Karma eğitimle kimin sorunu var?

Prof. Dr. Tülin Oygür, MEB verilerine göre 2022’de kız çocuklarda okullaşma oranının, yüzde 95’lere ulaştığına dikkat çekti. Oygür ‘Milletimizin karma eğitimle hiçbir sorunu yoktur!’ dedi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, önceki gün bir televizyonda, bazı ailelerin kız çocuklarını ‘erkekler var’ diye okula göndermediğini ileri sürerek "Gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz" sözleri büyük tepki çekti.

Konu hakkında Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür ile Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal’ın değerlendirmesine başvurduk. İnal, karma eğitimin çocukların, gençlerin gelişimi bakımından daha sağlıklı olduğunu belirtirken, Oygür karma eğitim sisteminden geri dönüşün kabul edilemeyeceğini söyledi.

LGBTİ GİBİ CİNSİYETİ ÇOCUKLUĞA İNDİRİYOR!

Prof. Dr. Tülin Oygür, Bakan Tekin’in sözlerini değerlendirirken çarpıcı bir saptamada bulundu. “Karma eğitim, bizim yasalarımız gereğidir, ayrıca geleneğimizdir, geleneğimiz olmuştur. Millet bununla çatışmıyor. Kimi anlatıyor Bakan Bey? Azınlık bir grubu; yobaz, gerici yurttaşımızın sözlerini anlatıyor.” ifadelerini kullanan Oygür şöyle sürdürdü:

“Sözlerde de çok büyük hata var. ‘Kız çocuğunu erkekle aynı okula yollamak.’Senin kızın çocuk, okuldaki erkek de çocuk. Çocuk bunlar! Sen şimdi ne yaptın? Kadınlığı, erkekliği getirdin, çocukluğa indirdin. En gerici noktaya getirdin! Nereye getirdin: LGBT ile aynı safa geldin! Çocukta cinsiyetçiliği konu yaptın! LGBT de cinsiyeti beş yaşına, üç yaşına kadar indirmiyor mu? Onlar bunu bir yoldan yapıyor, sen de bunu götürüp öbür yoldan yapıyorsun. Aynı şey. Onun için biz LGBT'ye çağın en büyük geriliğidir diyoruz zaten.”

Prof. Dr. Tülin Oygür’ün ‘kız okulları’ konusuna ilişkin değerlendirmesini sunuyoruz:

Tülin Oygür

NEREDE KALDI ‘TÜRKİYE YÜZYILI’

Bakan Bey, yeni Milli Eğitim Bakanı olarak, Türkiye Yüzyılı kavramının içini doldurmakta Bakanlığının en önemli işleve sahip olacağını söylüyor, doğrudur. Bir ülke, geleceğini şekillendirme stratejilerini en başta milli eğitim sistemiyle dokur, ortaya koyar. Çağın hedefinden, çağın üstüne çıkma hedefinden bahsediyor ve bunun eğitimle olacağını söylüyor. Aynen katılıyoruz. Güzel bir söz de söylüyor, ‘Eğitimde toplumsal seferberlik ilan etmek gerekir’ diyor. Bu ilginç, bir anlamda eğitim sistemimizin noksanlarını da belirtmiş oluyor. Bu açıdan da olumlu buluyoruz bu ifadeyi.

DİĞER SÖZLERİYLE TAMAMEN ÇELİŞİYOR

Fakat sonrasında Sayın Bakan’ın söylediği “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum, diyen aileler varsa, bu da onların temel hak ve özgürlükleridir, hürriyetleridir, ben demokrasi, özgürlük taraftarı bir kişiyim, neden kız okulları açmayalım o zaman” ifadesi son derece vahimdir.

Bu ifadeler, bir kere buraya kadar doğruladığımız her şeyle çelişiyor. Çağdaşlaşmayla, çağın üstüne çıkma hedefiyle, eğitim seferberliğiyle, her şeyle çelişiyor. Yani hepsini yıkıyor bu cümlesiyle.

MEB VERİLERİ: KIZLARDA OKULLAŞMA YÜZDE 95

Çok sorunlu ifadeler dememizin iki nedeni var. Bir kere Sayın Bakan’ın bu ifadeleri bizzat Milli Eğitim Bakanlığı'nın verileriyle tamamen çelişiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesine giriyoruz. 2022’de Bakanlık internet sayfasında şu ifadeler var: Beş yaştaki okullaşma oranı kızlarda yüzde 95’e ulaştı. Ortaöğretimdeki okullaşma oranı yine yüzde 95’e ulaştı. Ortaokullarda kızların okullaşma oranı ilk kez erkekleri geçti. Milli Eğitim Bakanlığı bir başarısını koymuş buraya.

