Türk askerinin NATO silahına ihtiyacı yok: Milli Savunma Sanayinin temelini atanlar

Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra ABD, Türkiye ile arasındaki işbirliği anlaşmasını yürürlükten kaldırarak silah ambargosu uygulamaya başladı. Ayrıca ekonomi ve kültür alanlarında ambargo devreye sokuldu. ABD üslerini kontrolüne alan Türkiye ise milli savunma sanayisini kurarak yanıt verdi.

Siper, Milli Muharip Uçak

Özdemir Bayraktar anısına...

1960 yılında o zaman doçent olan Necmettin Erbakan Hocamız, 27 Mayıs’ın komutanlarına bir seminer veriyor. Konu milli makine sanayi. Seminerde yansıma var. Bu nedenle ışıklar kapalı. Seminer sonunda ışıklar açılıyor. Erbakan Hocamız “Semineri dinleyen komutanlarımızın gözlerinin yaşlar içinde olduğunu” 2011’de TV Kanalı A’da anlatmıştı.

1975 yılında İTÜ’de 2 bin öğrencinin katıldığı bir toplantıda, sol görüşlü eski öğrenci liderlerinden Harun Karadeniz, “Olaylı Yıllar ve Gençlik” kitabında yazdığı gibi “Ben Erbakan'ın milli makine sanayinin geliştirilmesi gerektiği konusundaki fikirlerine katılıyorum.” demişti. İTÜ Talebe Cemiyeti’nin Harun Karadeniz'den önceki başkanı Hasan Yalçın ise, “Yetmez Harun, milli savunma sanayinin gelişmesi için milli makine sanayi gerekir.” diyordu. Gençler “tam bağımsızlık” istiyordu. “Özel okullar devletleştirilsin.” istiyordu. “6. Filo defol!” ve “NATO'ya hayır!” diyordu. Ortam buydu. Peki buraya nasıl gelinmişti?

MİLLİ KURTULUŞ SAVAŞIMIZ

Kurtuluş Savaşı'mızı kazandık. Ezilen dünya bu başarıyı örnek alarak kendi kurtuluş savaşlarını başlattı. Bir bakıma dünyanın seyrini değiştirdik. Atatürk’ün dediği gibi; “Zaferleri ve geçmişi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle beraber uygarlık ışıklarını taşıyan kahraman Türk ordusunun” ve büyük Türk milletinin destanını gerçekleştirdik.

Sakarya Savaşı öncesi Mustafa Kemal Atatürk, “Gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” derken Büyük Taaruz için Rusya’dan gelecek silah yardımını kastediyordu.

Bu silahları getirme görevini üstlenen subaylar arasında Prof. Dr. Ata Nutku’nun amcası Binbaşı Emrullah Nutku vardı.

MİLGEM

ÇELİK GEMİCİ

Ata Nutku, Bahriye Mektebi'nin İnşaat-ı Bahriye Bölümü'nden 1923 yılında mezun oldu. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında gemi inşaatının Türkiye'de ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde geliştirilmesinde büyük rol oynamıştır. Türkiye'de ilk inşa edilen geminin tasarımı ve inşaatı onun sayesinde gerçekleştirilmiştir.

İTÜ’de sivil gemi mühendisliği eğitiminin kurucusu ve Türkiye’de gemi yapılamaz denen bir ortamda çelik gemi yapımını gerçekleştiren asker kökenli bir hocamızdır.

TAŞIMA MATRİSİ PROBLEMİNE ÇALIŞTI

Prof. Dr. Mustafa İnan da dünyanın en iyi kitapları arasında olan “Cisimlerin Mukavemeti” kitabının yazarıdır. “Bilim uzun ve çetin bir yoldur. Bilimi yarı yolda bırakmayın. Çünkü bazılarına göre 'kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür.” gibi sözleriyle tanıdığımız bilim insanıdır.

En genç dekan ve en genç rektör oldu. Yöneticilikteki başarısı, 1957’de İtalyan hükûmetinin iyi yöneticilere verdiği “Grand Ufficale” unvanı ile ödüllendirildi.

