Köpek beslerken ‘minnoş köpek’ olmayın!

Veteriner Hekim Kutlu Dayıoğlu anlattı: Köpeği alıyor birçok insan, ‘O benim çocuğum, canım, kıyamam. Yataklarda yatırayım. Onu seveyim, okşayayım’ biçiminde davranıyor… Nasıl davranmalıyız? Dayıoğlu ‘Kimse kusura bakmasın’ dedi ve ekledi: Minnoş hayvan olmayın!

Sokak hayvanları, saldırılar, kuduz vakaları bitmez tükenmez bir sorun. Hayvanları ne yapacağız, barınakta mı tutacağız, sokağa mı salacağız tartışmasının da sonu gelmiyor. Ancak sorulmayan bir soru var. İnsanların hayvanlara davranışlarında sorun yok mu, nasıl davranmalıyız?

Veteriner Hekim Kutlu Dayıoğlu, “Kimse kusura bakmasın” dedi ve ekledi: Minnoş hayvan olmayın! Dayıoğlu bu ifadeyi şöyle açıkladı: “Köpek ve kedi sahiplerinin de birazcık dikkatini çekmek için, onları rahatsız etmek için diyorum ki siz de köpeğinize veya kedinize, sizi rahatsız ettiği zaman tepki vermediğinizde, siz de ‘minnoş hayvan’ gibi oluyorsunuz.”

Dayıoğlu pek çok sorunun kaynağının burada olduğunu, bunun iyi anlaşılması gerektiğini anlattı. Dayıoğlu, “Bir köpek alındığı zaman bununla ilgili mutlaka bir eğitim alınması gerekiyor. Bu hayvanı nasıl gezdirecek, nasıl zapt edecek, nasıl davranacak? Bunlar çok önemli. Köpeğin de eğitim alması mümkün” dedi.

Dayıoğlu sorularımızı yanıtladı:

SEVGİ VERMEK LAZIM AMA DİSİPLİN DE GEREKİYOR

  • Hayvan sahiplenen kişi, hayvan bakımı ve eğitimiyle ilgili mutlaka eğitim mi almalı?

Sahiplenen kişi eğitim alacak, o da köpeğine eğitim verebilecek. Bununla ilgili kitaplar var, videolar var.
Özellikle geçmişi belli olmayan yani yavruluktan itibaren büyütülmemiş köpeklerde, huylarını bilmediğimiz için problemler ortaya çıkabiliyor. Ama sorumlusu köpek değil.

Köpeği alıyor birçok insan, ‘O benim çocuğum, canım, kıyamam. Yataklarda yatırayım. Onu seveyim, okşayayım’ biçiminde davranıyor. Tamam, köpeğe sevgi vermek lazım ama tıpkı çocuklarda olduğu gibi ona sınırlar koyup disiplin de uygulamak gerekiyor. Kötü disiplinden ya da şiddetten bahsetmiyorum. Psikologların, pedagogların çocuklar için söyledikleri, köpekler için de geçerli. Sınırları doğru çizmediğimiz zaman, kocaman bir köpek, kontrol de edilemez ve sürpriz yapabilecek duruma gelebiliyor. Özellikle de sahibi tarafından ‘canım, cicim’ diye fazlasıyla beslenen ve yükseltilen köpeklerde agressyon daha çok görülüyor. Sahibi de doğru zamanda doğru tepki vermeyi bilmediği zaman, köpek kendini daha üstün görmeye başlıyor.

KÖPEKLERİN BİRBİRİNE TEPKİSİNE BAK!

  • Saldırganlık davranışı karşısında nasıl davranmalıyız?

Köpeklerin birbirlerine verdikleri tepkiler var. Örneğin iki köpek birbiriyle oyun oynarken biri hırlarsa veya benzeri bir şey yaparsa, diğeri ona tepki verir. Aynı şekilde insanların da belli tepkiler vermesi lazım köpeğe, ‘hayır’ demesi lazım. Bunu yapmadığı zaman, köpek aynı şeyi yapmaya devam ediyor: Sahibini küçük küçük ısırıyor arada. Sahibi ‘hay Allah, ah canım benim, yaramaz’ diyor, köpek bir daha yapıyor. Başka bir köpeğe yapsa, köpek onu ısıracak ve haddini bildirecek, tepki verecek, böylece bir daha yapma ihtimali olmayacak. Ama şimdi köpek bizi bir yandan kendi sürüsünün içindeki birey gibi gördüğü için, tepki vermediğimiz her an biz onun altında sanki eziliyormuşuz gibi, kolayca bize zarar verebilecekmiş gibi oluyor.

