Kemal Kılıçdaroğlu yeniden CHP genel başkanı

CHP’nin ‘Adalet ve Cesaret’ temalı 36’ncı Olağan Kurultayı Ankara'da toplandı. Kemal Kılıçdaroğlu tekrar genel başkan seçildi

CHP’nin 36. Olağan Kurultayı Ankara Spor Salonu’nda gerçekleşti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 790 oyla yeniden genel başkan seçilirken, rakibi Muharrem İnce 447 oy aldı.

NİHAT GENÇ'TEN CHP YORUMU: CHP'Lİ TABANI HDP'Lİ YÖNETİCİLERE TESLİM ETTİLER

Kurultayda bugün genel başkan, yarın ise 60 kişilik parti meclisi ve yüksek disiplin kurulu üyeleri seçilecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dışında genel başkanlığına aday adaylığını açıklayan Muharrem İnce, 164 delegenin imzasıyla genel başkan adayı olurken, Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu yeterli sayıda imzayı toplayamadı...

CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda Muharrem İnce'nin adaylığı için mükerrer imza tartışması yaşandı. İnce'nin genel başkan adaylığı için gerekli 126 imzayı aşarak 166 imza ile aday olduğu açıklanmıştı. İnce'nin adaylık konuşmasını yaptığı sırada 166 delegeden 2'sinin imzasını geri çektiği, 49 imzanın da mükerrer olduğu ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu'nun devreye girmesinin ardından imza sorununun aşıldığı ve İnce'nin adaylığının kesinleştiği bildirildi. Divan Başkanı Yılmaz Büyükerşen, İnce'nin aday olabileceğini açıklamasının ardından kürsüye çıkan Muharrem İnce, "Lütuf istemiyorum. Delegelerin özgür iradelerini istiyorum" açıklamasında bulundu.

Kurultaydan anlık gelişmeler aydinlik.com.tr'de...

23:35 Sonuçların açıklanmasından sonra kürsüye gelen Kemal Kılıçdaroğlu konuşuyor:

"Üstlendiğim görevin sorumluluğunu çok iyi biliyorum. Bu ülkenin her ferdinin hakkını hukukunu ve adaletini korumak için her türlü mücadeleyi yapacağıma sizlere söz veriyorum.
Bu yaşadığımız ortamda CHP'ye genel başkanlık yapmanın sıradan bir iş olmadığını çok iyi biliyorum. Biz haklı davamızı sonuna kadar götüreceğiz. Adaleti, demokrasiyi hukuku birlikte savunacağız. Birlikte yaşamayı savunacağız.
Önümüzdeki süreçte zor koşullarda mücadele vereceğiz. Demokrasiyi yüceltmek zorundayız, bu bizim temel görevimizdir.
15 yılda Türkiye'yi kimler beka sorunuyla karşı karşıya getirdi? Kendi ülkemizde barış içinde yaşamak istiyoruz.
Afrin'de hayatını kaybeden kahraman askerlerimize şükran borçluyuz. Onlar bizim onurumuz, gururumuz.
Kuvayi Milliye'nin ne olduğunu biliriz. Birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye'yi beka sorunundan kurtarmanın yolu ülkemize sahip çıkmamızdan geliyor.
Bütün komşularımızla huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bütün komşularımızı kucaklamak isteriz.
Hak ve adalet mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz."

23:30 36. CHP Genel kurultayının galibi Kemal Kılıçdaroğlu oldu... Kılıçdaroğlu 790 Muharrem İnce 447 oy aldı

Kılıçdaroğlu'nun genel başkan adaylığı için oy veren delegelerin birçoğu seçimde oy vermediği görüldü

23:00 CHP Kurultayı'nda oylama işlemi sona erdi, oyların sayımına geçildi. Ankara Spor Salonu'ndaki kurultayda delegeler 25 sandıkta oy verdi. Oy verme işlemi yaklaşık 2 saat sürdü. Adaylardan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, 1 numaralı sandıkta, Yalova Milletvekili Muharrem İnce ise 4 numaralı sandıkta oy kullandı.

21:00 CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’nda başkanlık yarışı için oylama başladı. Delegeler kurulan sandıklarda oylarını kullanıyor.

