Kıbrıs'ta doğal gaz hırsızlığı yeniden başladı

GKRY, Ada çevresinde ilan ettiği sözde parsellerden 12'nci Blok'ta, sondaj çalışmalarının başlayacağını duyurdu. ABD’li Chevron'un yürüteceği çalışmalarda Stena Forth isimli gemi görev alacak. 12 numaralı parsel, KKTC'nin Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi'ne verdiği ruhsat sahalarıyla kesişiyor.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Ada çevresinde ilan ettiği sözde parsellerden 12'inci Blok'ta, yakında sondaj çalışmalarının başlayacağını duyurdu. Larnaka İstasyonu'ndan denizcilere yönelik yayınlanan bildirimde (NAVTEX), Stena Forth isimli sondaj gemisinin 26 Nisan-26 Temmuz tarihleri arasında bu parselde bulunan Afrodit Gaz Sahası'nda çalışma yürüteceği ilan edildi. Söz konusu İngiliz bandıralı geminin, Amerikalı enerji devi Chevron tarafından kiralandığı öğrenildi. Chevron ise 12. Blok'un ruhsat sahibi Shell ve NewMed Energy (eski adıyla Delek Drilling) şirketlerinin operatörü olarak görev yapacak.

Rum Enerji Bakanı George Papanastasiou da, Chevron'un Afrodit sahasında hidrokarbon kaynaklarının miktarını teyit etmek üzere sondaj çalışmalarına başlayacağını doğruladı. CyBC kanalına konuşan Rum Bakan, Stena Forth gemisinin Kıbrıs'ın sözde münhasır ekonomik bölgesine doğru harekete geçtiğini söyledi. Bakan Papanastasiou, Afrodit sahasındaki A1 ve A2 bölümleri için teyitlerin alındığını, şimdi A3 bölgesinde bir teyit sondajının yapılacağını kaydetti.

İtalya'nın en büyük petrol ve gaz şirketi ENİ'nin de Zeus ve Kronos sahalarında yürütüğü teyit sondajını yakın zamanda tamamladığını bildiren Papanastasiou, Calypso sahasında ise 2023'ün sonu ya da 2024'ün başında sondaj yapılmasının beklendiğini söyledi.

TPAO'NUN RUHSAT SAHASI İLE KESİŞİYOR

12 numaralı parsel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)'nin Türkiye Petrolleri Anonim Şirketi (TPAO)'ne verdiği ruhsat sahalarıyla kesişiyor. Fakat Ankara, şimdiye kadar herhangi bir itirazını dile getirmedi.

Ada üzerindeki eşit hakları hiçe sayılan Kıbrıslı Türkler ise, söz konusu sondaja tepkili. KKTC Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, GKRY'nin, Doğu Akdeniz'deki gerginliği artırma pahasına sürdürdüğü tek yanlı faaliyetlerin yakından takip edildiği belirtilerek, “Rum tarafı son olarak, tek taraflı ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölgesinin 12 numaralı parselinde sondaj hazırlıklarına ilişkin faaliyet yapmak üzere bir NAVTEX yayınlamıştır. Söz konusu alan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına Bakanlar Kurulu tarafından petrol ve doğal gaz arama faaliyetleri gerçekleştirmesi için Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na ruhsatlandırılan alanla çakışmaktadır.” ifadelerine yer verildi.

Güney Kıbrıs'ın tüm uyarılara rağmen, Doğu Akdeniz'deki tek yanlı faaliyetlerini sürdürmede ısrarcı davrandığı ve gerginliği yükseltmekten geri durmadığına dikkat çekilen açıklamada, Rumların uzlaşmaz zihniyetinin uluslararası toplum tarafından artık görülmesi gerektiği dile getirildi. KKTC'nin, GKRY'ye bölgedeki hidrokarbon kaynaklarına ilişkin kapsamlı işbirliği önerisi ile Kıbrıs'ta garantör ülke olan Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de hidrokarbonlar konusunda ilgili tüm tarafların katılımıyla kapsamlı bir konferans düzenlenmesi teklifinin halen masada olduğu hatırlatılarak, şu ifadeler kullanıldı:

“Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs Adası'nın ortak sahibidir. Ada üzerinde ve çevresindeki tüm doğal kaynaklarda eşit hakkı bulunmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak konunun diyalog ve işbirliği yoluyla çözülmesini tercih ettiğimizi her fırsatta dile getirerek; 2011, 2012 ve 2019 yıllarında ve son olarak 1 Temmuz 2022 tarihinde bölgedeki hidrokarbonlarla ilgili Rum tarafına kapsamlı öneriler sunduk. Ancak Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Kıbrıs Türk halkının müktesep haklarını gasp etmek pahasına faaliyetlerine devam ederek adadaki statükodan fayda sağlamakta ısrar etmektedir.”

