Kilise saldırısından Uygur ayrılıkçıları çıktı

İstanbul Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi’ne saldırı düzenleyen teröristlerden üçünün, DEAŞ’ın Horasan Grubunda yer aldığı ve Uygur kökenli olduğu ortaya çıktı. Aydınlık 24 Aralık 2020’de CIA’nın Uygur ayrılıkçılarını Fergana Vadisi üzerinden Suriye’ye taşıdığını duyurmuştu...

Türkiye’de son dönem yoğunlaşan kaos amaçlı saldırılardan, İstanbul Sarıyer'deki Santa Maria İtalyan Kilisesi'ne yönelik terör eyleminde mahkemeye sevk edilen dokuz şüphelinin tamamı tutuklandı. Ortaya çıkan bilgilere göre DEAŞ’ın Horasan Grubu içinde yer alan ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlamasıyla tutuklanan dokuz şüpheliden üçü Uygur kökenli. Uygur kökenli bu üç kişinin Küçükçekmece’de ikamet etmeleri ve Kayseri’ye gidip gelmeleri dikkat çekici.

Gazeteci Tolga Şardan, kilise baskınıyla ilgili İstanbul 3. Sulh Hukuk Hakimliği’nin soruşturmasında ulaştığı bilgileri kaleme alan bir yazı yayımladı. Şardan’ın soruşturma dosyasından elde ettiği bilgilere göre, kilise saldırısıyla bağlantı oldukları iddiasıyla gözaltına alınan dokuz şüpheliden yalnızca birisi Türk. Diğer 8 şüpheli yabancı uyruklu. Bunlardan üçü Türk vatandaşlığı hakkını elde eden Uygur kökenliler. İkisi geçici ikamet hakkına sahip Tacik kökenli olup, üçünün ise vatandaşlık ve geçici ikamet hakkı yok.

UYGUR KÖKENLİ ŞÜPHELİLERİN BİLGİLERİ

MİT’in operasyonunda yakalanan şüphelilerin, DEAŞ’a bağlı Horasan Grubu'ndan oldukları açıklandı.

O şüphelilerden Enver Karakaş, Çin'in Sinciang Uygur Özerk Bölgesinin Hoten kentinden. Konya nüfusuna kayıtlı. Küçükçekmece'de ikamet ediyor ve Türk vatandaşlığı hakkına sahip. Evli, dört çocuklu Karakaş, Mahmutpaşa'da esnaf. Savcılığın sevk kararına göre, kiliseye yönelik gerçekleştirilen eylem sürecinde adı geçen bazı şüphelilerin, eylemden önce Kayseri'ye gidişlerinde kullandıkları 34 FOU 975 plakalı aracın sahibi Enver Karakaş. Karakaş'ın hakkında ‘çatışma bölgeleri’ diye tarif edilen Suriye ve Irak'ta DEAŞ’la bağlantısının bulunduğu bilgisi var. Eylemcilerden David Tanduev'le beraber Kayseri'ye gidip İstanbul'a geri döndüğüne ait kamera kayıtları bulunuyor.

Diğer şüpheli Mahmud Muhammed, Çin'in Yenişehir kenti doğumlu. Küçükçekmece nüfusuna kayıtlı ve aynı ilçede yaşıyor. Evli ve beş çocuklu Muhammed de Türk vatandaşlığına sahip. Mahmud Muhammed'le ilgili savcılık sevk yazısında, "Bir kısım şüphelilerin örgütsel toplantı için Kayseri iline gittikleri 34 LP 6121 plakalı aracın sahibi oluşu ve bu aracın Santa Maria Kilisesi saldırganlarından olduğu değerlendirilen şüpheli David Tanduev kiralanması ve şüphelinin çatışma bölgeleri ile irtibatlı ve iltisaklı olduğu yönünde bilgilerin bulunduğu" bilgilerine yer veriliyor.

