Putin’den ‘Lütfen Erdoğan’a gerçekleri anlatın’ çıkışı

Uluslararası Ekonomik Forum toplantısında konuşan Vladimir Putin, 'Türkiye bazı alanlarda Ukrayna ile işbirliği yaparken Kiev ise Türkiye'ye gaz taşıyan boru hatlarını vurmaya çalışıyor. Bu bir şaka ya da abartı değil. Dostumuz Erdoğan'a gerçekte neler olduğu hakkında bilgi verin lütfen' dedi

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Uluslararası Ekonomik Forum toplantısında yaptığı TürkAkım ve Mavi Akım’la ilgili uyarılar gündem oldu. Putin, St. Petersburg şehrinde düzenlenen etkinlikte uluslararası haber ajanslarının yöneticilerine, Rusya’dan Türkiye’ye bağlanan doğalgaz boru hatlarının Ukrayna tarafından hedef olarak görüldüğünü bildirdi. Putin’in “Dostumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gerçekte neler olduğu konusunda bilgi verin lütfen.” sözleri dikkat çekti.

Putin’in konuşmasını Aydınlık’a değerlendiren Vatan Partisi Rusya Federasyonu Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, “Putin'in sözleri uyarıcı. Türkiye ulusal çıkarları doğrultusunda bütüncül bir stratejiyle hareket etmeli. ABD baskılarına göğüs germeli. Yaptırımlardan vazgeçmeli. Ukrayna'ya silah yardımını durdurmalı.” dedi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Üçüncü de “Batı ittifakı ve NATO’nun birinci önceliği Türk-Rus ilişkilerini sabote ederek Türkiye’yi kalıcı olarak Batı ittifakına mahkum etmek.” ifadelerini kullandı. Rus haber ajansı Sputnik’in Türkçe servisinde de konuyla ilgili bir yorum yer aldı.

‘ŞAKA YA DA ABARTI DEĞİL’

Rusya Devlet Başkanı Putin, 5 Haziran 2024 Çarşamba günü St. Petersburg’da Uluslararası Ekonomik Forum toplantısında, 12 gün önce Ukrayna’ya ait kamikaze dronların Karadeniz’in Rusya kıyılarında Türkiye’ye giden boru hattı pompa istasyonlarından birine saldırı düzenlediğini açıkladı. Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliği’nin aktarımına göre Putin şöyle anlattı:

“Türkiye bazı alanlarda Ukrayna ile işbirliği yaparken, Kiev ise Türkiye’ye gaz taşıyan boru hatlarını vurmaya çalışıyor. Bu bir şaka ya da abartı değil. Dostumuz Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gerçekte neler olduğu konusunda bilgi verin lütfen.”

‘YENİ VE ŞAŞIRTICI DEĞİL’

Doç. Dr. Mehmet Perinçek

St. Petersburg’daki Uluslararası Ekonomik Forum’a katılan Vatan Partisi Rusya Federasyonu Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek Ukrayna'nın TürkAkım ve Mavi Akım gibi Türkiye'nin enerji güvenliğini yakından ilgilendiren projeleri hedef almasının yeni olmadığını belirtti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Ukrayna arasında 16 Kasım 2018’de yapılan protokolü hatırlatan Perinçek, “ABD ve kolektif Batı, Ukrayna meselesini sadece Rusya'ya karşı değil, aynı zamanda Türk-Rus ilişkilerini bozmak ve akamete uğratmak kaydıyla Türkiye’ye karşı bir araç olarak da görmektedir.” diye aktardı ve şöyle sürdürdü:

“Ukrayna'nın TürkAkım ve Mavi Akım gibi Türkiye'nin enerji güvenliğini yakından ilgilendiren projeleri hedef alması yeni değil. O bakımdan şaşırtıcı da değil. Çünkü 16 Kasım 2018’de ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Pavlo Klimkin Washington'da TürkAkım projesini engellemek için işbirliği yaptıklarını duyurmuşlardı.”

16 KASIM 2018 MUTABAKATI

Türkiye’nin Ukrayna’ya İHA/ SİHA gönderdiğini ancak karşılığında düşmanlık gördüğünü dile getiren Mehmet Perinçek’in değerlendirmeleri şu şekilde:

“ABD-Ukrayna Stratejik Ortaklığı’ başlıklı bu mutabakat metni 27 Kasım 2018 tarihinde ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sitesine konmuştu. Mutabakatın ve Rusya ile Ukrayna arasında silahlı çatışmanın başlamasının ardından da TürkAkım projesine yönelik saldırılar gerçekleşmişti. Hatta bunlar da Rus güvenlik birimleri tarafından kamuoyuyla paylaşılmıştı.

