyan açıklama, HAMAS'ın kaleminden çıkmışa benziyor.
O DA TOPA GİRDİ
Kambersiz düğün olamayacağı için Donald Trump da tartışmalara katıldı. Axios'a göre Trump, çarşamba akşamı Netanyahu'yla telefonda görüşerek arabuluculuk yoluyla varılacak bir anlaşmayı kabul etmeye teşvik etti. Ancak ikili arasında tam olarak neler konuşulduğu bilinmiyor.