Maitiyasen Arifoğlu da diğer iki şüpheli gibi Çin doğumlu. Sinciang Uygur özerk bölgesinde bulunan Hoten kentinden. Küçükçekmece nüfusuna kayıtlı ve aynı ilçede oturuyor. Evli ve dokuz çocuklu olan Arifoğlu da diğer ikisi gibi Türk vatandaşı. Arifoğlu, eyleme katılan bazı şüphelilerin Kayseri'ye gidişte kullanılan 34 LP 6121 plakalı aracı eylemci David Tanduev'e kiralanmasını sağladığı gerekçesiyle suçlanıyor.

Şardan yazısında, Türk vatandaşlığı veya özel oturum izni verilen yabancı uyruklu şüphelilerin, Türkiye'de sansasyonel bir eylemi gerçekleştirmelerinin yanında başka eylemler için de bir dizi hazırlık yaptıklarının ortaya çıkarıldığına ve gözaltına alınan 50'den fazla şüpheli içinde Türk uyruklu şüpheli sayısı bir elin beş parmağı kadar olduğuna dikkat çekiyor.

AYDINLIK DEAŞ-TİP BAĞLANTISINA DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Aydınlık, 24 Aralık 2020 tarihinde yayımladığı “CIA'nın Türkistan İslam Partisi'ne verdiği görev” başlıklı haberinde, ABD’nin Türkistan İslam Partisi teröristlerini, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın kesişimi olan Fergana Vadisi üzerinden Suriye’ye taşıdığını duyurmuş, DEAŞ ile Uygur ayrılıkçısı Türkistan İslam Partisi’nin bağlarını ve bölgede terör faaliyetlerindeki rolüne ışık tutmuştu.

Haberde, şu bilgilere yer verilmişti: “Türkistan İslam Partisi teröristlerini Fergana Vadisi'ne yerleştirme planının temelleri, 2015 yılında atıldı. Operasyon Türkistan İslam Partisi'nin sözde Afganistan şube emiri Abdulhak Lamolla ile sözde Suriye genel emiri Ebu Ömer Türkistani tarafından yürütülüyor. Bu iki ismin, Türkistan İslam Partisi teröristlerinin bir bölümünü, Suriye'ye karşı kullanmak üzere o dönem DEAŞ’a götürdükleri belirtiliyor… Her türlü faaliyeti ABD tarafından planlanan ve fonlanan sözde “Doğu Türkistan” davasının savunucuları Çin'deki kanlı eylemlerinin yanı sıra bölgede de terör eylemleri düzenliyor… Suriye'de terörist eğitiminden geçirilen, Türkiye'de ise sözde insan hakları eylemcisi olarak sahneye çıkan çeşitli unsurlar, sözde Doğu Türkistan davasını savunan Türkiye'de kurulu bazı yasal derneklerle de işbirliği içinde faaliyet gösteriyor.”

Türkistan İslam Partisi, başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede terör örgütü olarak kabul edilmesine karşın, ABD’de Mike Pompeo'nun kararıyla 20 Ekim 2020'de terör listesinden çıkarılmıştı.

İSTANBUL'DA ÇİNLİ LİSHA YU’YU ÖLDÜRDÜLER

Uygur ayrılıkçısı Hüseyin Ahmed, Adbuvahap Abdurrahman ve Yunuscan Türkistanlı, 2021 yılında İstanbul'da zorla araca bindirilerek kaçırdıkları ve iki ay sonra Bilecik'in Söğüt ilçesinde toprağa gömülü şekilde cesedi bulunan Çinli kadın Lisha Yu cinayeti nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmıştı.

İstanbul'da 2021’de kaybolduktan sonra öldürüldüğü anlaşılan Çinli Lisha Yu'nun (31) takip edildikten sonra zorla bir valiz içine konularak bagaja sokulduğu ve Bilecik'in Söğüt ilçesinde gömüldüğü ortaya çıkmıştı. 3 sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti.

Sonraki Haber