Kılıçdaroğlu savunma politikasını hedef aldı: ‘S-400'leri uçak düşürdük diye aldık’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rusya'dan S-400 alınmasını NATO gözünden eleştirdi, 'Niye aldılar S-400'ü Yunanistan mı, Irak mı, Suriye mi bize saldıracak. Düşürdüğümüz uçağın bedeli olarak aldık onu.' dedi. Kılıçdaroğlu ayrıca eylül ayında seçim beklediğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de canlı yayınlanan Fatih Altaylı ile Teke Tek programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik soruşturmaya ilişkin iddiaların asılsız olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, soruşturma yapılacaksa iyi hal kağıdı verenlere yapılması gerektiğini kaydetti.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun görevden alınmasına ihtimal vermediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu işin yanlış olduğunu Ak Parti içinde bile düşünenler var. Ben müfettişlerin bir talimatla 'Bu işi gidelim, soruşturma açalım, Ekrem Bey'i görevden alalım.' diyeceğini sanmıyorum. Böyle bir şey işin doğasına aykırı, mümkün değil. Yerel seçim öncesi Mansur Bey'e de iftira attılar. Ben vicdanlı müfettişlere güveniyorum. Varsa terörist yakasından tutup götürsünler, ben nereden bileceğim adam teröristse. Önce kendi belediyelerine baksınlar. Yapılan kumpas, işin Türkçesi İstanbul'u almamızı bir türlü hazmedemiyorlar.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, TÜİK'e alınmamasına ilişkin, "Enflasyon rakamlarını soracaktım, işçinin, emeklinin hakkı için gittim. TÜİK Başkanıyla görüşseydim, 'Neye göre saptıyorsunuz?' diye soru soracaktım.” dedi.

KPSS'de birinci olmuş birisinin sözlüde elenmesinin nedenini sormak için Milli Eğitim Bakanlığına gittiğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bekledik, yanıt yok. 12 saat bekledik. 15. saatin sonunda ben oraya gittim.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "İnsanları sokağa mı çağırıyorsunuz?" şeklindeki soruya şöyle yanıt verdi: “Zaten hepimiz sokaktayız, izin alarak miting yapıyoruz ve yapacağız. Biz miting yapacaksak önceden izin alıyoruz. Gidici olduğunu bildiği için gerginlik yaratıyor, hakaret ediyor, gerginlik çıksın istiyor. Kavga ve gerginlik üzerinden varlığını sürdürmek istiyor, cesareti varsa bir televizyonda karşıma çıksın. Önümüzdeki eylül ayında seçim bekliyorum. Ekonomiyi daha fazla götüremezler. Götüremeyeceklerini de gayet iyi biliyorlar. Ülkenin yönetilmediğini, savrulduğunu, bürokrasinin işi bıraktığını görüyorum. 'Gitmez, şunu yapar, bunu yapar' tuzağına düşmeden inandığımız yolda kararlılıkla gideceğiz. Eleştirilerime tahammül edemiyor ama ona en büyük iyiliği ben yapıyorum hatalarını söyleyerek. Gerginlik yaratacak bir eylemin içinde olmayız, önermeyiz.”

Cumhurbaşkanı adayıyla ilgili soru üzerine “Şu an devletin sigortası yok. Olayı isme indirgerseniz en büyük hatayı yapmış olursunuz.” diyen Kılıçdaroğlu “Erdoğan'ı geçeceğiz, göreceksiniz. Çok güzel şeyler yapacağız. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Hiçbir varsayımın içine girmeye gerek yok. Biz Millet İttifakı'ndan bir aday çıkaracağız ve 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı'ndan olacak. Kim kamu tarafından bir haksızlığa uğramışsa onunla helalleşeceğiz, bir yüzleşmedir bu helalleşme." diye konuştu.

HDP'NİN TERÖR BAĞLANTISINI BİLEMEZLERMİŞ

HDP'nin terör ile ilgisi varsa kendilerinin bir istihbarat örgütü olmadığını, bunu devletin araştırması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "HDP bir siyasi partidir. Millet İttifakı'nın içinde yer almıyor. Demokrasi aşığı bir parti olarak, bütün siyasi partilerle görüşüyoruz. Biz bu ülkede medya özgürlüğünü, yargı ve düşünce özgürlüğünü savunuyoruz. Bir siyasi partiyi kriminalize etmeyi doğru bulmuyoruz. Parlamentoda görev yapıyorlar. Bir siyasi partiyi düşman ilan etmeyi doğru bulmayız." şeklinde konuştu.

'AB'NİN DEMOKRATİK STANDARTLARINI YASALAŞTIRACAĞIZ'

AB'nin öngördüğü bütün demokratik standartları Türkiye'ye getireceklerini ve yasalaştıracaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Birinci sınıf demokrasiyi kendi ülkemize getireceğiz. AB kabul eder etmez bizi. Ondan bağımsız. Biz kendi irademizle yapacağız." dedi.

İktidara gelmeleri halinde, Suriye, İsrail, Rusya, Azerbaycan'da ne yapacakları sorulan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Hemen Dışişleri Bakanlığına talimat vereceğiz. Diyeceğiz ki 'Suriye'ye büyükelçi.' Karşılıklı büyükelçilikler. Mısır'la karşılıklı büyükelçilikler. Söyleyeceğiz biz, 'Barışmak istiyoruz.' Biz Suriye'de çatışma olmasını istemiyoruz. Suriye'deki çatışma bize olumsuz yansıyor. Rusya'yla ilişkilerimizi düzelteceğiz. Hiçbir sorunumuz yok Rusya'yla. Ukrayna ile ilgili sorun sadece bizim sorunumuz değil, dünyanın sorunu. Kırım sorunu da sadece bizim değil, dünyanın sorunu. Oradaki Tatarlara sahip çıkmamız lazım. Onların haklarını savunmamız lazım. Ama onlar uluslararası arenalarda, toplantılarda, kuruluşlarda olur. Türkiye tavrını gayet net ve açık ortaya koyar. Yoksa gidip Putin'in kapısında dakikalarca bekleyip, kronometreye basacaklar, Cumhurbaşkanı orada olacak, Türkiye'yi dünyaya rezil edecekler, böyle bir tabloya biz izin vermeyiz, mümkün değil.”

