Kavurmacı’nın bireysel başvurusu kabul edilemez bulundu

Anayasa Mahkemesi, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verilen Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın bireysel başvurusunda, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilemez olduğuna karar verdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Türkiye Sanayicileri ve İş Adamları Konfederasyonu (TUSKON) ve alt federasyonları ile bu federasyonların altında yer alan iş adamları dernekleriyle irtibatlı kişiler hakkında FETÖ/PDY ile bağlantılı suçlardan soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı tutuklanmıştı. İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği 3 Mayıs 2017 tarihinde Kavurmacı hakkında adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla tahliyesine karar verdi. Soruşturma sonunda hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi 14 Haziran 2017 tarihinde Kavurmacı hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emri çıkarılmasına karar verdi.

Kollukça hazır edilen Kavurmacı, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Haziran 2017 tarihli kararıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yeniden tutuklandı. Kavurmacı hakkında çeşitli tarihlerde dosya üzerinden yapılan incelemeler sonucunda tutukluluk halinin devamına karar verildi. Son olarak mahkeme 30 Mart 2018 tarihinde Kavurmacı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bu karara yaptığı itiraz reddedilen Kavurmacı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Diğer yandan yerel mahkeme 21 Şubat 2020 tarihinde yaptığı duruşmada Kavurmacı’ya, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanması şartıyla Kavurmacı’nın tahliye edilmesine hükmetti.

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI

Öte yandan bireysel başvuru incelemesini yapan Anayasa Mahkemesi de, ilk tutuklama kararının hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna, ikinci tutuklama kararının hukuki olmaması dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Yüksek Mahkeme, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın da başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna hükmetti.

Sonraki Haber