20:00 CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’nda Sonuç Bildirgesi açıklandı. Sonuç Bildirgesinin okumak için tıklayın

18:30 İmza tartışmalarının ardından her iki adayın da katılacağı belirtilen oylamanın saat 21.00 sularında başlayacağı bildirildi.

18:00 CHP'nin 36. Olağan Kurultayı'nda Muharrem İnce'nin, adaylık başvurusuna yönelik imzaların incelenmesi sonucu 115 oyla başkanlık için yeterli oyu bulamadığı ancak Kılıçdaroğlu'nun 48 mükerrer oyun İnce adına sayılması yönünde Divan Başkanlığına dilekçe verdiği açıklandı.

17:00 Kılıçdaroğlu'nun devreye girmesi sonrasında Muharrem İnce'nin resmen aday olduğu belirtildi.

16:10 Muharrem İnce'den mükerrer oy iddialarına sert tepki:

Orada yeterli sayıda imza vardır. O mükerrer imzalar neden bana yazılıyor, Kemal Bey'e yazılmıyor. Öyle bir şey olmaz. Algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar. Ben kurultayı aldım. Salonu gördüler, benim kurultayı alacağımı görüyorlar. Şuraya oynuyorlar; bak imzası bile yok, biz ona lütufta bulunuyoruz. Benim kimsenin lütfuna ihtiyacım yok. İmzalarını da geri çeksinler. İstemiyorum kimsenin imzasını. Yürekleri varsa çıksınlar salona, Muharrem İnce'ye imza verecek olanları sorsunlar, bakalım kaç katı görüyorlar. O kurultayı başlarına yıkar onların. "Kurultayı kazanamaz" gibi Ali Cengiz oyunları bunlar. Akşam sandıklar açılınca yeterli imza var mı yok mu görürsünüz. 700 civarında oyla genel başkan olacağım.

16:00 Özgür Özel, Habertürk canlı yayınında yaptığı açıklamada "Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu, 'Her ikimize de verilen imzaları bana saymayın Muharrem İnce'ye sayın. Divana verilen kağıdın üzerinde bana verilen mükerrer oyları çekin' dediğini belirtti. Böylece Muharrem İnce'nin adaylığının önü açılacak.

15:00 MUHARREM İNCE'NİN ADAYLIĞI TELİKEDE İDDİASI

165 imzayla CHP'nin genel başkanlık adayı için Kılıçdaroğlu'yla yarışan Muharrem İnce'nin adaylığı tehlikeye düştü. Parti tüzüğüne göre en az 127 delegenin imzasıyla CHP genel başkanlığına aday olunuyor. Divan, Muharrem İnce ve Kılıçdaroğlu'nun topadığı imzalardan 49'unun mükerrer olduğunu tespit eti. İmzaların iptal edilmesi durumunda Muharrem İnce'nin adaylığı tehlikeye düşecek.

14:00 Kürsüye çıkan Muharrem İnce, partililere sesleniyor...

CHP yönetimini eleştiren İnce "CHP'de de tuzu kurular var. Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy (belediyeler) onları aldı mı yetiyor. Erzurum, Şanlıurfa onu ilgilendirmiyor. Sığınmışlar 3, 5 belediyeye. Onların oldu mu yetiyor. Ben memnun değilim. Onun için itaat etmiyorum. Bu partide bir itaat edenler bir de memnun olmayıp itiraz edenler var. Ben itiraz ediyorum." dedi.

Muharrem İnce sözlerine tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu ve yurt dışında tedavi gören Deniz Baykal’ı anarak başladı.

'CHP’DE TUZU KURULAR VAR'

“İki ayrı yol iki ayrı ihtimal var. Ya kazanacağız, ya kaybedeceğiz…” diyen İnce CHP yönetimini de çok sert sözlerle eleştirdi. İnce “CHP’nin çok değerli gönüldaşları, geleceğimiz elimizden alınıyor, cumhuriyetimiz yıkılıyor, umutlarımızı söndürmek istiyorlar, yaşama sevincimizi yok etmek istiyorlar. Karşımızdaki bir siyasi parti değil, ülkeyi yağmalamak için bir araya gelmiş bir yapı. Cumhuriyeti kuran parti, cumhuriyeti kurtaracaktır… CHP’de de tuzu kurular var. Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy (belediyeler) onları aldı mı yetiyor. Erzurum, Şanlıurfa onu ilgilendirmiyor. Sığınmışlar 3, 5 belediyeye. Onların oldu mu yetiyor. Ben memnun değilim. Onun için itaat etmiyorum. Bu partide bir itaat edenler bir de memnun olmayıp itiraz edenler var. Ben itiraz ediyorum.” dedi.

