Kemanın efsanesi hayatını kaybetti
"Harika Çocuk" olarak yeteneği küçük yaşta fark edilen dünyaca ünlü keman virtüözü, devlet sanatçısı Suna Kan vefat etti. 10 yaşında resital veren, Paris Konservatuarı’nı birincilikle bitiren, Türk bestecilerin eserlerini ustaca yorumlayan sanatçı, bilinçlerdeki unutulmaz yerini aldı.
Suna Kan’ın ölüm haberini, sosyal medya hesabından duyuran müzisyen arkadaşı piyanist Gülsin Onay; "Suna Kan’ı kaybetmişiz. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Oğlu Ömer Üstel başta olmak üzere tüm yakınlarına, sevenlerine, müzik camiamıza baş sağlığı ve sabırlar dilerim" dedi.
Onay, ünlü virtüöz hakkında, "Büyük bir müzisyenimizi, yakın dostumu ve yeri doldurulamaz değerli kemancımızı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyim... Kalbimizde hep yaşayacak eşsiz anıları ve kayıtlarıyla. Değerli Suna Kan’a Allah’tan rahmet, sevgili oğlu Ömer’e, ailesine, talebelerine, sevenlerine, sanat camiamıza baş sağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.
‘NESİLLERE SANATINI AKTARACAĞIZ’
Türk keman ekolünün uluslararası temsilcisi olarak, günümüz Türkiye'sinin önde gelen sanatçılarından Cihat Aşkın da sosyal medya üzerinden şu duyuruyu yaptı:
“Değerli büyüğüm, devlet sanatçısı, Türk Keman Okulu’nun en önemli uluslararası temsilcilerinden, Suna Kan’ı bu sabah kaybettik.
Suna Kan, ülkemiz müzik sanatının keman alanındaki en önemli varlıklarından birisiydi. Yorulmak bilmeyen yorumculuğu, virtüözlüğü, sanatçılığı, yol göstericiliği, oda müziği alanındaki liderliği ve bununla birlikte saymakla bitmeyecek özellikleri ile Suna Kan adı müzik tarihimize altın harflerle kazınmıştır.
Onun manevi mirasçısı olarak bırakmış olduğu sanatını gelecek nesillere ulaştırmadaki azmimiz ve bayrak taşıyıcılığımız bizlere önemli görevler yüklemektedir. Bu görevlerin bilincinde olarak gelecek nesillere onun sanatını aktarmak öncelikli işlerimizdendir.”
10 YAŞINDA RESİTAL
Yeteneği küçük yaşta keşfedilen dünyaca ünlü keman virtüözü Suna Kan, 86 yaşında hayatını kaybetti. Türkiye'nin en iyi keman virtüözlerinden biri olarak bilinen ve babasından 5 yaşında keman öğrenmeye başlayan Kan, Hulusi Karsel, Walter Gerhardt, Gilbert Back ve LikoAmar gibi dünyaca ünlü kemancılardan ders aldı.
İlk resitalini 10 yaşında Ankara Devlet Konservatuarı’nda veren Kan, Mozart'ın 5. Keman Konçertosunu seslendirdiği bu resitalden ötürü "Harika Çocuk" olarak anıldı. Daha sonra 1948'de dönemin hükümeti tarafından isme özel çıkartılan bir kanunla, piyanist İdil Biret ile birlikte yurt dışında eğitim görmek için devlet bursu aldı.
PARİS’TE BİRİNCİLİK
Roma'da başlayan eğitimini Paris Konservatuarı’nda devam ettiren Kan, 1952'de konservatuvarı birincilikle bitirdi. Yurt dışında katıldığı uluslararası yarışmalarda çok sayıda ödül alan ünlü virtüöz, 1957'de Türkiye'ye döndü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atandı.
Kan, Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin ile kurduğu keman-piyano ikilisi ile ülkenin birçok yerinde konser ve resital verdi. Daha sonra Almanya'da öğrenimini tamamlamış Gülay Uğurata ile bir ikili oluşturan Kan, Uğurata ile 29 yıl birlikte sahne aldı.
