‘Kokarca tehlikesi hızla büyüyor’
İlk kez Artvin’de görülen istilacı kahverengi kokarca Sakarya’ya kadar geldi. Fındığa verdiği zarar hasatla birlikte ortaya çıktı. Sebze ve meyvelere de musallat olan böceğin kış aylarını yerleşim yerlerinde geçirdiği, yeni sezonda çoğalmaması içinse şimdiden önlem alınması gerektiği belirtildi.
Kahverengi kokarca böceği her geçen gün üreticiyi ve üretimi tehdit etmeye devam ediyor. Böceğin bu yılki zararları, hasatla birlikte ortaya çıktı.
İlk kez 2016 yılında Artvin ilinde görülen istilacı kokarca böceği, İstanbul iline kadar yayılmış durumda. Ege ve Akdeniz’de ise yeni yeni görülmeye başlandı.
Kokarca böceğinin en yaygın olduğu iller içerisinde Sakarya da var. Bu böceğin özelliklerini, zararlarını ve nasıl mücadele edilmesi gerektiğini Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı ve Akyazı Ziraat Odası Başkanı Ali Şener Bayraktar ile konuştuk.
RANDIMAN DÜŞÜK
Bayraktar, böceğin kendi bölgelerinde yarattığı zararlar hakkında şu bilgileri verdi: “2017 yılı itibarıyla ülkemizde görülmeye başladı ve o yıldan sonra da yeterli mücadele yapılmadığı ve farkına varılmadığı için bu aşamaya geldik.
Her yıl sayısının artması ile birlikte gördük ki artık ülkemizdeki önemli ekonomik değeri olan ürünlerimizi tehdit ediyor. Doğu Karadeniz bölgesinde Ordu, Giresun illerinde artık mücavir alanlarda, meskun mahallerde, evlerin bulunduğu, insanların yoğun yaşam alanlarında bile insan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşmış durumda.
Kokarca son derece istilacı bir böcek. Hızla üreyebilen ve hızla hareket edebilen bir böcek. Geçen sene Doğu Karadeniz bölgesinde özellikle Ordu ilimizde ekonomik zararları görüldü. Batı Karadeniz bölgesindeki fındık bölgelerinde de yoğun bir şekilde görülmeye başladı. Hasat sırasında zararı ortaya çıktı. Randıman düşüklüğü itibariyle de satılamaz hale gelen, ekonomik değeri olmayan ürün fındıklarımız da var.”
BAŞKA ÜRÜNLERE DE ZARAR VERİYOR
Bayraktar, kokarcanın fındık dışında da ürünlere zarar verdiğini belirterek şunları söyledi:
“Fındıkta yoğun olarak görülmekle birlikte mısıra da musallat olmuş durumda. Kavak ağaçlarına bile musallat olduğu konusunda ihbarlar geldi. Bunun dışında yaş sebzeden, yaş meyveye kadar bütün ürünleri tehdit ediyor.
Mevcut biyolojik yapısı sebebiyle bir taraftan ağız yapısıyla delmeye ve emmeye müsait. Bitkinin öz suyunu emme sonrasında oraya bıraktığı sıvı ile ürünün çürümesine sebebiyet veriyor.”
MÜCADELE SABIR İSTER
Bayraktar, böcekle çok yönlü bir mücadele gerektiğini belirterek bu konuda geç kalınmaması uyarısında buundu. Bayraktar şöyle devam etti:
“Ortak bir mücadeleyi gerektiren ve mutlak surette devlet politikası haline dönüşmüş tedbirlerle mücadele edilmesi halinde başarılı olunur.
Bu zararlı havaların sıcak olduğu, tarımsal faaliyetin yürüdüğü süreç içerisinde tarımsal alanlardaydı. Burada ihtiyacı olan beslenmeyi sağladı. Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte kendisi için korunaklı alanlara doğru yönelmeye başladı. Çünkü beslenme dönemini bitiriyor. Bu süreçte yaşamını devam ettirebilmesi için belli bir sıcaklık ortamında yaşamak zorunda. Bunun için de evlere, samanlıklara, ahırlara gelmeye başladılar. Böcekler sadece çiftçi için değil bütün vatandaşlar için tehdit olmaya başladı. Bu durumda mücadele insanların yoğun olarak bulunduğu yerlerde yapılmalı. İnsanların yaşam alanlarına yönelmesiyle buralarda nasıl bir zarar vereceğini tam olarak bilmiyoruz ancak buralarda yaşamını sürdürdükten sonra tekrar ekili alanlara yönelerek zarar vermeye devam edeceği gerçek. Bu ortamı sağlamamak için mücadele kışın da sürmeli. Devletin bununla mücadele etmesi şart. Yoksa başarı şansı mümkün değil.
Biyolojik ve kültürel mücadele yöntemleri geliştirilmeli. En doğal mücadele böcek yiyen böcekler geliştirilmeli. Tarım Bakanlığı tarafından fındık üretim alanlarında doğaya bırakılan samuray arıları var. Bunun gibi yöntemler geliştirilmeli. İnsanların yaşadığı yerlerde de sağlığı tehdit etmeyen ilaçlar kullanılmalı.”