“Şimdi bu saldırıların çok daha arttığı görülmektedir. Bu girişimler Ukrayna'nın Kiev rejiminin stratejisiyle uyumludur. Bilindiği üzere Kiev rejimi İsrail-Filistin savaşında da açık bir şekilde İsrail'in yanında yer aldı. Aynı zamanda PKK/PYD'nin yanında savaşan yabancı paralı askerlerin Ukrayna'da Kiev rejiminin yanında savaştıklarını da biliyoruz. Kiev rejiminin resmi internet siteleri Türkiye'ye ve Türk bankalarına yönelik yaptırım çağrıları da yapmıştı.”

‘ABD STRATEJİSİNİN PARÇALARI’

“Türkiye Bayraktar model İHA/SİHA’ları Ukrayna'ya göndermekte ancak karşılığında yaptırım çağrıları, İsrail'e destek açıklamaları, TürkAkım boru hatlarına saldırılar bulmaktadır. Yine Kiev rejimi Erdoğan'ın arabuluculuk girişimlerini de sonuçsuz çıkartmıştır. İstanbul'da yapılan ve belirli bir aşamaya gelen görüşmeler daha sonra Kiev rejiminin hamilerinin baskısıyla bozulmuştu.

“Tüm bunlar ABD stratejisinin birer parçaları. Çünkü ABD ve kolektif Batı Ukrayna meselesini sadece Rusya'ya karşı değil, aynı zamanda Türk-Rus ilişkilerini bozmak ve akamete uğratmak kaydıyla Türkiye’ye karşı da bir araç olarak görmektedir. Çünkü Türkiye ile Rusya'yı Ukrayna meselesinde karşı karşıya getirerek kendi planlarını hayata geçirmek istemektedirler. Türkiye'yi yalnız bırakmayı ve kolay lokma haline getirmeyi amaçlıyorlar. Bu uğurda özellikle yaptırımlar önemli rol oynamaktadır. Türkiye'ye yapılan yaptırım baskıları Rusya'dan çok Türkiye'nin kendisini hedef almaktadır. Türkiye'nin ticaretini engellemektedir.”

‘ALTIN FIRSATLARI KALDIRMAYA YÖNELİK’

“Daha önemlisi Türkiye'nin bu yaptırımlar ortamında elde edebileceği altın fırsatları ortadan kaldırmaya yöneliktir. Çünkü Türkiye bu yaptırım şartları altında dünyadaki bir ekonomik merkez, ticari merkez, enerji merkezi, turizm merkezi, ulaşım merkezi olma şansına sahiptir. ABD yaptırımları dayatarak Türkiye'nin böyle bir ekonomik merkez olmasını istememekte, enerji güvenliğini akamete uğratmakta ve aslında milli ekonomimizi bombalamaktadır.

“Bir taraftan yardımlar üzerinden Türkiye'nin milli ekonomisi bombalanmakta, diğer taraftan bizzat dronlarla enerji hat ve borularına yapılan saldırılarla; doğrudan, lafın mecazi anlamıyla değil, gerçek anlamıyla saldırılarla, Türkiye'nin enerji güvenliği yine ABD ve İngiltere tarafından bombalanmaktadır. Burada Türkiye’yi enerji krizine sürükleyerek ekonomik krizi derinleştirme yoluyla Türkiye’yi zayıf düşürme hedefi vardır... Bu çerçevede Putin'in sözleri uyarıcıdır. Türkiye ulusal çıkarları doğrultusunda bütüncül bir stratejiyle hareket etmeli. ABD baskılarına göğüs germeli. Yaptırımlardan vazgeçmeli. Ukrayna'ya silah yardımını durdurmalı.”

‘YÜZ YIL ÖNCE OLDUĞU GİBİ’

Prof. Dr. Kemal Üçüncü

Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Türkiye’nin yüzyıl önce olduğu gibi bugün de Rusya’yla aynı stratejik hatta olduğunu kaydetti. NATO ve Batı’nın iki ülkeyi de izole etmeye çalıştığının altını çizdi ve şunları söyledi:

“Sayın Putin’in Ukrayna’nın Mavi Akımı hedef aldığına dair ikazları önemli. Batı ittifakı ve NATO’nun birinci önceliği Türk Rus ilişkilerini sabote ederek Türkiye’yi kalıcı olarak Batı ittifakına mahkum etmek. Milli menfaatlerini ilgilendiren noktalardaki taleplerini savunamaz bir noktaya getirmek. Diğer taraftan Rusya’nın dünyayla ana irtibatını sağlayan Güney kuşak komşusuyla bağlantısını keserek her anlamda izole etmek. Yüzyıl önce olduğu gibi, bugün de Türkiye ve Rusya aynı stratejik hattadır. İkisi de emperyalizmin dayatmalarıyla karşı karşıyadır.”