ERDOĞAN’IN ÖSO-KUVAYI MİLLİYE KIYASLAMINA TEPKİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ÖSO’yu Kuvayı Milliye’ye benzetmesine de değinen İnce “Umut olmak için buradayım. Büyük değişim için buradayım. Dış politikada topyekün bozgun dönemi yaşıyoruz. Devletten devlete politika yapardık. Şimdi partiden partiye politika yapılıyor. Türkiye’nin 70 yıllık Filistin politikası vardı. Bugün 70 yıllık Filistin politikası terk edildi. AKP Genel Merkezi’nden idare ediliyor. Pasaportumuzun Edirne’den öteye değeri yok. Ortadoğu bataklığına saplandık. Bir tarih cahili ‘ÖSO, Kuvayı Milliye’ diyor. Kuvayı Milliye askerlerinin ekmek almaya parası yoktu. Ne diyorsun sen cahil. Kuvayı Milliye’nin askerleri emperyalistlere karşı savaştı. ÖSO’nun derdi bir tane; Esad gidince onların sorunu bitiyor. Sen nasıl olur da Kuvayi Milliye ile yan yana koyarsın… Tarih cahili… ÖSO dolarla maaş oluyor. Kuvayı Milliye evine ekmek götüremiyordu.
Ama ne yazık ki bir taraftan o kaçak sarayda oturan o tarih cahili konuşurken CHP’nin yöneticileri de bu tarih cahilinin haddini bildiremiyor, ona cevap veremiyor. ‘Muharrem İnce niye aday oldun’ diye soranlara cevap veriyorum. Onun haddini bildirmek için adayım. Ülkemizin kaderi bir kişinin iki dudağı arasında. Sözde dünya lideri, kafa tuttuğunu zanneettiği emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürdüğünün farkında değil…” diye konuştu.

Muharrem İnce sözlerini şöyle sürdürdü; “Demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlere ne yazık ki artık örnek değiliz. Kıtalararası birleştirici rolünden çoktan vazgeçtik. Niteliksiz göçmenlerin toplandığı bir tampon bölgeyiz. Suriye ve İran sınırlarımızda beton duvarlar yükseliyor. Bulgaristan duvarı tamamlandı. Çağdaş dünyadan fiziksel olarak kopuyoruz. Nereyi tutsak elimizi yakıyor. Kadınlarımıza kabul edilemez bir yaşam dayatılıyor. Çocuklarımıza dadanan sapık güruh cirit atıyor, devlet yöneticileri tarafından korunuyor. Her gün yurtlarda tecavüz oluyor. Türkiye’nin 2002’De 3Y sorunu vardı: Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar vardı. Türkiye bu 3Y’yi katmerlediği gibi 2Y daha ekledi. 1071’den bu yana böyle yalancı ve yüzsüz görmedi. Yanlışın ve hataların sorumlusu yok. ‘Rabbim beni affetsin’ deyip işin içinden çıkıyor. Dün dost olduklarıyla bugün düşman oluyor. Mevcut konumlarını korumak için yapamayacakları şey söyleyemeyecekleri yalan ve tevessül, etmeyecekleri bir kötülük yok. ‘Ya iktidar ya ölüm’ AKP’lilerin sloganı. Çünkü iktidardan düştüklerinde başlarına ne geleceğini biliyorlar.

Gelişmekte olan ülkeler arasında 3 puan gerileyerek Arjantin’in önünde 19. sıraya geldik. Son 14 yıla baktığımızda enflasyonun çift hanede gezdiği en yüksek günleri görüyoruz. Üniversite mezunlarımızın yüzde 33’ü işsiz, kadınlarımızda bu oran yüzde 46’da. Canlı hayvan ve löp et alıyoruz. Özgür olmayn ülkeler satatüsündeyiz. Enerjide dışa bağımlılığımız yüzde 76 oldu.

