Kissinger uyarılarına devam etti: Çin ve Rusya’yla savaşın eşiğindeyiz Kırım Rusya’ya bırakılmalı

Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Batı’daki saldırganlık yanlılarını “Rusya ve Çin’le kısmen bizim yarattığımız sorunlar üzerinden savaşmanın eşiğindeyiz.” diye uyardı.

Wall Street Journal gazetesine konuşan Amerikan dış siyasetinin pusula ismi Kissinger, ABD’yi Tayvan konusunda “çok dikkatli olmaya” çağırdı. Ukrayna’nın NATO üyeliğini dillendirmenin en başından beri bir hata olduğu görüşünü tekrar etti.

Rusya’yla anlaşmanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak Kırım ve Donbass’ın bir kısmındaki hak talebinden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi.


TEHLİKELİ DENGESİZLİK


Wall Street Journal gazetesinden Lauro Secor’la konuşan Kissinger, geçen yüzyılda uluslararası ilişkilerde belirleyici olan dinamiğin “büyük güçlerin, nükleer felaket potansiyeli gölgesinde birbirini dengeleyen eylemleri” olduğunu söyledi. Bugün ise dünyanın “tehlikeli bir dengesizliğe ilerlediğini” gözlemlediğini ifade etti. Kissinger, “Rusya ve Çin’le, kısmen bizim yarattığımız sorunlar üzerinden savaşmanın eşiğindeyiz. Üstelik bunun nasıl sonuçlanacağına ya da neye yol açması gerektiğine dair bir kavrayışımız da yok.” dedi.


“ABD, Nixon döneminde olduğu gibi iki düşmanı aralarını açarak idare edebilir mi?” sorusuna yanıt veren Kissinger, “Şu anda onları birbirinden ayıracağız ve birbirlerine düşman edeceğiz, demeniz mümkün değil. Tek yapabileceğiniz gerilimleri hızlandırmamak ve seçenekler üretmez. Bunun için de bir amacınız olması lazım.” değerlendirmesini yaptı.


ABD’nin ortaya çıkan krizlere “duygusal tepkiler verdiğini” söyleyen Kissinger, diplomasi düşüncesiyle düşmanla kişisel husumetlerin birbirinden ayrılması gerektiğini belirtti.


AMERİKA TAYVAN’DA
‘ÇOK DİKKATLİ’ OLMALI


Tayvan sorunuyla ilgili de konuşan Kissinger, ABD ve Çin’in karşılıklı manevralarla bir krize doğru ilerlediğini belirterek ABD tarafına “istikrarlı bir çizgi izlemeyi” tavsiye etti. “Her iki tarafın yürüttüğü siyaset Tayvan’ın demokratik özerk bir yapı olmasını sağladı ve ABD ile Çin arasında barışı 50 yıldır korudu.” diyen Kissinger, “Temel yapıyı değiştirecek gibi görünen adımlarla ilgili çok dikkatli olunmalı.” ifadesini kullandı.
Kissinger böylece Çin’in büyük tepki gösterdiği ABD Temsilciler Başkanı Nancy Pelosi’nin ziyaretini üstü kapalı bir biçimde eleştirdi. Çinli yetkililer, ABD ve Pelosi’ye yönelttikleri sert eleştirilerde “statükoyu değiştirme girişimine” sıkça atıfta bulunmuştu.


KIRIM VE DONBASS’IN BİR KISMI RUSYA’YA BIRAKILMALI


Ukrayna Savaşı’nda bir anlaşmanın er geç olacağını söyleyen Kissinger, 2014’te kazandığı Kırım ve Donbass’ın bir kısmının Rusya’ya bırakılması gerektiğini söyledi. Gazete, Kissinger’ın 8 yıl önce imzalanan ancak krizi çözmeyi başaramayan Minsk Anlaşması’ndan farklı ne yapılabileceği sorusuna net bir yanıt veremediğini aktardı.


Kissinger daha önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in güvenlik endişelerinin ciddiye alınması gerektiğini ve Ukrayna’nın NATO’ya üye yapılmak istenmesinin hata olduğunu söylemişti. Ukrayna’nın Finlandiya gibi Batı ile Doğu arasında tarafsız bir ülke olması gerektiğini savunan Kissinger’ın fikirleri Batı kamuoyunda büyük tepki doğurmuştu.


Kissinger, Rusya’nın operasyonundan sonra “ok yaydan çıktı” diyor ve Ukrayna NATO üyesiymiş gibi davranılması gerektiğini söylüyor. Ancak yine de anlaşmanın kaçınılmazlığına işaret ederek Rusya’nın kazandıklarını bırakmayacağının altını çiziyor.

KISSINGER KİMDİR?

Henry Kissinger, Richard Nixon’ın ABD Başkanlığı döneminde 1973-77 arasında Dışişleri Bakanlığı yaptı. Bu dönemde “Aynı anda iki büyük güçle birden savaşmamalıyız.” siyasetinin savunuculuğunu yaptı ve ABD ile Çin arasında diplomatik ilişki kurulmasında başrolü oynadı. Kissinger’ın fiili bakanlık dönemi 50 yıl önce sona erse bile adı, günümüze kadar süren bir dış siyaset ekolüyle anılır hale geldi. ABD küresel startejisinde bir “Kissinger efsanesi” oluştu, eserleri diplomatların başucu kitabı haline geldi. Onun ismiyle anılan üniversite kürsüler var.
Kissinger, emperyalizmin “gerçekçi” kanadının en önemli fikri liderlerinden biri. Bugün Biden’ın temsil ettiği saldırgan dış politika stratejisini, Davos Ekonomi Forumu’nda yaptığı ses getiren konuşmasından beri, üstüf kapalı bir şekilde “akılcı olmamakla” eleştiriyor.

Sonraki Haber