‘TÜRKİYE VE RUSYA TERTİBİ GÖRÜR’

Türkiye ve Rusya’nın küresel emperyalist dayatmaya karşı mücadele ettiğine değinen Üçüncü şöyle devam etti:

“Türkiye ve Rusya dostluğu milletten millete ve devletten devlete olmak üzere kurucu önderlerin çizgisinde sağlam ve köklü bir geçmişe sahiptir. Türk ve Rus devlet aklı, bu tertibi görüp üstesinden gelecek stratejik akla, tecrübeye ve kararlılığa sahiptir. İnsanlığın ön cephesindeki iki ülke, küresel köleci sistemin bölge ve dünya ülkelerine dayattığı programa karşı ciddi ve kararlı bir mücadele sergilemektedirler. Yemen’den Karabağ’a, Kıbrıs, Ukrayna, Ege birleşik tek cephe gibi değerlendirilmelidir.”

‘KARADENİZ İLE DOĞU AKDENİZ TEK CEPHE’

Vatan Partisi Rusya Federasyonu Temsilcisi Doç. Dr. Mehmet Perinçek, ABD’nin Ukrayna’da başarılı olması durumunda Türkiye’ye karşı bütün cephelerde elinin kuvvetleneceğine dikkat çekti. St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forum’una ilişkin gözlemini de not düşen Perinçek şöyle ifade etti:
“ABD’nin Ukrayna'daki planları, Suriye'deki PKK/ PYD, Büyük Kürdistan planlarından farklı değildir. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin haklarını gasp etmeye çalıştıkları planlardan farklı değildir. Hepsi büyük bir stratejinin parçalarıdır.”

UKRAYNA-SURİYE BAĞI

“Dolayısıyla Ukrayna'da ABD'nin kazanması, ABD planlarının gerçekleşmesi demek Suriye'de, Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı planlarının çok daha rahat hayata geçirilmesi anlamı taşıyacaktır.
“ABD'nin Ukrayna'daki planları berhava olursa, Büyük Kürdistan Projesi de, Doğu Akdeniz planları da çok daha kolay engellenebilecektir. Türkiye hem Suriye'de terörle mücadelesinde önemli kazanımlar elde edebilecek, hem de Doğu Akdeniz'de KKTC'nin egemenliği konusunda daha rahat bir ortama sahip olacaktır. Bu bakımdan Karadeniz ile Doğu Akdeniz tek bir cephedir.”

‘BATI KENDİNİ İZOLE EDİYOR’

Dolayısıyla, Türkiye'nin bütüncül bir stratejiye sahip olarak dünyanın neresinde olursa olsun ABD planlarına karşı çıkması gerekir ki doğrudan kendisini ilgilendiren noktalardaki sorunları da çok daha rahat bir şekilde çözebilsin.

“St. Petersburg Ekonomi Forumu’na dünyanın dört bir yanında üst düzey katılımlar vardı. Katılan tüm ülkelerin ulusal bayrakları dalgalandırıldı. Kolektif BATI dışında bütün Birleşmiş Milletler ülkeleri oradaydı. Bu da şunu gösteriyor: Batı uyguladığı yaptırımlarla Rusya’yı izole etmek isterken kendisini izole ediyor. Türkiye bunu iyi okumalı. Dünyanın ve Türkiye’nin geleceği Avrasya ülkeleriyle.”

‘UKRAYNA SADECE BİR PERDE’

Rus lider Putin’in Türk Akımı ve Mavi Akım’la ilgili uyarıları Sputnik Türkçe servisinde de değerlendirildi. Sputnik’e konuşan Rus askeri uzman Boris Rojin, Türkiye’nin enerji güvenliğini bozma stratejisinin Ukrayna’ya değil, ABD ve İngiltere’ye ait olduğunu vurguladı. “NATO’nun müttefiklerine ihanet etmesi bir ilk değil” yorumunu yapan Rus askeri uzman şunları söyledi:

“Türkiye'ye enerji akışının altyapısına yönelik saldırılar da aynı çizginin, yani Avrupa'nın Rus enerji kaynaklarından tamamen kesilmesinin devamı niteliğinde. Bu tür saldırılar Ukrayna eliyle yapılmakta. Ukrayna sadece bir perde olarak kullanılıyor. Organizatörler ise ABD ve İngiltere. Ukrayna da sadece fail ve kamufle rolünü oynuyor. Batı ve NATO’nun müttefiklerine ihanet edip onlara büyük zarar vermesi ilk değil. Türkiye'de 2016'daki başarısız darbe girişimini hatırlamak yeterli... NATO içinde, en hafif deyimle, Türkiye ve diğer ‘müttefiklerin’ rotasını düzeltmeyi amaçlayan benzer eylemler düzenli olarak gerçekleştiriliyor.”

Sonraki Haber