S-400 ALIMINA 'BEDEL' İMASI!

Amerika ile ilişkileri nasıl düzeltecekleri de sorulan Kılıçdaroğlu, S-400 ve F16 konularına değindi.

“Niye aldılar S-400'ü.” diye soran Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Yunanistan mı, Irak mı, Suriye mi bize saldıracak. Düşürdüğümüz uçağın bedeli olarak aldık onu. Siz NATO ittifakının içindeyseniz, bulunduğunuz ittifakın dışında başka silahlanma yaparsanız, nasıl ortak tatbikat yapacaksınız. Şu anda hava savunma sistemimiz çok zayıf, bütün dünya bunu biliyor. Bu bölgede hava savunma sistemi şu anda en zayıf olan Türkiye. F-16'ların yeder parçalarını vermiyor. F-35'e verdiğimiz parayı alamıyoruz. Dış politikayı 180 derece değiştireceğiz. Bu Türkiye'nin zararınadır. Türkiye onurlu duracak, dik, mik değil. Burası külhanbeylilik alanı değil. Bayrağımı, Türkiye'nin itibarını korumakla yükümlüyüm. 33 askerimiz şehit edildi, askerin kafasına çuval geçirildi gıkı çıkmadı, ondan sonra kahraman diye geziyor. Ben böyle bir şey görmedim. Ben gidin kavga edin demiyorum. Dış politika satranç alanıdır. Dış politikada liyakatlı insanlar olur.”

YPG SÖYLEMİNİ DEĞİŞTİRDİ

Kemal Kılıçdaroğlu, "Size göre YPG terör örgütü mü?" sorusuna, "YPG'nin terör örgütü olduğunu, PKK'nın yan kuruluşu olduğunu herkes biliyor." yanıtını verdi. Oysa 2014'te Kılıçdaroğlu YPG'yi terör örgütü olarak görmediklerini söylemişti: "Bizim için YPG terör örgütü değildir. Şimdi bir kere terör örgütü olarak sivillere genç, yaşlı, kadın, erkek demeden öldüren örgütlenmelere biz ‘terör örgütü’ diyoruz. PKK bu bağlamda terör örgütüydü, çünkü genç, yaşlı, kadın, erkek demeden katletti. Ancak YPG'nin şu ana kadar Türkiye'ye veya kendi halkına yönelik böyle bir uygulaması olmadı. Olursa tabii ona da karşı çıkarız. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.

ŞENTOP'TAN YANIT: OYUNUN PARÇASI OLMADIM

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ziyareti ile ilgili yaşananlara Meclis Başkanı'nın tepki göstermesi gerektiği iddialarına karşılık, "TBMM'nin ve Meclis Başkanlığı'nın günlük siyasi polemiklerin içinde bu şekilde malzeme yapılmasından rahatsızlık duyuyorum." dedi.

Yayına bağlanan Şentop, Kılıçdaroğlu'nun, Milli Eğitim Bakanlığı ziyareti ile ilgili yaşanan olayı normal bir milletvekilinin randevu alarak gittiği bir görüşmede içeri alınmaması gibi sunduğunu belirterek şöyle sürdürdü: “Siyasetçilerin, genel başkanların kendilerine göre siyasi planları, senaryoları olabilir. İletişim stratejisi kurabilirler, oyunlar kurabilirler ama oyunlarını kendileri ve kendileriyle beraber gönüllü olanlar oynayabilir. Siyasi partinin kurmuş olduğu siyasi planın, projenin, iletişim stratejisinin bir oyuncusu olarak Meclis Başkanı'nı davet etmek, gelmediği takdirde, oyunun parçası olmadığı zaman da Meclis Başkanı'nı ağır şekilde siyasi tahammülün ve hukukun sınırlarını zorlayan şekilde itham etmek çok vahimdir.”

“Yüzlerce milletvekilinin gittiği, bakanlıkta bakan ya da başka yetkililerle görüştüğü bir bakanlıktan bahsediyoruz. Yaşanan olayın hala çok olağan bir milletvekilinin bir bakandan randevu isteyerek gittiği ama engellendiği bir durummuş gibi yansıtılmasını çok yanlış buluyorum. Böyle şey olamaz. Siz çok özel, çok spesifik bir şey planlamışsınız kimsenin size bir şey diyeceği yok, buyurun yapın. 'Meclis Başkanı niye benim yanımda değil, niye milletvekili gitti kapılar kapandı...' Hayır, bir sürü milletvekili gitmiş, yüzlerce gitmiş. Sizin partinizden de. Sordum ben, 'var mı böyle bir sorun, gelen bir milletvekilinin önüne böyle bir engel çıkartıldı mı?' Yok, hayır. Özel bir planlamayla bir şey yapmak istiyorsunuz. Buyurun yapın. Buna da kimse bir şey demek istemiyor ama bu yaptığınız planlamanın bir yerinde bir malzeme olmadı diye Meclis Başkanı'nı suçlayamazsınız.”

Sonraki Haber