1959-1964 yılları arasında, ilk yapay uyduların fırlatıldığı sıralarda “Suni Peyklerin Yörünge Hesaplarına Dair Bazı Sonuçlar” isimli makalesiyle başlayarak, toplam 11 adet makale yayımlayan Mustafa İnan, 1961 yılında “Taşıma Matrisi” (Carryover Matrix) kavramını “Elastomekanikte İntikal Matrisi” isimli makalesiyle tanımlayarak dünyada taşıma matrisi probleminde çalışma yapan ilk bilim insanlarından oldu.

1962’de düzenlediği konferanslarla üniversite çevresini bilgisayarla teorik düzeyde tanıştırdı. Bilgisayar, ertesi yıl tüm üniversitelere girdi.

Rektörlüğü döneminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı ve Bayındırlık Bakanlığı için aldığı teklifleri reddetti.

Prof. Dr. Orhan Ünsaç da ABD’deki bir konferansta konu teoremin yanlışlığını ispatlayınca kendisine verilmek istenen plaketi kabul etmeyen ve ödül olarak verilen 25 bin doları Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağşlatan mukavemet hocamızdur.

Hürjet

HOCALARIN HOCASI

Prof. Dr. Selim Palavan, hocaların hocası diye bilinir. Satranç ve güreş ustasıdır. Türkiye’deki akademik hayatı boyunca birçok öğrenci yetiştirmiştir. Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan gibi bu ülkede başbakanlık yapmış kişileri yetiştirmiştir.

Palavan; Necmettin Erbakan İTÜ’den mezun olduktan sonra kendisini asistan olarak yanına almıştır. Ayrıca Erbakan’ı pratiğini geliştirmesi için Almanya’ya Büssing firmasına göndermiştir. Palavan, Erbakan’ı çalışkan ve zeki bir öğrencisi olarak tarif etmiştir. Hatta siyasete atıldıktan sonra Erbakan için “Siyasete atılmasaydı dünya çapında bir akademisyen olurdu.” demiştir. 1947 yılında profesör olan matematik ve dinamikteki üstün bilgisi sayesinde Selim Palavan, kısa sürede üniversitenin en üstün hocaları arasına girmiş. Emekli olmasına rağmen 80 yaşlarına kadar üniversitelerde dinamik dersleri vermeye devam etmiştir.

DİĞER HOCALARIMIZ

İTÜ, ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi, Ege Üniversitesi gibi üniversitelerimizdeki hocalarımız “Türkiye sanayileşmeli” hedefiyle birçok politikacı, iş insanı ve sanayici yetiştirdiler.

Bunların başında gelen Süleyman Demirel’dir. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden 1949 mezun olduktan sonra uzun yıllar Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nde çalışan, 1955 yılında da Genel Müdür olan Demirel, bu dönemlerde pek çok baraja da imza atmıştı. Baraj işinde 3-4 mühendis yeterli dendiğinde 50’nin üzerinde mühendis istihdam ederek Devlet Su İşlerinin dünya çapında bir kurum olmasını sağlamıştır.

Zaten bu başarıları nedeniyle ülkemizde "Barajlar Kralı" diye anılmıştı.

Kızılelma

1974 KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI

Kıbrıs 50 bin şehit verilerek 1 Ağustos 1571 tarihinde Osmanlı topraklarına katılmıştı. Kıbrıs'ta 1963 yılında Rumlar Türkleri Ada'dan çıkarmak ve imha etmek ENOSİS gerçekleştirmek için Türklere ve Türk köylerine karşı saldırı başlattılar. Başlangıçta 90 Türk Köyü devamında 103 Türk Köyü, Rumların saldırılarına maruz kalmış ve Lefkoşa’da Türkler şehit edilmiştir.

Tarihe “Kanlı Noel” olarak geçen 21 Aralık 1963 saldırılarında 364 Türk hayatını kaybetmiştir. Türkiye Rumların bu saldırılarını durdurmasını istemiş, saldırılar devam ederse Ada'ya müdahale edeceğini açıklamıştır.