Milli Eğitim Bakanlığının önceki uygulamalarını tebrik ediyoruz. Güzel. Okullaşma oranını arttırmışlar. Nitelikten bağımsız, rakamlar üzerinden söylüyoruz. Buradan anlıyoruz ki 100 yıllık laik Cumhuriyetimizde kız çocuğunu erkek çocuklarla yan yana olmaması için okula göndermeyenler, milletimiz içindeki çok dar bir gerici yobaz kesimdir. Bu açık! Yoksa milletimizin ezici çoğunluğunun karma eğitimle hiçbir sorunu yoktur.

Yusuf Tekin

O YURTTAŞI EĞİTMEK BAKANLIĞIN GÖREVİ

Bakan Bey'in, sözümüzün başında işaret ettiğimiz büyük iddialarına, sözlerine bakarsak, ‘Çağın ötesine çıkacağız, bunda da Milli Eğitim Bakanı birinci sorumlu bakanlıktır’ sözlerine bakarsak ne demesi lazım? Biz erkek çocuk var diye çocuğunu okula göndermeyen aileleri tek tek bulup ikna edeceğiz, demesi lazım. Çünkü devletimizin gerici zihniyetteki yurttaşlarımızı yukarı çekme görevi var bugün. Biz bu yurttaşlarımızı da ele almak zorundayız. Türkiye gerçeğiyle, dünya ve bilim gerçeğiyle tanıştırmak zorundayız. Ve burada da esas birinci görev Milli Eğitim Bakanlığı’na düşüyor.

Gazetelerde okuyoruz, Aydınlık'ta çok çıkar bu haberler. Köy öğretmeni,pırıl pırıl gencecik,idealist, vatansever, insansever, köyde gidiyor, kapı kapı aileleri ziyaret ediyor, çocuklarını okula göndermeleri için ikna ediyor ve o çocukları okula kazandırıyor. Bunu bir öğretmen kendi başına, kendi olanaklarıyla yapıyor. Koskoca Bakanlık da bunun için çaba göstersin!

KARMA EĞİTİM OSMANLI’NIN SON DÖNEMİNDE BAŞLADI

Bu kesimlerin ifadelerine yaslanarak, ‘Karma eğitim esastır biliyoruz ama kız çocukları için de okul açabiliriz’ demek ne demektir? Bir devlet böyle mi olur? Devlet, eğitim gibi geleceği şekillendireceği bir kurumun temelini, en geri taleple biçimlendirebilir mi?

Siz karma eğitimde bu gerekçeyle nasıl bir gedik açarsınız? Çok vahimdir, kabul edilemez!

Sayın Bakan’ın bu sözleriyle karma eğitim konusunda yüz küsur yılın gerisine gittik. Karma eğitim Cumhuriyet'le gelmedi. Osmanlı'nın son döneminde başladı, sonra 1924’te Tevhidi Tedrisat ile yasalaştı, birkaç yıl sonra da ortaokulda yasalaştı. Osmanlı’nın son döneminde karma eğitimde olan okul sayısı, kız erkek ayrı olanlardan biraz daha fazlaydı.

‘TEMEL HAK’ GEREKÇESİNİ UNUTUN!

Sayın Bakan'a bizim bir tavsiyemiz var. Konu devletin idaresi, yasalar, Milli Eğitim sistemi olduğunda, aman ‘temel hak ve özgürlükler’ kelimesini çok dikkatli kullansın. Şimdi NATO’yu konuşuyoruz. Türkiye'nin bağımsızlığı, bütünlüğü saldırı altında. Neoliberal kültürel saldırının baş aygıtlıklarından olan uyuşturucuyu özendirme, LGBT dayatması, anadilde eğitim… Bakın bunların hepsinin altında ‘temel hak ve özgürlükler’ talepleri yatıyor.

Bu o kadar öyle kolay ağızdan çıkacak bir söz değildir. Devlet önce kendi varlığını, kendi gelecek ufkunu ortaya koyar, buna uygun stratejileri yapar, yasalar koyar. Devletin yasalarıyla çelişen temel hak ve özgürlükler olmaz. Bu kavramlar son 40-50 yıldır emperyalizmin hizmetinde kullanılıyor. Karma eğitim sistemini delecek hiçbir şey temel hak ve özgürlük olamaz.

