Kılıçdaroğlu: 80 milyon bir kişinin önünde diz çöksün isteniyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin "Fiili durum, anayasal statüye kavuşturulmak isteniyor. Bütün yetkiler var zaten. Parlamentoda çoğunluk var. İstediğiniz kanunu çıkarıyorsunuz. Bütün bakanlar sizden. İstediğiniz kararı alabiliyorsunuz. Eksik olan ne? 80 milyon bir kişinin önünde diz çöksün isteniyor" dedi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara'da Yenimahalle Belediyesi'nin 'Halk-Kart' tanıtım törenine katıldı. Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen törende hitap eden Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği halk oylamasının bir iktidar seçimi olmadığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Bu, bir seçim değil. "Bir iktidar belirlemiyoruz. Her şeye egemen olan tek adam yönetimi mi olsun, demokratik parlamenter sistem mi olsun? Oylayacağımız budur. Sandığa giderken, elimizi vicdanımıza koyacağız, düşüneceğiz ve sandığa öyle gideceğiz. Bugün 18 Mart, Çanakkale şehitlerini anıyoruz. Hangi bedeller ödeyerek, biz bu cumhuriyeti kurduk? Dumlupınar'ı, Anafartalar'ı unutacak mıyız? Tek adam yönetimi hiçbir zaman olmadı. Erzurum Kongresi, tek adam yönetimi var mıydı? Hayır. Sivas Kongresi'nde tek adam mı vardı? Hayır. Çok fazla insan vardı. Bir araya geldiler. Manda tartışmaları oldu. Türkiye'yi mandalar mı yönetsin yoksa Türkiye kendi bayrağının altında özgürce bir devlet olarak kurulsun mu, diye. Ortak akıl budur. Manda reddedilmiştir. Biz, tarihimizi bilerek, verdiğimiz şehitlerin kanlarının ne kadar değerli olduğunu unutmadan sandığa gideceğiz. Oyumuzu öyle kullanacağız" diye konuştu.

'ALİ, VELİ MESELESİ DEĞİL; VATAN MESELESİ'

Türkiye'nin demokrasi için ağır bedeller ödediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu; Ali, Veli meselesi değildir. Bu; A partisi, B partisi meselesi değildir. Bu; A kişisi, B kişisi meselesi değildir. Bu, bir memleket meselesidir. Bu; bayrak, vatan, demokrasi meselesidir. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir. Kimliklerimiz farklı olabilir. İnançlarımız farklı olabilir ama bir ortak paydamız var; vatanımız, demokrasimiz, bayrağımız, birlikte yaşama irademiz. Neden vazgeçiyoruz bundan? Bize dayatıyorlar. Tek adam rejimini öneriyorlar. Her şeyi bir kişi bilecek, bir kişi karar verecek. Ortak akıldan vazgeçelim, tek aklın mahkumu olalım; diyorlar. Peki, o bir kişi hata yaparsa bedelini kim ödeyecek? Bedelini halk ödeyecek" dedi.

'23 NİSAN 1920'DE MECLİS'İ KURARKEN TEK ADAM MI VARDI?'

Anayasa değişikliği referandumu üzerinden her bireyin tek tek sorumluluğu olduğunun altını çizen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Her vatandaşın endişe taşıdığını biliyorum. Endişeli bir süreçten geçtiğimizi de biliyorum. Nasıl oldu da Türkiye, bu noktaya geldi? 23 Nisan 1920'de Meclis'i kurarken, tek adam mı vardı? TBMM'ye Gazi Meclis, diyoruz. Bu Meclis, bütün vekilleriyle milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten Meclis. Bu Meclis, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında sabaha kadar çalışıp, darbeyi püskürten Meclis. Şimdi ne diyoruz? 'Meclis'in yetkilerinin bir kısmını alacağım'. Kime vereceğim? 'Bir adama vereceğim'. Neden? Bir Allah'ın kulu çıkıp, bana bunun akılcı gerekçesini açıklamak zorundadır. Ben bilmiyorum. 'Meclis çalışmıyor' diyorlarsa Meclis çalışıyor. Bütün yasama dönemlerinden çok daha fazla kanun bu yasama döneminde çıkmıştır. Rakamları alsınlar, baksınlar. Parlamento çalışıyor. Uyum olursa uyum içinde çalışılırsa kanunlar çıkıyor"

'ÖNCE İNKAR ETTİLER SONRA 'TEK ADAM REJİMİ OLACAK' DİYORLAR'