Kedi ve köpek psikolojisi danışmanlığı yapıyorum. Söylediklerim kedilerden çok köpekler için geçerli. Eve bir tane ördek yavrusu, civciv ya da bir küçük tavşan yavrusu alsanız, bunu direkt kedinizle ve köpeğinize yalnız bırakır mısınız, diyorum. Çoğu insan ‘hayır’ diyor, ‘çünkü bilemeyiz ne yapacağını’. Evet doğru. Bazı hayvanlar hiçbir şey yapmayabilir ama normalde onu serbest bırakamazsınız. Çünkü içgüdüleri devam ediyor hayvanın ya da oynarken öldürebilir, oynarken zarar verebilir hayvana. Ona bir kontrol sağlarsınız ki başına bir şey gelmesin.

OYUN DEĞİL AVLANMA EGZERSİZİ!

  • Evde, aslında sahibine saldırmıyor ama oynarken de canınızı acıtacak bir şey yaparsa tepki verin diyorsunuz?

İnsanlarla hayvanların bu şekilde başlarına bir şey gelmesinin nedeni ne? Bir, tabii ki hayvanın avlanmaya devam etmesi. Bütün o oyunları, kedilerin oyunları, köpeklerin zıplaması, hepsi egzersiz yapıp avlanma işbirliğini devam ettirmek için. Ama insanla birlikte olduğu zaman avlanmasına gerek olmuyor. Bununla ilgili eğitim alıyor aslında bir nevi. İkincisi ise insanların kendilerini koruma tepkisi verememeleri. Köpek ve kedi sahiplerinin de birazcık dikkatini çekmek için, onları rahatsız etmek için diyorum ki siz de köpeğinize veya kedinize, sizi rahatsız ettiği zaman tepki vermediğinizde, siz de ‘minnoş hayvan’ gibi oluyorsunuz!
Hayvanların avlanmasında, seyrederseniz, aslanlar kendilerinden kat kat büyük hayvanları avlamaya kalkarlar, zürafaları, kocaman mandaları… Kurtlar da aynı biçimde geyikleri avlamaya çalışırlar. Onlar için avlanma içgüdüsünde boyut çok önemli değil. O noktada biz de insan olarak ondan çok daha büyük boyutta gibi görünsek de doğru tepkileri vermediğimiz zaman, bizi avlama içgüdüsüne girmese de bize her şeyi yapabilir gibi düşünüyor.

Oynarken sahibinin elini yaralıyor, ısırıyor, yere düşürebiliyor; laf dinlemediği için, eğitilmediği için. Ya da kendi sahibiyle beraber gezerken, çevrede birisi varsa, kontrolü olmadığı için onun peşinden gidip, avlanma içgüdüsü benzeri bir hareket yapıp, o insana veya bir hayvana da zarar verebiliyor.

AKRAN ŞİDDETİ GİBİ

Akran şiddeti vardır. Çocukları da öğretmenler eğer iyi kontrol edemezlerse, sistemler kuramazlarsa, çocuklar akran şiddetine uğrar. Benim oğlum da ilkokul birde uğradı… Öğretmeniyle konuştuk, onların birlikte yapabileceği faaliyetler bulduk. En sonunda arkadaşı oldu. O bizim Emir'i çok seviyordu ve ona ne yapacağını bilmiyordu… Köpek de oynarken heyecanlanıp öldürebiliyor.

HİÇBİR KÖPEK TASMASIZ GEZDİRİLMEMELİ

  • Hiçbir köpeğin, küçük köpekler dahil, tasmasız gezdirilmesini kabul etmiyorum, dediniz. Bunu biraz açar mısınız?

Aynı güvenli olmayan alanlarda çocukların elini tutmamız gibi, tasmasız köpek gezdirmek kesinlikle yasak olmalı. Yasak zaten. ‘Benim köpeğim beni dinliyor’ diyorlar, böyle bir şey yok. Uzamalı tasma kullanabilir ama kontrol altına alacaK şekilde. Büyük köpeklerde eğitim tasması kullanılması gerekir. Eğitim verilebilen köpeklerde belki kullanmayabilirsiniz ama kim gidip köpeğine profesyonel eğitim verdiriyor? Nasıl atları ağzındaki gem olmadan kontrol etmeniz mümkün değilse, köpeklerin kontrol mekanizması boyun tasmasıdır.

