Kavcıoğlu para politikasındaki duruşu netleştirdi: Talebi kısan değil üretimi önceleyen

TCMB yıla yüzde 23.2'lik enflasyon tahmini ile başladı. Başkan Kavcıoğlu, faiz indirimleri konusundaki eleştirilere karşılık, ‘Sürdürülebilir fiyat istikrarı için cari dengeyi sağlamalıyız. Bunun için de talebi kısan değil üretimi önceliklendiren bir politika izliyoruz.’ dedi.

Merkez Bankası (TCMB) yılın son enflasyon raporunda tahminleri alışılageldiği üzere yukarı yönlü güncelledi. Tahminlere geçeceğiz ancak TCMB Başkanı'nın sunumunda yer alan ve soru cevap bölümünde vurguladığı mesajları aktarmakta fayda var:

  • Üretim arttıkça, finansmana erişim ve finansman maliyetleri azaldıkça fiyatlara yansıyacak.
  • Enerji fiyatlarındaki çevrimsel etki çıkarıldığında Türkiye son üç dönemdir cari fazla veriyor. *Döviz kurlarının fiyatlar üzerindeki baskısı önemsiz hale geldiğinde bunlar fiyatlara yansıyacaktır, yansımaya da başladı.
  • Sürdürülebilir fiyat istikrarı için cari dengeyi sağlamalıyız.
  • Enflasyonun indirilmesi noktasında biz, talebi kısıtlayıcı kararlar yerine üretimi artırıcı kararları almayı seçtik. Dolayısıyla faiz indirimlerini bu noktada görmek gerekiyor.
  • Enflasyonu düşürmede tabii ki kendimizi çok başarılı sayamayız ama enflasyonun şu an yönetilmesi ve aşağı getirilmesi noktasında aldığımız kararlar ve uyguladığımız politikalar inşallah bizi başarılı kılacak.
  • Halkımız da rahat olsun, sizler de rahat olun, enflasyon istediğimiz noktaya hızlı bir şekilde gelecek. Kasımdan sonra enflasyonda düşüş görülecek.

YÜZDE 70 OLASILIĞI YÜZDE 30 YAPALIM

Gelelim enflasyon tahminlerine Merkez Bankası yüzde 70 ihtimalle 2022 yılı sonunda enflasyonun yüzde 65.2 olacağını öngördü. 2023 tahmini de yüzde 22.3 oldu. Yılın başında ilan edilen tahmin yüzde 70 olasılıkla yüzde 23.2 düzeyindeydi. 2023 için ise yüzde 8.2 öngörülmüştü. Tamindeki sapmaya baktığımızda artık Merkez Bankası'nın yüzde 70 ihtimalle yerine yüzde 30 ihtimalle demesi daha uygun olur.

NET HATADA DÜNYA ÖRNEKLERİNE BAKIN!

Başkan Kavcıoğlu'na toplantıda net hata noksanda görülen kaynağı belirsiz para hareketleri de soruldu. Başkan bu konuya şöyle açıklık getirdi: “Gelişmiş ülkelerle kıyasladığımızda çoğu ülke net hata noksanda çok yüksek. Biraz dünya ile bakarak karşılaştırırsanız, öyle her şeyin altında bir şey aramaya gerek yok diye düşünüyorum." Başkan ayrıca, net hata noksanın yüksek çıkmasının nedenlerinden birinin turizm verilerinin ölçülmesinden kaynaklı bir durum olduğunu, bu konuda da TÜİK'in çalışma yaptığını belirtti. Aydınlık Yazarı Serhat Latifoğlu da net hata noksan üzerinden yapılan komplovari yorumlara dikkat çekerek, dünyadaki örneklere işaret eden bir yazı kaleme almıştı. Fakat nedenle ahali okumak araştırmak yerine “kara para” diye yafta vurmayı tercih etti.

MİR'İN ETKİSİ AZ OLUR

Rusya ile SWAP anlaşmasının şu anda söz konusu olmadığına da değinen Şahap Kavcıoğlu, “İlla SWAP anlaşması olması da gerekmiyor. Yerel para ile ticareti merkez bankaları olarak önemsiyoruz. Ülkelerle görüşmelerimiz ve çalışmalarımız sürüyor.” dedi. Kavcıoğlu, MİR konusunda ise, “Turistlerin Türkiye'deki harcamalarıyla ilgili bir sıkıntı yok. Rus turistlerin dışında da bir sürü turist geliyor. Herkes istediği yöntemi peşin, nakit kullanıyor. MİR kartın cirosu çok büyük rakam değildi. Öyle çok turizmi etkileyecek, Rus tarafıyla bizim aramızdaki turizmi etkileyecek bir rakam değildi.” bilgilerini paylaştı.