Eğitimde dökülüyoruz. Sınavı üçe çıkarıyorlar devrim yapıyorlar; bire düşürüyorlar yine devrim yapıyorlar. Bütün velileri uyarıyorum, ‘Çocuklarınızı Milli Eğitim Bakanlığı’ndan koruyunuz’ diyorum. AKP döneminde vicdan ile din arasındaki bağ koparıldı. Yeni bir din var artık. Bir içki ile ilgili yasak var, bir başını kapatma ile ilgili yasak var. Diğer her şey serbest. İhaleye fesat karıştırmak serbest, çalmak serbest. Böyle bir din yok. ‘Elalem ne der’ diye siyaset yapılmaz. İlke ile siyaset yapılır. AKP döneminde hak ve güç arasındaki bağ koparıldı. Liyakalt ile makam arasındaki bağ koparılmıştır. Bu nedenlerle yeniden gerçeklere dayalı politikalar kurmak için, hak – güç ve adalet arasındaki bağı kurmak için, insanlarda yeniden utanma duygusunu geliştirmek için, işin ehline verilmesi için kazanmak zorundayız. Kazanmaya, yenilenmeye, değişime mecburuz.

CHP iktidarında insan ve doğa merkezli ekonomi politika uygulamalıyız…

Hedefimiz insan yaşamını güçlendirmektir. Sloganımız, 70’li yıllardaki sloganımız bugün de geçerlidir. ‘Ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen’ diyeceğiz.”

Türkiye özgürlük istemektedir. Hak ve özgürlüklerin güvence altına alınamadığı ülkede özgürlük olmaz. Katılımcı yönetimi ön plana alacağız. Demokrasiyi keyfi bir rejim olarak algılayanlara demokrasinin bir katılımcılık olduğunu anlatacağız. Demokrasiyi güvenlik güçleri ve yargıçlar koruyamaz, demokrasinin tek güvencesi, kurumları, kularralı işleyen, medyası özgür olan, yargısı bağımsız olan demokratik bir toplum korur ancak. Demokratik bir toplum olmak için laiklik vazgeçilmezdir. Laiklik tehlikededir ve hatta daha ileridedir. Demokratik toplum özgür bireyleri esas alır.

Türkiye’yi kimlik siyasetinden çıkaracağız. CHP olarak asla kimlik siyasetine düşmeyeceğiz. Beraber olmazsak hepimizi aynı kötü son bekliyor. Ezilen, mağdur olan kim varsa onun yanında olmalıyız. Dolmabahçe’deki imam ‘Ben Müslümanı, ben yalan söylemem, camide içki içmediler’ diyor ve sürülüyorsa o imamın yanında olacağız. Malatya’da Alevilerin evine işaret konuşuyorsa ‘Aman ben şimdi karışırsam CHP’ye Alevi partisi derler’ demeden, böyle bir kompleks içinde olmadan Malatya’daki Alevi’ye sahip çıkacağız. Uludere’de çocukların üzerine bomba yağdırılıyorsa, ‘Ben şimdi Kürtlere sahip çıkmayayım’ demeyeceğiz. Gezi’nin direnen çocuklarına, otelini açtı diye bir holding patronunun ihalesi iptal ediliyorsa ‘Ben solcuyum, bana ne holding partronuna’ demeyeceğiz. Hapse atılan AKP milletvekiline kendi arkadaşlarına sahip çıkmasa bile giden tek siyasetçi benim. Yani haksızlığa uğradığında AKP milletvekiline de sahip çıkacağız.

Uludere’de 12 yaşında Kürt çocuğun üzerine bombalar yağdığında o çocuğa sahip çıkacağız, ama protez bacağına haciz gelen gazimize de sahip çıkacağız. İnsana insan olduğu için değer veren bir politika izleyeceğiz. Kürt sorununu demokrasi, özgürlük, insan hakları, kardeşlik ve evrensel değerlerle çözeceğiz. Hukuk devleti ilkesini yeniden canlandırmak için aynı zamanda ekonomik kalkınmanın temellerini de atmış olacağız. Türkiye 2004 yılında gündüz vakti havai fişeklerle tanışmıştı. Bizi Almanya’ya götüreceklerdi Maho Ağa’da olduğu gibi, Ortadoğu bataklığına götürdüler. Çocuklarımızın gençlerimizin umudu vahabi çölleri değildir. Biz bu toprakların insanıyız. Kökümüz Anadolu, yönümüz çağdaş uygarlıktır. Bir ağaç gibi, bir orman gibi toprağımıza sıkı sıkıya bağlıyız ama aydınlığa doğru büyüten bir ağaç gibiyiz…”

