Kobani davasında karar bu hafta

Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da sanıkları arasında yer aldığı Kobani olaylarına ilişkin görülen davada kararın 16 Mayıs'taki duruşmada açıklanması bekleniyor. Olayların PKK talimatıyla meydana geldiği belirtilirken sanıklar hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis isteniyor.

HDP'nin yaptığı çağrılar sonucunda Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılandığı dava sona geldi. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmada sanıkların son sözleri alınmıştı. 16 Mayıs'ta görülecek olan duruşmada ise kararın açıklanması bekleniyor. Davanın sonuçlanmasına kısa bir süre kala DEM Parti ile Kobani davası üzerinden pazarlık yapıldığı şeklinde iddialar ortaya atılsa da savcılığın hazırladığı esasa ilişkin mütalaada sanıkların örgütsel eylemleri detaylı şekilde aktarılmıştı.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ

Davada Cumhuriyet savcısının sunduğu esas hakkındaki mütalaada Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun da aralarında bulunduğu 36 sanığın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenilmişti. Ayrıca Demirtaş ile birlikte toplam 26 sanığın, aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin "nitelikli insan öldürme" suçundan 6'şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edilmişti.

'PKK YÖNETİCİLERİYLE KARAR VERDİLER'

Cumhuriyet savcısı tarafından dosyaya sunulan 5 bin 268 sayfalık mütalaada şöyle denilmişti:

Sanıkların yaptıkları miting, gösteri vb. örgütsel faaliyetlerdeki konuşmalarında; ırk ayrımcılığı ve nefret söylemlerinde bulunmak, direniş ve isyandan bahsetmek sureti ile sürekli şiddeti ayakta tutmak, hemen hemen her konuşmada Kürdistan'tan (Kuracakları hayali ülke) bahsederek bir ulus ve millet algısını meşrulaştırmak, PKK-KCK silahlı terör örgütü yetkilileri ile görüşmek amacı ile Kandil'e giderek burada emir ve talimat almak... şeklindeki eylemleri örgütsel faaliyet olarak gerçekleştirdikleri görülmektedir. Sanıklar bu eylemleri gerçekleştirirken legal bir parti oldukları ve demokrasinin tanıdığı hakları kullandıklarını ileri sürmektedirler. Ancak yukarıya alınan eylemlerin tamamı PKK-KCK silahlı terör örgütü yöneticileri ile birlikte karar verilen ve uygulamaya konulan faaliyetlerdir.

DEMİRTAŞ’IN ÖRGÜTSEL EYLEMLERİ

Mütalaada, Selahattin Demirtaş'ın yıl yıl gerçekleştirdiği örgütsel eylemlere yer verilmişti. Demirtaş'ın eylemlerinden bazıları şöyle sıralanmıştı:

13 Temmuz 2008 tarihinde Selahattin Demirtaş ile Ahmet Yıldırım isimli şahsın yaptıkları görüşmeye göre, Demirtaş demokratik özerklikle ilgili çalışmaları bizzat yaptı ve 2008 yılında bu konularda bir akademisyenden yardım aldı.

12 Eylül 2008 tarihinde Selahattin Demirtaş ile Nadir Yıldırım isimli şahsın yaptıkları görüşmeye göre, Bingöl kırsalında ölen örgüt mensuplarının cenazelerinin defni ile ilgili olarak KCK/TM sözcülerinden Nadir Yıldırım, Selahattin Demirtaş'ı arayarak yardım istedi.

16 Şubat 2009 tarihli Selahattin Demirtaş ile Mazlum Tekdağ isimli şahısların yaptıkları görüşmeden; KCK/TM sosyal alan merkezine bağlı gençlik komitesinde faaliyet yürüten Mazlum Tekdağ'ın belediye başkanlığına aday olan şahıslara örgütsel eğitimler verileceği hususlarında Selahattin Demirtaş'a bilgi verdiği belirlendi.

16 Şubat 2009 tarihli Selahattin Demirtaş ile Ali Şimşek isimli şahısların yaptıkları görüşmeden, KCK/TM üyesi Ali Şimşek'in terör örgütü elebaşısının yakalanmasının yıl dönümünde Diyarbakır'da çıkan olaylarla ilgili basın açıklaması yapmayı planladıkları, bu konuyu Demirtaş'a aktardığı, Demirtaş'ın bu olaylar için basın açıklaması değil meydanda çok fazla geniş katılımlı yürüyüş yapmaları, geniş katılım için herkese ve yerel basına haber vermeleri yönünde talimat verdiği tespit edildi.

