Kimsesizlerin kimsesi

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yurttaşlarının hukuki, ekonomik, kültürel ve sosyal güvencesidir. Devlet anadır, babadır, büyüğümüzdür, atadır. Devlete sırt dönmek, kendine sırt dönmektir. İnsan kendinden vazgeçerse, ayak altında kalır.

Cumhuriyet’in en özlü anlatımını, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk yapmıştır: “Cumhuriyet, Kimsesizlerin Kimsesidir”. Kadınların, çağdaş varlıklı bir Türkiye yaratmak yolunda ayağının tökezlememesi, toplumumuzun yarısının geleceğinden dolayı kendini güvende hissetmesi öylesine yaşamsaldır ki, gençlerin, yaşlıların, erkeğin geleceğini belirler.

Nafakanın halihazır yasadaki koşullarını, hukuk pratiğinin içindeki uzmanlarımız açıklıyor. Belirli koşullarla geçerli olan bir güvence olduğunu söylüyorlar. Nafakanın, kadına yaşamının boşanma sonrası döneminde, maddi bir destek olarak düşünülüp düzenlenmiş olması, çağdaş hukuk devletinde olması gereken bir kuraldır. Kadına, çocuğa, ayrıca anaya babaya da tanınan bu hak, nafaka yükümlüsünün maddi koşullarına göre yargı tarafından göz önüne alınıyor.

Yeni düzenleme ile nafaka süresizmiş gibi ele alınıp, ailede kadın-çocuk-ana baba sorumluluğunun zayıflatılmasının, süreç içinde toplum vicdanında da karşılık bulmayacağı görülecektir. Vicdanın, ahde vefanın, geçmişe saygının sahibi öncelikle taraflardır. Bir özel hukuk alanı olan aile hukukunda nafakadan kaçınma yollarının yaratılması, adeta devletin kadın-çocuk-ana baba yurttaşlarına karşı çifte standart uygulaması algısı da yaratabilecektir.

Devletin sosyal devlet olması, kişilerin sorumluluğunun “Biz” olan devletin sırtına yıkılması anlayışına yol açmamalıdır. Sosyal güvence, iş, her türlü üretimin artması ve geliştirilmesi için kolaylıkların-desteklerin getirilmesi kararlarının alınmaya girişildiği bu süreçte, nafakanın ele alınmış olması, sadece dar bir kesimin ve birden fazla evlilik yapmış kişilerin sorununu çözmeye yönelik olacaktır.

Büyük kadın kitlesinin, milletimizin yarısının güvencesi olan devletimizin, kuruluşunun felsefesi “Kimsesizlerin Kimsesi” olmasıdır. Devletimizin, hazırlanacak her türlü özel hukuk düzenlemesinde, tarafların tek yanlı sorumluluklarını devralan değil, topyekün bir milletin sorumluluğuyla, ufkunda Asya güneşinin parladığı yolda, eşitsizliğin ortadan kaldırılması hedefiyle yürümesi, plânlı kalkınmamızın sahiplenilmesinde büyük etken olacaktır.

Sonraki Haber