“Biz özgüveni yüksek bir parti olmaya mecburuz. Yüzde 25 yetmez mi? Hayır yetmez. Partinin evlatlarına güven. Transfer yöneticilik devrini kapatalım bu partide. Bugün, kusura bakmayın, ben örgütümüzün doğruları bilmesini istiyorum. Enis Berberoğlu arkadaşım bugün hapiste, CHP yönetiminin bunda suçu var mı? Bir anlatayım, kusura bakmasın kimse. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldi, ben ‘Hayır oyu vereceğim’ dedim. Başta Genel Başkan, ‘Anayasa’ya aykırı ama evet vereceğim’ dedi. Ben hayır oyu verdim. Bugün olsa yine hayır veririm. Korku şuydu; ‘HDP hayır diyor, biz de hayır dersek HDP ile bizi aynı kefeye koyarlar.’ Koysun. Kürtler doğru söylüyor olamaz mı? Hep mi yanlış söyler. Doğruyu kim söylerse onun yanında olacağız. O zamanlar ‘Yapmayın, etmeyin’ dedim. Önce CHP’lileri hapse atarlar sonra bize sıra gelir. Bakın ‘Elalem ne der’ diye siyaset olmaz. Gün gelir AKP bile doğru söyleyebilir. Pek görmedik ama… MYK ‘Evet’ oyu verdi. Bu MYK’nın hepsinin yenilenmesi lazım. İnşallah bu akşam genel başkan seçildiğimde, o evet oyu veren MYK’nın hepsini sıfırlayacağım. Yepyeni bir MYK yapacağım.”

'SİZİ EZDİRMEMEK İÇİN ADAYIM'

“Sürekli kandırılan bir iktidar var. Sürekli kandırılan iktidarın yanında da sürekli kaybeden bir muhalefet var. Muhalefetin birini hapse attı, öbürünü yanına çekti. CHP’den de memnunlar. ‘Böyle kalsın’ diyorlar. Böyle kalmayacak, hedefimiz yüzde 50+1. Cumhurbaşkanlığı hedefimiz. Ben bugün neden karşınızda adayım biliyor musunuz? Sandık görevlileri sizleri seçim akşamları ağlatmamak için adayım. İlçe başkanları, partimin evlatları, il başkanlarım; size kaymakamların, valilerin karşısında düğme ilikletmemek için adayım. Sizi ezdirmemek için adayım.”

'45 GÜNDE OLAĞANÜSTÜ TÜZÜK KURULTAYI TOPLAYIP İMZA REZALETİNE SON VERECEĞİM'

“Ben 1999’da CHP baraja takıldığında sabaha kadar ağlayan il başkanıyım. Ve Türkiye’nin en genç il başkanıyım o zaman. Yalova’nın ikinci belediye seçimlerinde 48 saat nasıl beklediysem, partinin başında da öyle bekleyeceğim sabaha kadar. Yüzde 26’ya razı değilim. Konak, Karşıyaka, Beşiktaş, Bakırköy yetmez. Kastamonu bizim olacak. Nevşehir, Urfa bizim olacak. Konya’dan bir mileltvekiline razı değilim. Bunu devrimciliğimizle başaracağız. :u akşam beni genel başkan seçerseniz, seçeceğinize inanıyorum, 45 gün içinde olağanüstü tüzük kurultayını toplayacağız. Bu imza rezaletine son vereceğiz. Utanıyorum bu imza rezeletinden. İki; toplu imza törenleri olmayacak. Kurultay öncesinde, benim genel başkanlığımda il başkanlarına genel başkanlara destek açıklaması yasak olacak. Özgüveni yüksek bir genel başkan olarak; il başkanları kale komutanıdır, niye zorla imza alırsın. Benim dönemimde yasak olacak.”

