Kobani davasında sona doğru
Kobani olaylarına ilişkin görülen davada sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmaları devam ediyor. Sona gelinen davada savunmaların ardından sanıkların son sözlerinin alınması ardından da kararın açıklanması bekleniyor.
HDP'nin yaptığı çağrılar sonucunda Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmada sanıklar ve avukatları, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin son savunmalarını yaptı. Önceki gün başladığı savunmasına devam eden eski HDP MYK Üyesi Mesut Bağcık, "Benimle ilgili tahliye kararı geç verilmiş bir karardır. Hiç tutuklanmamam gerekirdi. Benzer durumdakiler hakkında da aynı kararlar verilmeli. Partinin verdiği görevler doğrultusunda çalıştım. Ben örgütlenme komisyonunda çalışmalar yürüttüm." ifadelerini kullandı. Davada Bağcık'ın savunmasının ardından sırayla diğer sanıklar ve avukatları esas hakkında savunmalarını yapacak. Daha sonra da sanıkların son sözleri alınıp karar açıklanacak. Savunmaların süresi ve duruşma periyotları dikkate alındığında davanın 2023 sonu ya da 2024 yılı başı gibi tamamlanması bekleniyor.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ
Davanın önceki duruşmalarında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını dosyaya sunmuştu. 13 bölümden oluşan 5 bin 268 sayfalık mütalaada sanıklar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun da aralarında bulunduğu 36 sanığın "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenilmişti. Ayrıca Demirtaş ile birlikte toplam 26 sanığın, aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 6 kişinin öldürülmesine ilişkin "nitelikli insan öldürme" suçundan 6'şar kez daha ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırılması talep edilmişti.
'KANDİL'DEN EMİR ALDILAR'
Cumhuriyet savcısı tarafından dosyaya sunulan 5 bin 268 sayfalık mütalaada şöyle denilmişti:
"Sanıkların yaptıkları miting, gösteri vb. örgütsel faaliyetlerdeki konuşmalarında; ırk ayrımcılığı ve nefret söylemlerinde bulunmak,direniş ve isyandan bahsetmek sureti ile sürekli şiddeti ayakta tutmak, hemen hemen her konuşmada Kürdistan'dan (Kuracakları hayali ülke) bahsederek bir ulus ve millet algısını meşrulaştırmak, Kandil'e giderek burada emir ve talimat almak... şeklindeki eylemleri örgütsel faaliyet olarak gerçekleştirdikleri görülmektedir. Sanıklar bu eylemleri gerçekleştirirken legal bir parti olduklarını ileri sürmektedirler. Ancak eylemlerin tamamı PKK-KCK silahlı terör örgütü yöneticileri ile birlikte karar verilen ve uygulamaya konulan faaliyetlerdir."