Göğüs tasmasıyla bir köpeğin sevk edilmesi, gezdirilmesi hiç doğru değildir. Küçük ırklarda olabilir, kaldırıverirsin köpeği, geriye alırsın. Göğüs tasması köpekle aranızdaki bağlantıyı ve iletişimi kesinlikle sağlamaz. Oyun tasması kullanmak gerekir.

Özel bir eğitim, tam itaat eğitimi almadığı sürece, boyun tasmasıyla da büyük köpekleri yanınızda yürütmeniz ve gezdirmeniz mümkün değildir. Benim diyen insan bile köpeğini kontrol edemeyebilir. Özel eğitim almadıysa diyorum bakın, dikkat edin.

Ancak bir basket sahası gibi kapalı bir alanda ve hiç kimse yokken köpeğinizi salabilirsiniz ya da köpek oyun alanında belki, o da köpeğin huyunu biliyorsak ve çevrede saldırgan köpek yoksa.

KÖPEKTEN ZİYADE SAHİBİNİ EĞİTMEK LAZIM

  • Eğitim için insanlar nereye başvurmalı?

Eğitim konusu Türkiye'de biraz karmaşık. Referanslara bakacaklar, güvenebildikleri yerlere götürecekler. Köpekten ziyade köpek sahibine, köpeğin nasıl eğitebileceğini öğretmek lazım. Köpeği birisi eğitebilir, sahibine bunu nasıl devam ettirebileceğini göstermediği sürece hiçbir işe yaramaz. Binlerce lira verirsiniz, köpek eğitimciyi dinler ama sizi dinlemez.

Ben psikolojik davranış danışmanlığında köpekte uygulamalı bazı şeyler yapıyorum. Köpek sahibinin nasıl kendisini dinletebileceğini, nasıl iletişim kurabileceğini, sınırlarının ne olacağını ve insanlarla, diğer köpeklerle, toplum içinde nasıl davranacaklarını, köpeğin sosyalleşmesi gerektiğini ama nasıl sosyalleşeceğini, hangi köpeğin hangi insanla hangi şartlarda bağlantı kurabileceğini anlatıyorum. İki buçuk saat sürüyor bu verdiğim danışmanlık. Sembolik de bir rakama, sosyal sorumluluk projesi gibi yapıyorum.

Bu eğitimi verebilmek için çok ciddi bir geçmiş gerekiyor. 30 yıldır köpekler ve hayvanlar, ayı ve kurtlar dahil elimin altında olabildiği için ve kendim de çok hayvan beslediğim için yardımcı olabiliyorum. Bu tür bir geçmişi olan birileri varsa, bunlara danışılabilir.

Sahiplenilen köpeklerin ise muhakkak bu tür bir danışmanlıktan geçmesi gerekiyor. Çünkü geçmişi bilinmiyor.

BARINAKTA EĞİTİM İÇİN SİSTEM KURULMASI LAZIM

  • Barınakta izlenip, eğer köpek saldırgansa, sahiplendirilmeden önce bir eğitim verilmiyor mu?

Yok, sadece barındırılıyor. Bir de denge kurmaya çalışıyorlar, yani bir kafese dört köpek koyacaklarsa, bir köpek devamlı diğer üç köpeği dövüyorsa, onun yerini değiştirmeye çalışır. Barınaklarda çok ciddi olaylar da oluyor. Mesela bir kafeste üç köpek var, yeni bir köpek koydular, o köpeği diğerleri öldürebiliyor.

  • Kontrol etmiyorlar mı?

Edemiyorlar. Bunu yapabilmeleri için çok ciddi başka sistemler kurulması lazım. Burada bir ihmal değil ama prosedür eksikliği söz konusu. ‘Barınaklarda bunu yapmıyorlar, şunu yapmıyorlar’ dersek de doğru olmaz. Çünkü oradaki şartlarda birçok eksikler var. Türkiye'de birçok şey yavaş ilerliyor.

Sonraki Haber