PKK tam kadro Kılıçdaroğlu için seferber: Bunlar montaj değil destek!

Köşeye sıkışan Kılıçdaroğlu, son olarak 'montaj' savunmasına sarıldı. Terör elebaşlarının açıklamalarının iktidar tarafından organize edildiğini iddia etse de PKK’nın siyasi ayağı HDP’yle yaptığı işbirliği ve taleplerini vaatlerine yazması onu ele veriyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 28 Mayıs’taki ikinci turuna sayılı günler kala Kılıçdaroğlu, PKK ile ittifakını gizlemek için özel çaba sarfediyor.

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisi için özel olarak düzenlenen bir algı çalışması programında soruları yanıtladı. Burada terör örgütü PKK tarafından hedef alınan tek siyasi lider olduğunu söylese de gerçekler aksini gösteriyor. PKK’nın dağdaki elebaşlarının tam kadro Kılıçdaroğlu’na destek çağrıları yaptığı biliniyor.

VAATLERİ PKK TALEPLERİ

Kılıçdaroğlu, terörist başlarının çağrılarının iktidar tarafından organize edildiğini iddia ediyor ancak PKK’nın siyasi ayağı HDP’yle yaptığı işbirliği ve PKK taleplerini vaatlerine yazması onu ele veriyor.

Oğuzhan Uğur’un Youtube programında terörün merkezi olan Kandil dağını yerle bir edeceğini öne süren Kılıçdaroğlu, PKK’nın taleplerini Millet İttifakı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ne yazmıştı. Sınır ötesi operasyonları durdurma, terörle mücadeleyi Batı'nın istekleri düzeyine indirme, Türkiye’nin Avrupa Birliği yerel yönetimler özerklik metnindeki çekincelerini kaldırma, belediyeleri PKK kontrolünden çıkaran kayyum uygulamasını sona erdirme, KHK’lıları kamu görevlerine iade etme, HDP’nin kapatma davasına karşı maddeler metinde dikkat çekmişti. Defalarca HDP ile PKK’yı bir tutmadığını belirten Kılıçdaroğlu, sık sık terör suçlarından tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı serbest bırakacağını vurgulayarak yeni bir “açılım süreci” başlatacağını ilan etmişti. Kılıçdaroğlu, ABD desteğiyle Suriye’nin kuzeyini işgal eden PKK’nın yan kolu PYD’nin silahlı birimi YPG için “Terör örgütü diyemem” ifadelerini de kullanmıştı.

Köşeye sıkışan Kılıçdaroğlu, son olarak Tayyip Erdoğan’ın eksik sözleri üzerine “montaj” savunmasına sarıldı. Bu tartışma, Kandil'in Kılıçdaroğlu'na desteğini hicveden, PKK'lılar seslendirilerek Altılı Masa'nın seçim şarkısına atıf yaptırılan video üzerine başlamıştı. Erdoğan katıldığı bir yayında “Kılıçdaroğlu'nun Kandil'dekilerle video çekimleri var. Bunları yayınladılar. 'Haydi, haydi' türü. Anladınız mı? Ama montaj ama şu ama bu. PKK'lılar videolarla bunlara destek verdiler.” ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın buradaki eksik anlatımı üzerine Kılıçdaroğlu ve Altılı Masa cephesi, “montaj” diyerek ve sosyal medyadaki mizahi videoların arkasına sığınarak Kandil'in gerçekten destek açıkladığı videoların üzerini örtmeye çalıştılar. Erdoğan, da sonrasında “Terör elebaşıları videolarla CHP'ye destek verdi. Şimdi bunlar çıkmışlar gençlerimizin kıvrak zeka ürünü 5 saniyelik bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar.” diyerek konuyu açıklamıştı.

İşte PKK'nın 10 yöneticisinin kendi ajans ve kanallarına verdikleri röportajlarda Kılıçdaroğlu için söyledikleri...

‘KİMSE KİMSEYİ BEKLEMEMELİ’

Murat Karayılan: “Bundan sonra herkes çok daha fazla görevlerine sahip çıkmalı; daha örgütlü olmalı, kimse kimseyi beklememeli; herkes kendini sorumlu görmeli; bu biçimde devrimci-demokratik tutum geliştirilmeli. Halkımız şimdi çok daha fazla iradesini ortaya koymalı ve çok daha fazla duruşuyla faşizme geçit vermemeli, faşizmin sonuç almasının önüne geçmeli. Bu konuda halkımızın bu sonuç temelinde bundan sonra da çok daha güçlü ve başarılı bir biçimde gerekli cevabı vereceğine inanıyorum.” (22 Mayıs)