TERÖRİST CENAZELERİNE KATILDI

Mütalaada Demirtaş'ın 2010 yılında BDP genel başkanı olduğu, bu dönem içerisindeki eylemleri başkan olarak gerçekleştirdiği kaydedildi.

28 Temmuz 2010 tarihli olay tutanağına göre Selahattin Demirtaş, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenip PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen ve şiddete dönüşmesi nedeniyle zorla dağıtılan etkinliğe katıldı.

Selahattin Demirtaş, izin alınmadan ve örgüt çağrısı üzerine düzenlenen ve dağılma ihtarı yapılmasına rağmen dağılmayan ve bu şekilde yasadışı PKK terör örgütünün propagandasına dönüşen mitinge katıldı.

Demirtaş, milletvekili olmasına rağmen PKK terör örgütü ve illegal uzantılarının yaptığı eylem çağrıları doğrultusunda Tunceli'nin Pülümür ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile girdiği çatışmada öldürülen terör örgütü mensuplarının Diyarbakır'daki cenaze törenlerine katıldı.

PKK'LI TERÖRİSTLERİ ÖVDÜ

Selahattin Demirtaş'ın, 14 Ekim 2012 tarihinde Ankara Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda BDP'nin 2. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmasında sık sık "Kürdistan" ibaresini kullandığı, tutuklu veya hükümlü olan PKK terör örgütü mensuplarını "siyasi rehine" olarak lanse ettiği, devlet ve hükümet yetkililerine hitaben "muhataplarınız Öcalan, KCK yetkilileridir" şeklinde çağrıda bulunduğu, konuşmasında öldürülen bazı PKK terör örgütü mensuplarını övdüğü tespit edildi.

2013 yılında Demirtaş hakkında vatandaşlar tarafından çeşitli ihbarda bulunuldu. İhbarlara konu olayın öncelikle aralarında sanığın da bulunduğu milletvekillerinin Kuzey Irak’taki PKK silahlı terör örgütü mensupları ile birlikte çektirdikleri fotoğraflar olduğu, buna ilişkin olarak yapılan inceleme sonucunda suç isnadında bulunulan sanığın terör örgütünün destekçileri olduğunu belli edecek şekilde hareket ettiği tespiti yapıldı.

İSYAN ÇAĞRILARI

7 Ekim 2014 tarihinde ANF isimli internet sitesinde "Eşbaşkanlar sınır nöbetinde" başlıklı haberde, DTK Eşbaşkanı Selma Irmak, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek ile HDP’li milletvekillerinin Dewşen Köyü’nde sınır nöbeti tutan halkı ziyaret ettiği Demirtaş'ın burada, “Kobane her yerdir. Van, Amed, Hakkari, Erzurum’dur. Her yer aynı onurlu duruşla ayaktadır” dediği yer aldı.

Demirtaş'ın 19 Eylül 2014 tarihinde, "Gençlere IŞİD'e karşı cephede savunma çağrısı yapıyorum. Bugün herkesin Kobani'nin yanında olma günüdür, Suruç'ta insanlar çadır açacak, Sivil eylem ve etkinlikler yapacaklar ama bununla yetinilmemeli. Bütün gençlere IŞİD'e karşı cephede savunma çağrısı yapıyorum. Bugün Kobani'de insanlık onuru savunuluyor, mademki uluslararası güçler sessiz kalıyorsa, madem ki Türkiye bu kadar sessiz kalıyorsa, Türk'ü ile Kürd'ü ile Alevi'si ile Sünni'si ile gençler gidip Kobani'de IŞİD barbarlığına karşı direnebilmelidir. Açıkça bu çağrıyı yapıyorum, bu bir insanlık borcudur aynı zamanda." şeklinde açıklamaları basında yer aldı.

ÖZERKLİK TALEBİ

ANF'de 15 Eylül 2015 tarihinde yer alan habere göre HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Yüksekova'da yaptığı konuşmada, öz yönetim istediklerini belirtti. Demirtaş, AKP ve Erdoğan'a karşı ortak mücadele çağrısı yaparak, "Omuz omuza, el ele dik duralım ve bu saldırılara geçit vermeyelim" diye konuştu. Demirtaş, "Halkımızın elde ettiği görkemli zafere tahammül edemeyenler, bu iradeye günbegün saldırmaktadırlar. Bu saldırıların en şiddetli olduğu Gever'de halkımız görkemli bir şekilde direniyor. Selam olsun bu direnişe. Cami, kilise ve cemevi ayrımı yapmaksızın, herkes özgürce ibadetini yapacak. Bir de herkes kendisini yerelden yönetecek, öz yönetim olacak. Bu da demokratik özerkliktir. Bu 3 demokratik formülle yola çıktık" ifadelerini kullandı.

Sonraki Haber