Açıklamada, Rum yönetiminin ısrarcı ve tek yanlı faaliyetleri devam ettikçe, KKTC'nin Türkiye ile birlikte, meşru hak ve çıkarlarını korumak üzere gerekli tedbirleri alacağı ve tüm adımları atmaya devam edeceği vurgulandı.

RUMLARIN TEK TARAFLI ADIMLARI

Doğu Akdeniz'de ve özellikle Kıbrıs çevresinde yürütülen petrol ve doğal gaz aramalarıyla belirli bölgelerdeki kaynak keşifleri, Akdeniz'e komşu ülkelerin enerji arz güvenliğini yakından ilgilendiriyor. GKRY, Ada'nın tek otoritesi gibi davranarak Doğu Akdeniz'de 13 parselden oluşan sözde MEB ilan etti. Rum kesimi, bu sözde MEB sahaları için İtalyan Eni, Fransız Total, Amerikan ExxonMobil, Chevron gibi uluslararası enerji devlerine hidrokarbon arama ve çıkarma ruhsatları verdi.

Rumların bu çerçevede Türkiye ve KKTC tarafından tanınmayan üç anlaşması bulunuyor. Mısır ile 2003'te deniz yetki alanı sınırlandırmasına imza atan GKRY, 2007'de Lübnan ile 2010'da ise İsrail ile anlaşma yaptı.

GKRY tarafından ilan edilen sözde parsellerden, Kıbrıs'ın güneybatı açıklarındaki 1, 4, 5, 6, 7 numaralı parsellerin Türk kıta sahanlığı ile; 2, 3, 8, 9, 12 ve 13 numaralı parsellerin de KKTC'nin hak iddia ettiği alanlarla çakıştığı görülüyor. GKRY, bu alanlarda Türkiye ve KKTC'ye ait hak ve menfaatleri ihlal ediyor.

İSRAİL’LE DE SORUN YAŞADILAR

12 numaralı parsel, geçen yıllarda İsrail ve Güney Kıbrıs arasında da tartışma konusu olmuştu.

Bu parselde yer alan Afrodit Gaz Sahası, aynı zamanda İsrail'in Yishua Gaz Sahası ile de kesişiyor. Dolayısıyla bu sahadan çıkan gazdan pay isteyen İsrailliler, "bir çözüm anlaşmasına varılana kadar" bölgede sondaj yapılmamasını istemişti. Bu konuda tüm enerji şirketlerine de birer mektup gönderildi. Ancak Mart 2022'de Chevron ile masaya oturan Rum Yönetimi, Afrodit gaz sahasında askıya alınan faaliyetleri yeniden başlatacağını duyurdu. Rum ve Yunan basını bu gelişmeyi “İsrailliler kaşlarını çattı” başlıkları ile duyurdu. Geçen mart ayında ise Güney Kıbrıs'ta hükümetin değişmesiyle birlikte, yeni Enerji Bakanı George Papanastasiou, Afrodit sahasında çalışmalara hız vereceklerini ilan etti. Bu bölgedeki kaynakların, Kıbrıs'ın elektrik üretimininde kullanılmasının öncelikleri olduğunu açıklayan Rum Bakan, karada bir de sıvılaştırma merkezi kurabileceklerini söyledi.

YUNANLAR BORU HATTI İNŞA EDECEK

2011 yılında keşfedilen Afrodit Gaz Sahası'nda, yaklaşık 125 milyar metreküp doğal gaz bulunduğu tahmin ediliyor. Chevron'un yapacağı yeni teyit sondajının ardından, 2027'de üretime başlanması planlanıyor. Gazın iletimi konusunda ise sahanın Mısır'daki İkdu sıvılaştırılmış doğal gaz terminaline bağlanması konuşuluyor. Ayrıca Yunan enerji şirketi Energean'ın, İsrail'deki açık deniz sahasından Ada'nın güneyindeki Vasilikos'a yaklaşık 200 kilometrelik bir boru hattı inşa etme planı da gündemde. Teklife göre bu boru hattı, yılda 3,5 milyar metreküplük ihracata izin verecek bir LNG gemisine bağlanacak.

İSRAİL'İN DE HAKKI ÇALINIYOR

Amiral Cihat Yaycı, GKRY’nin sahiplendiği parsellerden 12’nin tamamı ile 8, 9 ve 11’in büyük kısmının ve 1, 7 ve 10’un bir kısmının aslında İsrail’e ait olduğunu belirtiyor. Ayrıca Yaycı, İsrail, Lübnan ve Suriye'nin GKRY yerine KKTC ile anlaşma yapması durumunda 1,87 kat daha fazla deniz yetki alanına sahip olacağını kaydediyor.

Sonraki Haber