ABD ÜLTİMATOMU SÖZ KONUSU DEĞİL

Rusya ile ilişkilerden dolayı ABD'nin Türkiye'ye yönelik bir çekincesi olduğuna ve bir mektup gönderdiğine ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Kavcıoğlu, “Ültimatom, tehdit gibi konular söz konusu değil. Türkiye güçlü ve bağımsız bir ülke. Türkiye'nin bu konuda uyguladığı çok net bir politika var. Biz de o politika ışığında üzerimize düşeni yapıyoruz. Dolayısıyla bu konuda bir sıkıntı yok.” diye konuştu.

Kavcıoğlu altın alımları konusunda “Rezerv düşse kızıyorsunuz, çıksa kızıyorsunuz.” dedi ve ekledi: “Rezerv politikası kapsamında Berat Bey döneminden bu yana Türkiye'nin altınlarının ülke içine getirilmesi ile başlayan bir şey. Öyle çok büyük bir tutar değil. Dünyada geçen süreçte rezervlerde 1 trilyon dolar düşüş oldu. Biz artıdayız.”

NİFAKÇI KOROYA YANIT

Sosyal medyada izlenen politikaları eleştirmekten veya katkı sunmaktan çok dedikodu yayan bir kitle var. Bunların başını çekenlerden biri de ismi lazım değil bir kamu bankasının eski müdürü. Hafta içinde yapılan Hazine Bakanı ve bankalar toplantısında neden Merkez Bankası Başkanı'nın yer almadığına ilişkin tevatürler bu kimselerce yayıldı. Konu Başkan Kavcıoğlu'na soruldu, cevap netti: “Toplantıdan haberim var. Sayın Bakanımızın koordinasyonunda bu konularla ilgili toplantıları çok sık yapıyoruz. Bugün de Finansal İstikrar Komitesi var. Bu toplantıdan dolayı belki katılamayacağım. Şimdiden söyleyeyim, başka şekilde yorumlamayın. Ben de bu tür toplantılara katılıyorum, Bakanımızın eşgüdümünde, BDDK'mız, Borsamız, SPK, bütün arkadaşlar şu an uyguladığımız Türkiye Ekonomi Modeli'ni ve ekonomiyle ilgili tüm kararları birlikte alıyoruz, birlikte karar veriyoruz, birlikte tartışıyoruz. Para Politikası Kurulu (PPK) ve Enflasyon Raporu haftasına geldiği için bu 2 hafta içinde herhangi bir toplantıya iştirak etmiyoruz. Önceki maliye bakanları döneminde de hiçbir bakanın toplantısına, Merkez Bankası başkanının katıldığına rastlamadım. Önceki toplantılarda da olmuyordu. Sayın Bakanımız bunu gerekli görürse katılırım. Sayın Bakanımız gerekli gördüğü her toplantıya davet eder ve biz de katılırız.”

SİSTEMİK RİSK YOK AMA İHRACATÇILAR ŞİKAYETÇİ

Toplantıda Türk bankacılık sisteminin çok güçlü olduğunu belirten Kavcıoğlu, sektörün herhangi bir rasyosunda bankacılık sektöründe sistemik risk oluşturma riskinin sıfır olduğunu vurguladı. Kavcıoğlu, bu ifadeyi, bankaların yüksek enflasyon ortamında düşük getirili tahvil tutmaya zorlanması yönündeki eleştiriler üzerine kullandı. Kavcıoğlu, "Biz 100 yılı planlarken Türkiye'nin 10 yıllık senedini, 5 yıllık tahvilini almakta kimse endişe etmesin. Hazinenin 20 yıllık borçlanmaya çıkması gerektiğini düşünüyorum." dedi. Sunum bittikten sonra haberi yazmaya koyulduğum sırada telefonum çaldı. Arayan bir ihracatçı birlik başkanıydı. Şunları söyledi: “Recep başkan bu bankalar verdikleri kredinin yüzde 10-15 ne tuttururlarsa bir kısmına bloke koymaya devam ediyorlar. Konuyu siz daha önce yazdığınız için ileteyim istedim. Sorun devam ediyor.” Başkan Kavcıoğlu'nun deyişiyle bankacılıkta sistemik risk yok ama sistemik bir uyanıklık olduğu aşikar.

Sonraki Haber