Türkiye'nin Ada'ya müdahalesini önlemek için ABD Başkanı Johnson, Başbakan İnönü'ye bir mektup yaz yazmıştır. Müttefiklik ruhuna aykırı olan bu mektup tarihe “Johnson mektubu” olarak geçmiştir. Türkiye Başbakanı İnönü de aynı şekilde cevap vermiş ve “Yeni bir düzen kurulur ve Türkiye de orada yerini alır.” demiştir. Johnson’ın yazmış olduğu bu mektup Türkiye'nin uyanışının başlangıcı olmuştur.

Kıbrıs Barış Harekâtı (TSK kod adı "Atilla Harekâtı"); Yunanistan hükûmetinin desteğiyle Kıbrıs’ta yapılan faşist darbeye karşı 20 Temmuz 1974'te; Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs'ta başlattığı askerî harekâtın adıdır.

Türk milleti; Başbakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’nın yönetiminde kahraman ordumuz bir destan yazmıştır.

Âşık Halil Karabulut, mücadele günleri için şöyle demiştir:

Gayr, dayanamaz oldum zarına,

Azimetim belki bugün, yarına

Bayrak Radyosu’nda matem yerine

Zafer marşı çalacağım, sabır et

İLK AMBARGO ABD'DEN

25 Temmuz 1975'te ABD, Türkiye ile arasındaki 1969'da imzalanan işbirliği anlaşmasını yürürlükten kaldırarak silah ambargosu uygulamaya başladı. Ayrıca ekonomi ve kültür alanlarında ambargo devreye sokulmuştur.

Ambargoya karşı Türkiye; ülkede bulunan tüm ABD üslerini Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolüne aldı. Ayrıca kendi silahlarını yapmak için harekete geçti. Yeni ve daha etkili hafif ve ağır silah ve mühimmat üretti, milli savunma sanayisinin temellerini attı. Bundan sonra milli savunma sanayisinin gelişmesinde katkı sunan firmalar kronolojik ve önem sırasına göre sunulmaktadır:

ASELSAN’IN KURULUŞU

Türk Silahlı Kuvvetlerinin haberleşme ihtiyaçlarının milli imkânlarla karşılanması için 1975 yılında; bilgiyi, güce ve güvene dönüştüren kuruluş şiarı ile kurulan ASELSAN; Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV)'na bağlı bir anonim şirkettir. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Olcaytu'dur. Bu görevi 7 yıl yapmıştır. (Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in dayısı.)

ASELSAN bugün, özgün ürünlerini ihraç eden, dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi (Defense News Top 100) listesinde yer alan, yerel kuruluşlar ile işbirliği modelleri kurgulayarak uluslararası pazarlarda ortaklıklar kuran, yatırım yapan bir marka haline gelmiştir.

Bu başarının kilit faktörlerinden olan 9 bini aşkın çalışanı bünyesinde yer alan nitelikli mühendislik kadrosu ile ASELSAN, yıllık cirosunun ortalama yüzde 7'sini, kendi öz kaynakları ile finanse edilen Ar-Ge faaliyetlerine ayırmaktadır.

ASELSAN hisselerinin yüzde 74,2'si TSKGV'ye aittir, yüzde 25,8'lik kısım ise Borsa İstanbul'da (BİST) işlem görmektedir.

HAVELSAN’IN KURULUŞU

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’nın bir şirketi olarak 1982 yılında kurulmuştur.

Türkiye’nin en büyük teknoloji firmalarından biri olarak kabul edilen HAVELSAN;

l Komuta Kontrol ve Savunma Teknolojileri

l Simülasyon, Otonom ve Platform Yönetim Teknolojileri

l Bilgi ve İletişim Teknolojileri

alanlarında; özgün ürün ve sistemlerden oluşan çözümlerini Türk Silahlı Kuvvetlerine ve kamu kurum ve kuruluşlarına, özel sektöre başarıyla hizmet etmektedir.

Sonraki Haber