“Altılı masaya operasyon çekmek istediler ama Altılı Masa dağılmadı. Muhalefetin güçlendiği belirtilebilir… Önder Apo'nun fiziki olarak özgür olma vakti gelmiştir. Önder Apo'nun özgürlüğü için de mücadele yürütmeliyiz ve başlatacağımız hamleler bu temelde gelişmek durumundadır. 14 Mayıs'ta yalnızca Cumhurbaşkanı değil, sistem seçilecektir.” (15 Mart)

‘EN KÜÇÜK GERİLEME YOK’

Duran Kalkan: “Bu seçimi, sadece seçim olarak görmemek lazım. AK Parti-MHP faşizmi ırkçı, milliyetçi, şoven, turancı, kızılelmacı zihniyetle siyaseti her bakımdan topluma hakim kılmaya çalışıyor. Eğitimi, sanatı, edebiyatı bu temelde geliştiriyor, ekonomiyi maliyeyi buraya harcıyor. Faşist saldırı çok yönlüdür. Millet İttifakı'nın öngördüğü gibi sadece ‘Başkanlık sistemiyle getirilmiş, o sistemi parlamenter sisteme değiştireceğiz' değildir. Bu kadar değildir. Bu çok şematik bir şeydir. İlk 50 yıldaki kazanımlarımızın hepsini yok ettiler. Kürt halkında en küçük bir gerileme yoktur. Faşizme, sömürgeciliğe, soykırıma karşıdır. Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik için her türlü bedeli ödeyerek mücadeleci duruşunu sürdürüyor.” (16 Mayıs)

“Biz bütün özgürlükçü ve demokratik güçleri destekliyoruz. AKP-MHP faşizmini yıkacağız. Bu faşizm yıkılacak. Bunu herkes de söylüyor, biz de söyledik. Tecridi kaldıracağız.” (18 Nisan)

‘TÜM HALKIMIZIN OY VERMESİ GEREKİYOR’

Cemil Bayık: “Eğer kararlı mücadele edilir; seçimde sandıklara da iyi sahiplenilirse bu iktidarın kaybetmesi kaçınılmazdır. Kaybetmesine rağmen iktidarı bırakmazsa bu durumda demokrasi güçleri direnerek bu faşist iktidarı yenilgiye uğratma mücadelesi içinde olmalıdırlar. Bu seçimleri Türkiye demokrasi güçleri ile Kürt halkının özgürlük ve demokrasi güçlerinin daha fazla ortaklaşması süreci haline getirmek esas alınmalıdır. Türkiye'nin demokratikleşmesini isteyen her kesime seslenmek gerekiyor. Faşizme karşı mücadeleden söz ediyorsak ortak mücadele ve tutumun en geniş yelpazede olması önemlidir. Erdoğan'ın yıkılması için Yeşil Sol Parti'nin, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın adres gösterdiği adaya tüm halkımızın oy vermesi gerekiyor.” (2 Mayıs)

‘ERDOĞAN’I KİMSE AYAKTA TUTAMAZ’

Mustafa Karasu: “AK Parti ve MHP'ye en çok zararı biz verdik, biz karşı çıktık. Ne diyorlar 'Son terörist kalıncaya kadar devam edeceğiz.' Bunun durması ancak demokratik değişimle olur. Bu konuda Emek ve Özgürlük İttifakı ve HDP üzerine düşeni yapacak. Açıklama yaptılar. Biz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz dediler. Biz inanıyoruz. Üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecekler. Kesinlikle demokrasi güçleri ortak hareket ederse, birlikte hareket ederlerse, yoğun çalışırlarsa Erdoğan gidicidir. Erdoğan'ı kimse ayakta tutamaz.” (12 Mart)

Ronahi Serhat: “Kılıçdaroğlu artık sadece CHP'nin, Millet İttifakı'nın adayı olarak seçime girmiyor. 14 Mayıs seçiminde Kürdistan'ın tamamından Türkiye'nin yarısından oy almış halkın adayı olarak yarışıyor.” (19 Mayıs)

‘SANDIKTA YENERSEK İNTİKAM ALIRIZ’

Salih Müslim: “2016'dan beri Türk ordusu sahada. Afrin'de her yerde yaptıklarını görüyoruz. Şimdi bir fırsat gelmiştir bu sandıkta. İlk defa böyle bir şey geliyor. Sandıkta yenebilirsek bütün intikamları bir kişiden almış oluruz.” (19 Mayıs)