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu göstermesini hatırlatan İnce “130 milletvekilinden hiçbirisi 60 PM üyesinden hiçbirisi 81 il başkanından hiçbirisi Ekmeleddin İhsanoğlu’nur ismini yazmadı. Zaten ismini yazamadılar.

Derken Cumhurbaşkanı adayı belli oldu dediler. Ekmeleddin İhsanoğlu… Bugün beni genel başkan yapın 45 günde iç tüzüğü değiştireceğim. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını bir milyon 200 bin üye seçecek. O kadar.

13:00 Muharrem İnce, 165 delegenin imzasıyla genel başkan adayı oldu. 2014 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından 5 Eylül 2014'te gerçekleşen 18. Olağanüstü Kurultay'da da aday olan Yalova Milletvekili Muharrem İnce, o kurultayda 177 imzayla, Kemal Kılıçdaroğlu ise 944 imzayla aday gösterilmişti. Kılıçdaroğlu, 18. Olağanüstü Kurultay'da 1155 geçerli oyun 740'ını almış, İnce ise delegelerden 415 oy almıştı. Böylece İnce, bir önceki adaylığına kıyasla 11 imza daha az toplamış oldu.

KILIÇDAROĞLU'NDAN SELAMLAMA KONUŞMASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayda selamlama konuşması yaptı.

Deniz Baykal ve Enis Berberoğlu'nun kurultaya katılamadığını ifade eden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "İki değerli yoldaşımız aramızda yok. Bunlardan birincisi Deniz Baykal. Tedavi görüyor ve şifalar diliyoruz. Bütün dualarımız Deniz Baykal için. Aramızda olmayan bir diğer milletvekilimiz Enis Berberoğlu. Hiçbir somut gerekçe gösterilmeden talimat üzerine hapishanede tutulmaktadır. Kurultayımızda bütün kurultay üyelerinin ve katılımcıların selamını sevgisini dostluğunu gönderiyorum. Enis Berberoğlu'nun tutuklanma gerekçesi hiçbir belgeye dayanmayan MİT TIR'ları ile ilgili bilgiyi Can Dündar'a verdi diye gözaltına alındı 25 yıla mahkum edildi. Üst mahkeme bozdu ama Hala içerde. MİT tırları ile ilgili tutanağı tutan hakim savcı jandarma komutanı FETÖ'den şu anda hapisteler. Şu soruyu 80 milyonunu önünde yargı camiasına sormak istiyorum: Terör örgütlerinin tuttuğu tutanaklar bildiği bir sır onlar nasıl olurda devlet sırrı olur. CHP'ye gözdağı vermek için Enis Berberoğlu'nu tutuklatıp hapse atacaksınız. Biz bildiğimiz yoldan asla dönmeyiz, çünkü biz Kuvay-ı Milliyeyiz."

Kılıçdaroğlu'nun selamlama konuşmasının ardından yapılan divan başkanlığı seçiminde, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen kongrenin divan başkanı seçildi.

MUSTAFA KEMAL'İN MEHMETÇİKLERİNE SELAM OLSUN

Ardından konuşmasını yapmak üzere Kılıçdaroğlu yeniden kürsüye çıktı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Yüreğimiz, dualarımız onlarla beraber. Şehitlerimiz, gazilerimiz var. Biz Afrin'de bu ülke için, bayrak için, bizim için, çocuklarımız için mücadele eden Mustafa Kemal'in Mehmetçiklerine buradan selam gönderiyoruz" dedi.

SURİYE HÜKÜMETİ İLE DERHAL TEMASA GEÇİN

Kılıçdaroğlu: "Açık ve net bir çağrıyı hükümete yapıyoruz. Suriye hükümetiyle derhal temasa geçiniz. Suriye hükümeti de Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana biz de Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanayız. Eğer Suriye'de toprak bütünlüğü sağlanacaksa, akan kan duracaksa, Suriye devletiyle, hükümetiyle derhal ilişki kurmak gerekiyor."

