Kızıl Köşk turizme kazandırılacak
Kayseri'de 2. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine ait olduğu belirlenen tarihi köşkün gün yüzüne çıkarılması için Büyükşehir Belediyesince başlatılan kurtarma kazıları sona erdi. Kızıl Köşk, restore edilerek turizme kazandırılacak.
Sahip olduğu manzara ile kentin seyir terası olarak da adlandırılan Billur Bağları'nda yer alan tarihi köşkün yeniden ayağa kaldırılması için Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından 2020 yılında çalışma başlatıldı.
Kurtarma kazıları sona eren ve temizleme çalışmaları tamamlanan köşk, restore edilerek hizmete açılacak.
Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Daire Başkanı Gürcan Senem, 2014 yılında Kızıl Köşk'te temizlik ve kazı çalışmaları yapılması yönünde Koruma Bölge Kurulunca karar alındığını ancak o dönemde bu çalışmalara başlanamadığını söyledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç'ın destekleriyle 2020 yılında kazıların yapılmasına karar verildiğini anlatan Senem, "Bu alanda kazı çalışmalarına başladık. Kızıl Köşk, adını 1246 tarihli bir vakfiyeden alıyor. Bu vakfiye 2. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine ait. Vakfiyede Kızıl Köşk civarında akan iki su ile tarlaların sulanmasından söz ediliyor. Vakfiyenin şahitlerinden biri de Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri." diye konuştu.
YAPININ TARİHİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR
Kitabesi olmadığı için yapının net tarihinin bilinmediğini aktaran Senem, arkeolojik disiplin içinde gerçekleştirilen kazılarda tonozların içinden 2. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemine ait orijinal bir sikke çıktığını belirtti.
Yapıdaki bazı buluntulardan eserin Moğol istilasında tahrip edilmiş olabileceğine dair görüş de bulunduğunu ifade eden Senem, köşkün 1237-1243 yılları arasında yapıldığını söylemenin doğru olabileceğini ifade etti.
'YAPIDA MAALESEF DEFİNECİLERİN YAPTIĞI TAHRİBATLAR SÖZ KONUSUYDU'
Kızıl Köşk'ün Kayseri'nin bağlık alanlarından Billur Bağları'na inşa edildiğine dikkati çeken Senem, şunları söyledi.
"Yapı dört bölümden oluşuyor, bunları sınıflandırdık. Yapının birinci bölümü yüzde 50 ayakta kalmış, çini bulunan bir odası var. Sultanın oturduğu baş oda olarak nitelendirebiliriz. İkinci kısımda ayakta kalan daha çok yapı var. Biz yapının kendi kimliğini anlayabilecek kazıyı bitirdik. Ana yapının kazısını tamamladık. Bir yapıyı olduğu gibi özgün döneminde ayağa kaldırmak ya da modern müdahalelerle yapıyı korumak mümkün. Biz bunu dengeli götürmek istiyoruz. Yapıda maalesef definecilerin yaptığı tahribatlar söz konusuydu. Kazı sonucu özgün yapıya ulaştık. Yaklaşık 350 metrekarelik bir alanda kazı yaptık."
Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtım Daire Başkanı Gürcan Senem, restorasyon projesinin onaylanmasının ardından yenileme çalışmalarının başlayacağını ifade etti.