CKD olarak Sayın Bakan’la biraz sık muhatap olacağız gibi duruyor. Eğitim sistemimizle ilgili bir çalışma yapıyoruz. Okullara imamların atanmasıyla gündeme gelen ÇEDES konusu var, Andımızın okullarda okutulması konusu var, Kapsayıcı Eğitim konusu var. Bunlar nedir, ne değildir, ince ince çalışıyoruz. Yapılan iyi işler de var elbette… Tamamlayınca kamuoyuyla paylaşacağız, önerilerimizi bildireceğiz.

MİLLİ EĞİTİM’İN GÖREVİ O AİLELERİ EĞİTMEK!

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Neslihan İnal, bir yandan karma eğitimin hayatın gerçeklerine uygun ve çocukların gelişimi açısından sağlıklı olduğunu vurgularken, bir yandan da halk eğitiminin devletin görevi olduğuna dikkat çekti. Aynı zamanda Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Derneği Başkanı olan İnal, sorularımızı yanıtladı:

  • Kız erkek karma eğitim çocukların eğitimi, psikolojisi açısından önemli mi sizce?

KARŞI CİNSE İLGİYİ ARTIRAN BİR TUTUM

- Günümüzde karma eğitimin ben daha uygun olduğunu düşünüyorum. Çocukların karşı cinsi anlayabilmesi, tanıyabilmesi, sosyalleşebilmesi, bunu gelişim süreçleri içerisinde yaşıyor olabilmesi, önemli. Birtakım sınırlar koymak, tabuların, kafada bir takım aşılamayan duvarların oluşmasına, bu tür bir algının yerleşmesine yol açabilir.

  • Çağımızda ayrı eğitimin artık bir yeri olmadığını düşünüyorum.

Gençlikte eğer karşı cinsle ilişkisini sınırlıyormuş gibi tutum ve davranış içine girerseniz, çocukta tepki, yasaklanana daha çok merak, daha çok tanıma isteği yaratabilir. Ergenlikte zaten karşı cinsi tanıma ihtiyacı çok artıyor. Bunu doğal süreç içerisinde, arkadaşını görerek, gözlemleyerek daha iyi yaşayacak ve tatmin olacak çocuk.

Ben karma okulda okudum ama bizim yakınımızda kız lisesi vardı; önünde sürekli çok büyük bir erkek grubunun beklediğini hep görürdüm. Yani bu tür ayrımlaşmalar bence karşı cinse ilgiyi artıran bir tutum. Ergenlik çağında özellikle.

KADIN VE ERKEK AYNI ORTAMDA YAŞIYORUZ

  • İleride karşı cinsle ilişki kuramama gibi sıkıntılara yol açar mı?

- Evet, tabii! Biz kadın ve erkeklerin, aynı ortamda yaşamaya alışmamız gerekiyor. Birlikte ekip çalışması içerisinde olacağız. O yüzden her iki cinsin birbirini tanıması bence çok önemli. Bunu da ergenlik çağında başlatmak daha sağlıklı. Ben karma eğitimin daha uygun olduğunu düşünüyorum. Zaten bu tür ayrımlar günümüzde artık marjinal kaldı. Din eğitimi veren okullar bile karma; kızlar erkekler bir arada okuyorlar. İmam Hatip liseleri de yurt dışındaki Katolik hisseleri de öyle.

Ergenlik çağında karşı cinsle ilgili bilgisi olmayan, merakı olan, acaba nasıl bir şey, ne yapar, nasıl yaşar, neyle ilgilenir, nasıl iletişim kurar, bu ilginin olması çok doğal. Hormonal değişimler zaten bu ilgiyi getirecek her iki tarafta da. Bunların tatmin edilmemiş olması hayatın bir döneminde mutlaka tatmin edilme ihtiyacı yaratacaktır.

KÖY ENSTİTÜLERİ GİBİ PROJELER LAZIM

  • Ne yapmak lazım?

- Amaç kızların okumasını sağlamaksa, halka bunu anlatmak çok zorsa, belki bölgesel olarak, çok kısıtlı olarak bu tür bir şey olabilir ama bunu bahane edip ülke sathına yaymak doğru bir hareket olmaz. Çözüm, o aileleri eğitmek olmalıdır kesinlikle. Aslında Milli Eğitim'in ya da bir devlet politikası olarak genel anlamda bir halk eğitimi şart. Keşke Köy Enstitüleri gibi projeler tekrar günümüze uyarlansa, canlansa, bunlara ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Köylüsünden kentlisine bütün ülkede halka yönelik her konuda eğitimin arttırılması, özendirilmesi, belki yayınların TV yayınlarının, medyanın ona göre plana dahil edilmesi, bir devlet politikası olabilir, olmalı.

Sonraki Haber