Sabri Ok: “Bu seçim çok önemli. Bu iktidar ulus devlet aklıyla, Avrasya aklıyla, Ergenekon aklıyla 20 yıl iktidarda kaldı. Vay efendim Heval Abbas, şunu destekliyoruz, bunu desteklemiyoruz demiş. PKK'yı ne sanıyorlar? PKK zaten ideolojik ve siyasi bir harekettir. Amacımız siyaset yapmak. Amacımız siyaset. Tabi ki birilerine destek vereceğiz, birilerine vermeyeceğiz. Kime ne kadar destek vereceğimiz, ne kadar vermeyeceğimiz değerlerimize, ideolojimize, siyasetimize, taktiklerimize, stratejimize ve çalışmalarımıza göredir.” (30 Mart)

“PKK, İYİ Parti aynı yerde. Biz faşizme karşıyız. Onlar da şu an karşıyız diyorlar. Eğer böyle katıksız faşist olmasaydılar herkes böyle bir tutum sergilemezdi. AK Parti - MHP faşizmi bu düzeydedir.” (26 Nisan)

‘KILIÇDAROĞLU’NA OY VERMEK FIRSAT’

Remzi Kartal: “Bu süreç faşizmin çökertilmesi, demokratikleşme, İmralı kapılarının kırılması ve açılması sürecidir. Onun için aşkla, heyecanla herkes seferber olmalıdır. Emek ve Özgürlük İttifakı'nı temsil eden güçlerin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kılıçdaroğlu'na oy vermeleri, tarihsel fırsatta istediğimiz gelişmeyi yaratmak, yeni bir miladi yaratmak için önemli fırsattır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ın çöküşünü sağlayacak tercihimizi bu temelde yapmalıyız. Kılıçdaroğlu'na destek verip parlamentoda ise bütün gücümüzle HDP’nin altına mührümüzü vurmalıyız. Bu, ‘Kılıçdaroğlu 3’üncü yolun ideal adayıdır’ anlamına gelmiyor. AK Parti ve MHP'nin çökertilmesi açısında bu bir tercihtir.” (8 Nisan)

“Oylarımızın ziyan edilmemesi, geçersiz sayılmaması için hiçbir hataya yer vermememiz gerekiyor. Kılıçdaroğlu'na oylarımızı vermeliyiz. Herkes seferber olmalıdır, hiçbir tartışmayı gündeme almamamız gerekiyor. Erdoğan'ın şahsına temsil edilen politikaların işlememesi için, hem ülkede Avrupa'da herkes sandığa gitmelidir.” (19 Mayıs)

‘KÜÇÜK HESAP YAPMAMAK LAZIM’

Helin Ümit: “Eğer bugün Türkiye'de, bir seçim süreci var ya, bir umut varsa, bir değişim arayışı varsa halen Türkiye'nin demokratikleşebileceğine dair beklentiler varsa bu Zap'taki, Avaşin'deki, Metina'daki savaşın sonucudur. Bunu herkesin böyle bilmesi lazım. Eğer AK Parti-MHP iktidarı sonuca ulaşsaydı amaçlarına ulaşsaydı, Bugün Türkiye'de kimse ağzını açamazdı. Eğer PKK savaşır durumda olmasaydı kimse Erdoğan'a, AK Parti-MHP'ye karşı sesini çıkaramazdı. Türkiye tarihinin en kritik, en önemli seçim süreçlerinden bir tanesi yaşanıyor. Bir iktidar değişimi değil, iktidarın el değiştirdiği bir seçim olarak görmemek lazım. Daha stratejik, aslında Türkiye'deki sistemin karakterinin belirleneceği bir seçim süreci oluyor. AK Parti-MHP faşizminin bu seçimlerde yenilgiye uğratılması çok önemli. Burada küçük hesap yapmamak lazım. (25 Nisan)

Bese Hozat: “Bu faşist Erdoğan'ın, diktatör Erdoğan'ın yıkılması için de Yeşil Sol Parti'nin, Emek ve Özgürlük İttifakı'nın adres gösterdiği adaya da tüm halkımızın oy vermesi gerekiyor. AKP-MHP faşist rejimi iktidarda kalırsa Türkiye'nin geleceğinin de ne olduğunu ortaya koyuyor. Bu bir iç savaşa çağrıdır. Bunun zeminini adım adım hazırlıyorlar.” (25 Nisan)

Şimal Ülkem Güneş: “Faşist Erdoğan’ı göndermek için elimize bir fırsat geçti. Sandıkta birlik olmamız için bir seferberlik içinde olmamız lazım. 21 yıllık rejimin ve saltanatının sonunu getirebiliriz. Direniş ruhuyla seçim günü herkes ne işi varsa o işi bırakmalı. Çünkü hiçbir iş sandığa girmekten daha önemli değildir.” (24 Mayıs)

Sonraki Haber