Paris Konservatuarı’nı birincilikle bitiren ve yurt dışında katıldığı uluslararası yarışmalarda çok sayıda ödül alan ünlü virtüöz, 1957'de Türkiye'ye döndü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atandı. Kan, Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin ile kurduğu keman-piyano ikilisi ile ülkenin birçok yerinde konser ve resital verdi. Ankara Oda Orkestrası'nda başkemancı ve solist sanatçı olarak yer alan Kan, 1996'da "Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası" ile ödüllendirildi.
ODA ORKESTARISNIN KURULUŞU
Suna Kan 1936'da Adana'da doğdu. Babasından 5 yaşında keman öğrenmeye başlayan Kan, Hulusi Karsel, Walter Gerhardt, Gilbert Back ve LikoAmar gibi dünyaca ünlü kemancılardan ders aldı. İlk resitalini 10 yaşında Ankara Devlet Konservatuarı’nda veren Kan, Mozart'ın 5. Keman Konçertosunu seslendirdiği bu resitalden ötürü "Harika Çocuk" olarak anıldı. Daha sonra 1948'de dönemin hükümeti tarafından isme özel çıkartılan bir kanunla, piyanist İdil Biret ile birlikte yurt dışında eğitim görmek için devlet bursu aldı.
Suna Kan, 1970'li yılların başında orkestra şefi Gürer Aykal ve eşi Faruk Güvenç ile Ankara Oda Orkestrası'nın kuruluşunda yer aldı ve orkestra ile yurt dışında 100'ün üzerinde konser verip çeşitli plaklar yaptı.
Ankara Oda Orkestrası'nda 1977'den 1986'ya kadar başkemancı ve solist sanatçı olarak yer alan Kan, 1996'da "Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası" ile ödüllendirildi.
Suna Kan, Türk bestecilerinin keman için ürettikleri repertuvarın önde gelen yorumcularından biri olarak biliniyordu.
TÜRKİYE’NİN ‘HARİKA ÇOCUK’U
"Harika Çocuk" olarak yeteneği küçük yaşta fark edilen sanatçı, Türkiye'nin en iyi keman virtüözlerinden birisi olarak tanındı; uzun yıllar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nda solist ve başkemancı olarak görev yaptı. 1971'den bu yana "devlet sanatçısı" unvanını taşıdı.
Okulu bitirdikten sonra da Gabriel Bouillon ile repertuvar çalışmalarına devam etti ve uluslararası yarışmalara katıldı. Viotti Yarışması birincilik ödülünü (1955), Münih Yarışması İkincilik ödülünü (1956), Long-Thibaud Yarışması Paris Kenti ödülünü (1957) kazandı.
1957’de Türkiye'ye döndü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atandı. 1960 yılında Türkiye'nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin'le kurduğu keman-piyano ikilisi ile Türkiye'nin pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verdi. İkili yurt dışında da çeşitli merkezlerde resitaller verdi. Daha sonra Almanya'da öğrenimini tamamlamış Gülay Uğurata ile bir ikili oluşturdu. Tam 29 yıl birlikte çaldılar.
KEMANIN KUTUSUNU KAPATTI
Geniş bir repertuvarı olan Kan, Türk bestecilerin keman için ürettikleri repertuvarın önde gelen yorumcularından biriydi. Necil Kazım Akses'in Keman Konçertosu'nun ilk çalınışını gerçekleştiren sanatçı, sık sık yorumladığı Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosu'nun en iyi yorumcularından biri olarak kabul ediliyor. Ahmet Adnan Saygun'un Keman Konçertosu'nu da birçok kez icra eden Suna Kan, 1971'de Devlet Sanatçısı unvanına lâyık görüldü.
Türkiye'nin ilk kültür bakanı olan Talât Sait Halman'ın Cumhurbaşkanlığı Konser Salonu'nda düzenlemek istediği Itri konserine karşı çıkmasıyla da hatırlanan Suna Kan, Başbakan Nihat Erim'e mektup göndererek “Alaturka müzik o salonda icra edilirse devlet sanatçısı unvanımı geri iade ederim” demişti. Talât Sait Halman'ın bütün çabalarını geri çeviren Kan, Itri konserinin iptal edilmesine neden olmuş, bu olay sonucunda Talât Sait Halman Kültür Bakanlığı görevinden istifa etmişti.
Mayıs 2017'de sağlık sorunları nedeniyle uzun bir süre konser vermediğini anımsatan Kan, "Kemanın kutusunu şimdilik, bu dünyadan gidinceye kadar kapattım" ifadelerini kullanmıştı.