Kılıçdaroğlu'ndan dikkat çeken açıklamalar
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ekonomiye yönelik eleştirilerini sıraladıktan sonra CHP'deki değişim tartışmalarına değindi. Kılıçdaroğlu "CHP tek adam partisi değildir" derken, "Bugünkü görevim 25 milyondan bir kişiyi feda etmeden bu sayıyı artıracak süreci yönetmektir" dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu:
Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse düşüncelerinden ötürü hapse atılmamalı. Düşünceden, aklımızı kullanmaktan hiç kimse yargılanmamalı" diye sözlerine başladı.
Kılıçdaroğlu; Can Atalay, Osman Kavala ve Merdan Yanardağ'ın tutukluluğunu eleştirirken, "Bu tablo bizim kabul edeceğimiz bir durum değildir" diye konuştu.
EKONOMİ ELEŞTİRİSİ
CHP lideri, ekonomiye ilişkin ise "Var olan kabine, Düyun-u Umumiye kabinesidir. Türkiye'yi borç batağına sürüklediler şimdi emir alma durumuna geldiler. Erdoğan artık kontrol edilen kişidir. Düne kadar 'Faizi artırmam' diyen kişiye tükürdüğünü yalatmak da uluslararası tefecilerin işi olmuştur" dedi.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Türkiye Cumhuriyeti bankalarında dolar cinsinden tutulan paraların oranı yüzde 65,9. Kendi vatandaşından dolarla borçlanan bir hükümet sağlıklı bir hizmet götüremez. Bankalardaki mevduatın yüzde 70,3'ü vatandaşların binde 6'sına ait."
"CHP TEK ADAM PARTİSİ DEĞİLDİR"
CHP'ye yönelik açıklama yapan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"CHP bir tek adam partisi değildir. CHP bir kadro partisidir. Tarihinden yanlışları olmuştur ama bu hareket ezilenlerin, sesi duyulmayanların, adalete susamışların yanında olmuştur. Cumhuriyetimizin temellerinde birlikte üretme ve hakça bölüşmenin inşasında CHP kadrolarının imzası vardır. CHP kadroları siyasi yaşamlarının hiçbir dönemlerinde siyasi ikballerinin peşinde koşmamıştır.
Bugün, özellikle son 10 yılda Türkiye büyüyen bir ekonomik krizle karşı karşıya. Avrupa'nın sığınmacı deposu haline geldik. Türkiye otoriter bir iktidar tarafından teslim alınmıştır.
Bu gerçekler karşısında klasik muhalefet yapmamız beklenemezdi. Konumum gereği yapılması gerekeni yaptım. Görüşülemez denilenlerle görüştüm. Görmezden gelinen kesimleri helalleşme çağırdım. Hiç kimseyi ötekileştirmedim. Tüm bunları herkes için hak, hukuk, adalet hedefiyle yaptım. Kardeşçe ve özgürce yaşayalım diye çabaları gösterdim.
Tüm sorunların çözüm adresi olarak TBMM'yi gösterdik. Bizim hayat görüşümüz haksızlığa karşı mücadeleyse doğru yolda olmanın verdiği haz her şeyden üstündür. Türkiye'yi bu kabustan çıkarmak için yolun sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Ne ben tek başıma 25 milyon kişiyi namuslu davama kattım ne CHP kattı. Ne mutlu bize ki 25 milyon kişi haksızlık karşısında susmama inancımızın koalisyonunda olmak istediler. Biz doğru yoldayız, doğru yolda kalmaya devam edeceğiz.
Bizler 25 milyon gibi birçok ülkenin toplam nüfusundan fazla insanla hakkın yanında yer almak için bir koalisyon kurduysak, büyük bir değişimi başlatmışız demektir. Toplum olarak neyin değiştiğine değil neyin değişmediğine bakarsak hata yapmış oluruz. Değişen şeyler yüzde 20'lerden yüzde 48'lere ulaşan kitlelerdir. Bugün bu değişimleri yaparak 25 milyonları davamıza kattık, yarın 35 milyonları davamıza katacağız.
"BU BİRLİKTELİĞİ BAŞARISIZLIK OLARAK TANIMLARSANIZ..."
25 milyonu bir araya getirmenin başarısı sadece bana ait değil. Hakkın yanında olanlar 25 milyon kişiyiz biz. Bu birlikteliği başarısızlık olarak tanımlarsanız tek başıma karşınıza dikilirim. 25 milyona dokundurtmam.
Zulmün karşısında haktan, hukuktan, adaletten yana kim olmuşsa bu başarı hepimizindir. 25 milyona ulaşan yeterli değilse bu başarısızlık benimdir. Bugünkü görevim 25 milyondan bir kişiyi feda etmeden bu sayıyı artıracak süreci yönetmektir.
Gelecekte bu partinin elbette başka liderleri olacaktır. Bugün CHP lideri olup olmamam hiçbir şeyi değiştirmez. Saray saltanatı karşısında hep beraber durup mücadelemizi sürdüreceğiz. Ben CHP'nin başında olsam da olmasam da bu 25 milyonluk kitle hakkın yanında duranların kitlesi olacak ama bir liderin güdümünde olmayacaktır.
Bu saltanatın yıkılması da sandığımızdan çok daha yakındır."