'LOZAN, VERDİĞİMİZ MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞININ ONUR BELGESİDİR'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Lozan tartışmalarına ilişkin, "Türkiye'nin sınırları cetvelle çizilmedi. Lozan, verdiğimiz milli kurtuluş savaşının onur belgesidir. O onur belgesini hiç kimseye tartıştırtmayız" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, önümüzdeki seçimde Bursa, Balıkesir, Manisa, Antalya, Mersin, Adana, Ankara ve İstanbul'u alarak tarih yazacaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

KUVAYI MİLLİYE VURGUSU

Bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Cumhuriyet tarihimizin en zor süreçlerinden birisini yaşıyoruz. Bu kurultay Türkiye’yi yaşanan sorunlardan çekip çıkarma kurultayıdır. Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma kurultayıdır. Atatürk’ün 13 Kasım 1918’de Dolmabahçe’de düşman gemilerine bakıp "Geldikleri gibi gidecekler" diyenlerin kurultayıdır. Bu kurultay barış isteyenlerindir. Kuvayı Milliyecilerin kurultayıdır. Bu salonda terör örgütü tarafından aldatılanlar, pazarlık masaları kuranlar yoktur. Aynı mevzide yürüyenler yoktur. Man Adalarında 1 sterlinlik şirket kuranlar yoktur. Namuslular kadar cesur olmaya ant içmiş namuslular vardır. Bu nedenle adı Adalet ve Cesarettir. Adaleti ve cesareti bir arada götüreceğiz. Bugün Türkiye 5 temel sorunla karşı karşıya. Karamsar tablo var. Bu tablo kaygıları derinleştiriyor. Vatandaş yarın ne olacak diye kaygı içinde. Oysa 2002 iktidar olduklarında 1 temel sorunu vardı; bazen Kürt sorunu, Doğu olarak dillendiriliyordu. Şimdi 4 temel sorun daha eklendi. Demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika. Sadece sorunları dile getiren parti değiliz. Çözüm üreten partiyiz.

KILIÇDAROĞLU'NDAN 'KÜRT SORUNU' ÇIKIŞI

Kürt bazen toplumsal barış sorunu: 2002’de terör örgütünün beli kırılmıştı. Terör neredeyse sıfırlanmıştı. Sorun Türkiye’nin gündeminden çıkmıştı. Ancak 2002’den sonra iktidar olanlar terör örgütüyle masaya oturdular, toplantılar yaptılar. Ankara’ya davet etiller. Bugün toplumsal barışımızı tehdit eden terör dar coğrafyadan çıkmıştır. Afrin’de askerlerimiz var. Dualarımız onlarla beraber. Afrin’de bayrak için Mustafa Kemal’in Mehmetçiklerine buradan selam gönderiyoruz. Afrin milli bir duruşu öngörüyor; biz CHP olarak bu duruşu gösterdik. Birileri Afrin’i kendi partisinin kararı gibi yansıtıyor. Ordu Mustafa Kemal’in ordusudur senin değil.

'SURİYE HÜKÜMETİ İLE TEMASA GEÇİN'

Mücadele Türkiye içindir senin için değil. Ama şu soruyu da sormak; 2002’de terörü beli kırılırken 2018’de terör nasıl geniş coğrafyaya kimlerin yanlış politikalarıyla yayıldı düşünmek zorundayız. Suriye hükümeti ile derhal temasa geçiniz. Suriye de biz de toprak bütünlüğünden yanayız. Suriye devletiyle derhal ilişki kurmak gerekiyor. Sadece Türkiye değil, Irak Merkezi hükümeti ile de kurmak gerekiyor. Kürt sorunu ile terör sorunu arasında denge iyi tutulmak zorundadır. Kürt sorunu deyin ister Doğu sorunu bu sorunu çözecek olan parti sadece CHP’dir. İlk 4 yıl içinde bu sorunu çözmezsem siyaseti bırakacağım.

LOZAN TARTIŞMASINA SERT TEPKİ: SEVR'İ Mİ ÖZLEDİN

Yalnızlaşan Türkiye tablosuyla karşı karşıyayız. Egemen güçler tarafından savrulan bir tablodayız. Durup dururken neden Suriye’nin iç işlerine karıştınız? Her siyasal görüşten vatandaş beka sorunu olduğunu dile getiriyor. Dış politika milli olmak zorundadır. Türkiye bugün bir beka sorunuyla karşı karşıyadır. Utanmadan Lozan’ı tartışmaya açıyor. Lozan bu ülkenin tapu senetidir. Sen Sevr’i mi özledin? Lozan’ı kanla gözyaşıyla aldık. Kurtuluş Savaşının onur belgesidir. Hiç kimseye tartıştırtmayız. Kesinlikle dış politikayı milli yapacağız. Dış politika ülkenin çıkarları üzerine inşa edileceğiz. Komşularımızla barış içinde yaşayacağız.