Akıl ve mantıkla sandığa gidilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Devletin yapısını ve işleyişini bir kişi belirleyecek; başkan. Başkan diyordum, itiraz ediyorlardı. Şimdi onlar da başkan demeye başladılar. Tek adam rejimi, diyordum. Önce inkar ettiler, sonra 'Evet, tek adam rejimi olacak' diyorlar. Biz o tartışmaları bir kenara bırakarak, aklımızla ve mantığımızla düşünerek, sandığa gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Bağımsızlığını kolay elde etmedi. Bir kişi hem başkan olacak hem başbakan olacak kaç yardımcısı olacak hiç belli değil, kaç bakan olacak hiç belli değil. Arzu ederse en geç 24 saat içinde bütün valileri, kaymakamları, müftüleri, emniyet müdürlerini, büyükelçileri değiştirebilir. Bir kişiyi ikna ettiniz mi 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti'ni ele geçiriyorsunuz? Buna 'Evet' denir mi? Böyle saçmalık olur mu? Diyorlardı ki 'FETÖ terör örgütü 30-35 yılda devletin içinde sızdı, paralel devleti kurdu'. 30-35 yıla gerek yok. Bu modelde bir kişiyi ikna ettiniz mi, 24 saat içinde zaten ele geçiriyorsunuz" diye konuştu.

'80 MİLYON BİR KİŞİNİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKSÜN İSTENİYOR'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ne diyor? 'Rakka'ya gireceğiz'. Gir kardeşim. 'Münbiç'e gireceğiz'. Gir kardeşim. 'İkisine de giremiyoruz'. Niye konuşuyorsun o zaman? Tek adama yetki verdiğimiz zaman Türkiye'nin itibarını düşünün. Bu fiili durum. Bu fiili durum, anayasal statüye kavuşturulmak isteniyor. Bütün yetkiler var zaten. Parlamentoda çoğunluk var. İstediğiniz kanunu çıkarıyorsunuz. Bütün bakanlar sizden. İstediğiniz kararı alabiliyorsunuz. Eksik olan ne? Her şeyi yapıyorsunuz; ama deniyor ki 'Bütün yetkileri bir kişiye verelim'. '80 milyon büyük değil, bir kişi büyüktür'. 80 milyon bir kişinin önünde diz çöksün isteniyor. Bu ülkenin insanları onurlu insanlardır. Demokrasiyi savunurlar. Benim gibi düşünmeyenin de konuşmaya hakkı vardır. Ayrımcılık, toplumu ayrıştırmak olmaz. Siyasetin görevi toplumda uzlaşmayı sağlamaktır. Siyaset, uzlaşma sanatıdır; bölme sanatı değildir. İnsanlar bir araya gelecek, oturup konuşacak. Ayrıştık, bölündük. Neredeyse kavga edeceğiz. Komşumuzun kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgular hale geldik. Bu; Türkiye'yi böler, Türkiye'yi ayrıştırır, Türkiye'yi kutuplaştırır. Tam tersini yapmalıyız. Bizim gibi düşünmeyenler de özgürce konuşabilmeliler"

'NASIL MAĞDURSUN KARDEŞİM? MAĞDUR OLAN BİZİZ'

Referanduma dengesiz ve haksız koşullarda gidildiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Devletin forsunu, arabasını, uçaklarını, parasını, televizyonlarını kullanıyorlar. Kendi televizyonları 24 saat yayın yapıyor. Biz, bu vatandaşa gerçekleri anlatmak için sokak sokak kendi imkanlarımızla gezip, anlatmaya çalışıyoruz. Ağrıma giden ne? Devletin forsunu, arabasını, uçaklarını, parasını, televizyonlarını kullanacaksın sonra meydana çıkıp, 'Ben mağdurum' diyeceksin. Sen nasıl mağdursun kardeşim? Mağdur olan biziz. Her türlü engellemeyi yapıyorlar vatandaş doğruları öğrenmesin, diye. Biz doğruları anlatmıyorsak biz yanlış söylüyorsak senin televizyonuna çıkalım, orada medeni insanlar gibi tartışalım. Ben mi yanlış söylüyorum, sen mi yanlış söylüyorsun? Biri konuşuyor, 15 dakika sonra öbürü konuşuyor. Böyle bir referandum olur mu? Hangi eşit şartlarda gidiyoruz? Bütün bunlara rağmen ben bu milletin demokrasiye bağlılığına güveniyorum"

'NİYE KAOS OLSUN?'

'Hayır, çıkarsa kaos olacak' yorumlarına da yanıt veren CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Niye kaos olsun? Sayın Cumhurbaşkanı yerinde oturacak, 2019'a kadar. Binali Bey, başbakanlığını sürdürecek. Bakanlar, parlamento yerinde olacak. 'Hayır' ne demek? Biz demokrasiye sahip çıkıyoruz, demek. Biz parlamentomuza sahip çıkıyoruz, demek. Biz milli iradeye sahip çıkıyoruz, demek. Türkiye'nin saygınlığı artacaktır. Türkiye ekonomik olarak büyüyecektir. İtibarı artacaktır. Otoriter bir yönetimden demokrasiyi savunan bir Türkiye sürecine girecektir Türkiye. Biz bunu savunuyoruz" dedi.

Sonraki Haber