Katliamla biten rehine operasyonunda ABD parmağı
Dört İsrailli rehineyi kurtarma operasyonu vahşetle sona erdi. Tel Aviv, bir kez daha siviller ile savaşçılar arasında ayrım gözetmeksizin ölüm yağdırdı. Dört rehinenin kurtarıldığı operasyonun planlamasından, uygulanmasına, lojistiğine kadar her yerde ABD'nin izi var
Tel Aviv rejimi cumartesi günü “rehine kurtarma” operasyonu adı altında Nuseyrat Mülteci Kampına “acımasız ve benzeri görülmemiş” bir hava saldırısı düzenleyerek 274 kişiyi katletti. 698 kişinin de yaralandığı saldırıda düzinelerce savaş uçağı, kuadkopter ve helikopter kullandı, tanklar eşler zamanlı olarak kamptaki evlere ateş açtı. Aksa Şehitleri Hastanesi Sözcüsü Halil Degran kendilerine teslim edilen 109 cesedin 23'ünün çocuk, 11'inin ise kadın olduğu belirtti.
ASKERİ SÖZCÜ İTİRAF ETTİ
İsrail ordusu operasyonun rehineleri kurtarmaya ve “teröristleri etkisiz hale getirmek için” olduğunu iddia etti. Askeri Sözcü Daniel Hagari'nin sözleri ise Tel Aviv güçlerinin sivil ile savaşçı ayrımı yapmadığını bir kez daha tüm dünyaya duyurdu: “100'ün altında kayıp olduğundan haberdarız. Bunların kaçı sivil kaçı terörist bilmiyorum.” İsrail operasyonda 7 Ekim'den beri Gazze'de tutulan dört rehineyi kurtardı.
HAFTALARCA BİRLİKTE HAZIRLANDILAR
CNN'e konuşan Amerikalı bir yetkili, İsrail'deki bir ABD hücresinin operasyon sürecinde Tel Aviv güçleriyle birlikte çalıştığını söyledi. Haber kanalı ayrıca “İsrail güçlerinin ordu, iç istihbarat servisi ve özel polis biriminden yüzlerce kişinin katılımıyla cumartesi günkü operasyon için haftalarca hazırlık yaptığını” da bildirdi.
İsrail güçleri, Nuseyrat Kampı'na sızmak için insani yardım amaçlı süsü verilmiş bir kamyonun içine saklandı. El-Cezire'nin yayınladığı görüntülerde kamyonun zırhlı tanklar eşliğinde Nuseyrat'a girdiği görülüyor. Katliamdan yaralı kurtulan bir Filistinli gazetecilere şunları söyledi: "İnsani yardım ve giysi taşıyan bir kamyon geldi ve aniden on asker indi. Kamyon, işgalin Gazze Denizi'nde kurduğu Amerikan limanından geliyordu. Beni bir kez göğsümden, iki kez de ayaklarımdan vurdular. Topçu ateşi başladı ve yerde, aralarında kafaları kopmuş insanların da bulunduğu düzinelerce vatandaş gördüm.” İsrail ordusu, operasyon sırasında elit Yamam biriminde görevli 36 yaşındaki bir subayın öldürüldüğünü bildirdi.
'GEÇİCİ İSKELE' DEVREDE
Ayrıca İbranice yayın yapan Telegram kanallarının paylaştığı bir video, İsrail ordusunun katliama dönüşen kurtarma operasyonunun bir parçası olarak Gazze kıyılarına kurulan ABD yapımı “geçici iskeleyi” kullandığını gösteriyor. Hatırlanacağı üzere iskelenin açlık ve artık susuzluk da çeken Filistinlilere “insani yardım sağlamak için” kurulduğu iddia edilmişti. HAMAS, geçen ay yaptığı açıklamada şu uyarıları gündeme getirmişti: “Bu iskele Washington'un işgal devletine silah desteğini örtbas etmeyi amaçlıyor. Uluslararası ve bölgesel düzeyde yardım getirileceği yönündeki söylemlerin Gazze'deki kıtlık üzerinde gerçek bir etkisi olmadı.”
'REHİNE SAYISI ARTABİLİR'
HAMAS'tan yapılan açıklamada, Amerika'nın operasyona katılımının Washington'ın “suç ortağı rolünü, Gazze'de işlenen savaş suçlarına tam katılımını ve sivillerin yaşamlarına ilişkin ilan ettiği pozisyonların yalan olduğunu bir kez daha kanıtladığı” belirtildi. Hareketin Siyasi Büro Üyesi İzzet el-Rişk ise Tel Aviv'in “Gazze'deki tüm HAMAS tugaylarını yok ettiği iddiasına rağmen, esirlerini ancak zor ve karmaşık bir operasyonla ve muazzam bir ateş yoğunluğu altında, savaşın başlamasından sekiz ay sonra şiddetli bir direnişle karşılaşarak kurtarabildi.” dedi. Yaşananların, “İsrail'in stratejik başarısızlığını değiştirmeyeceği” değerlendirmesinde bulunan el-Rişk, Direniş'in elinde halen çok sayıda rehine tuttuğunu ve geçen haftalarda Cibaliye'de esir alınan askere atıfta bulunarak bu sayının artabileceğini de belirtti.
Tel Aviv, sekiz aydır devam eden yoğun saldırılara ve çabalara rağmen işgal altında tuttuğu Gazze'den biri ekim diğer ikisi şubat ayında olmak üzere toplam yedi rehine kurtarabildi.
‘ESİR KURTARIRKEN ESİR ÖLDÜRDÜ’
El Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde, Tel Aviv rejiminin Nuseyrat Kampı'na düzenlediği operasyonun “karmaşık bir savaş suçu” olduğunu ve “bundan ilk zarar görenlerin İsrailli esirler olduğunu” doğruladı.
Ebu Ubeyde, “Düşman korkunç katliamlar yaparak esirlerinin bir kısmını kurtarmayı başardı ancak aynı zamanda operasyon sırasında bazılarını da öldürdü.” dedi. Askeri Sözcü, “benzer operasyonların düşman esirleri için büyük bir tehlike oluşturacağını ve onların koşulları ve yaşamları üzerinde olumsuz bir etkisi olacağını” vurguladı.
TEL AVİV'DE 33 GÖZALTI
İsrail medyası cumartesi gecesi Tel Aviv'de, esirlerin serbest bırakılması için bir anlaşma yapılması talebiyle büyük gösteriler düzenlendiğini, kolluk güçlerinin kamu düzenini bozdukları gerekçesiyle 33 kişiyi gözaltına aldığını ve göstericileri dağıtmak için tazyikli su kullandığını bildirdi.