HÜKÜMETİN EĞİTİM POLİTİASI YOK

Eğitimi bozarsanız geleceğini bozarsınız. Her bakana göre değişen eğitim politikası karşımıza çıktı. Hükümetin eğitim politikası yok. Bugün her 100 aileden 80’ni çocuğun yurt dışında eğitim almasını istiyor. Eğitimin iflası Türkiye’nin çağında kopması anlamına gelir. Biz ne yapacağız; bütün öğretmenlerin sizlere sesleniyorum; toplumun en saygın kişisi haline getireceğiz. Bunun için bir öğretmenler meslek kanunu çıkartacağız. En düşük maaş açlık sınırının üstünde olacak. Öğretmenler Günü’nde birer maaş ikramiye vereceğiz. Taşımalı eğitime son vereceğiz.

TEFECİLER İKTiDARI

Çiftçi traktörü için, taksici arabası için dünyanın en pahalı benzin ve mazotunu kullanmaktadır. Onlara sesleniyorum; bunlar seni unuttu, senin sorununun TBMM’de bütçe görüşmelerinde dile getiren parti CHP’dir. 15 yıldır Türkiye’yi üretimden kopardılar. Ranta hizmet ediliyor. Rantiye sınıfına vergi ayrıcalıkları getirdiler. Faiz lobisine hizmet eden iktidardır. 15 yılda yurt dışında bir grup sermayedara tefeciye ödenen para 148 milyar dolar ödediler. İçeride de yaptılar; 689 milyar dolar. Sen tefecilerin iktidarısın. Biz ülkeyi üretim bandına alacağız.

KURULTAY NOTLARI

- Ankara Spor Salonu’nda“Adalet ve Cesaret” temasıyla yapılan kurultayda, salon tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun posterleri ile donatıldı.

- Ağırlıklı olarak mavi rengin dikkat çektiği kurultay salonunda, Berberoğlu’na özgürlük taleplerinin yer aldığı, ‘Güzel günler göreceğiz, birgün mutlaka buluşacağız özgürlükte’ afişlerinin yanı sıra ‘Biz adaletli bir Türkiye istiyoruz, barışı birlikte inşa edeceğiz’, ‘Biz biriz, biz bütünüz, biz vatanseveriz, özgür basın varsa özgür toplum vardır, değişimi ancak devrimciler yapar, adalet güneş gibi doğacak, güven Türkiyem biz varız’ yazılı afişler asıldı.

- Kılıçdaroğlu’nun büyük resminin altında ‘CHP’li olmak bağımsızlık, özgürlük ve halk için yılmadan mücadele etmek demektir. Yolumuz, bu onurlu tarihi yazanların yoludur’ yazılırken, Atatürk’ün büyük resminin altında ise ‘Benim iki büyük eserim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisidir’ sözleri yer aldı. Ayrıca ilk kez CHP kurultayında lazer ışıklar kullanılacak. Kılıçdaroğlu’nun tribünleri selamlaması için alanın etrafında dolanan bir platform da kuruldu.

GAZETECİLER TRİBÜNE ÇIKARTILDI

- Kurultayda konsept değişikliğine gidilerek delegeler salonun orta alanına, gazetecilerin ise, tribündeki platforma alındı.

- CHP yönetimi Bingöl, örgütten gelen talepleri dikkate alarak tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu için imza kampanyası başlatma kararı aldı. ‘Enis Berberoğlu’na Özgürlük’ kampanyası için ilk imzalar kurultay salonunda atıldı.

Kurultayda verilecek bir önerge ile Berberoğlu’nun PM’nin ‘onur üyesi’ olması sağlandı.

-CHP yönetimi Türkiye’nin içinden geçtiği kritik süreci ve şehitleri dikkate alarak kurultaya coşku ve heyecan katmak için hazırlanan folklor ve müzik etkinliklerini iptal etti. Kurultay için özel olarak hazırlanan özel şarkıyı da aynı nedenle kullanma kararı alındı.


Sonraki Haber