‘Koro Odeon Yaza Merhaba Konseri’nin ardından – 2

“Koro Odeon Yaza Merhaba Konseri”, 7 Haziran’da Bakırköy’de Cem Karaca Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu.

Körler ve Gönüllüler Derneği’nin düzenlediği gecede sahneye çıkan Odeon Korosu’nu şef Özlem Erten yönetti. Sunuculuğunu Pınar Çelikdelen’in yaptığı gecede sanatçılar, dinleyiciye müzik ziyafeti yaşattı. Odeon Korosu’nun koordinatörleri müzisyen Kerim ve Selim Altınok kardeşler, Türkiye’nin ilk kabartma satranç kitabını yazmıştı. Altınoklar aynı zamanda Aydınlık satranç sayfasının editörlüğünü yapıyor. Konserin ardından koronun koordinatörleri Altınok kardeşlerle yaptıkları müziği konuştuk.

Öncelikle çok güzel bir konserdi. Geceyle ilgili düşünceleriniz nedir?

Selim Altınok: Koromuz ve koromuzun yanında gelişen orkestramızla birlikte aslında ilk konserimizdi. Koromuz çok yakın bir tarihte kuruldu, 5 Kasım'da çalışmaya başladı. Sayımız ondan sonra hızla arttı. 10-15 kişiyken şimdi yaklaşık otuz kişiyiz. Tabii çok mutluyuz. Çok da heyecanlıydık bu konser için. Konserimiz iki bölümden oluştu. Birinci bölümü tamamen çok sesliydi. Dört ses üzerine kurulu bir koro çalışmasıydı. İkinci bölümde ise yaz dolayısıyla bir yaza merhaba konseri olmasını istedik. Orada biraz daha popüler müziğe ağırlık verdik. Ama ikisini bir arada yapmak her bakımdan zordu. Çok sesli korunun duyumu farklı olduğundan mikrofonsuz çıktık sahneye. İkinci bölümdeyse bir ses düzenine bağlandık. Zaten provalarımızda da aynı yoğunluğu yaşadık.

‘ORTAK PAYDAMIZ MÜZİK’

Korodan bahseder misiniz? Kimlerden oluşuyor?

Farklı mesleklerden, gören ve görmeyenler, kadın ve erkekler olarak karışık bir topluluğuz. Ama herkesin ortak paydası müzik. Aslında koromuzun kuruluşu otuz yıl öncesine dayanıyor. Altı Nokta Derneği’nde kurmuştuk ve şefliğini üstlenmiştik Kerim'le birlikte. Bir on yıl kadar orada sürdü. Sonra herkes ister istemez işine gücüne gitti. O zaman hepimiz gençtik zaten. Otuz yaş civarındaydık. Sonra dedik ki bu koro yaşasın, yaşamalı. Aradan yirmi yıl geçtikten sonra işte o hayalimizi gerçekleştirmek istedik. Sağ olsunlar hem dernek, hem arkadaşlarımız sahiplendi. Halk Eğitim Merkezi de destek oldu. Yeni ve genç bir şef olan Özlem Erten’den koronun şefi olmasını rica ettik. O da kabul etti. Bu sayede her şey bir araya gelmiş oldu.

Provalarınızı nerede yapıyorsunuz?

Çalışmalarımız Bakırköy'de Milli Eğitim Bakanlığı'nın Halk Eğitim Merkezi'nin salonlarında yapılıyor. Orada Ses Eğitim Kursu kapsamında açıldı. Özlem Hocamız da müzik öğretmenidir kendisi. Keman çalıyor ve bu çalışmayı onunla birlikte yürütüyoruz. Biz de Kerim'le artık şef olmak istemedik. Çünkü şeflikte çok aşırı bir enerji sarf ediyorsunuz. O yüzden artık tecrübemizi koordinatör olarak koymak istedik.

Korodaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Kabartma notalarla çalışıyoruz. Görenlere, gören notası, yani mürekkep nota. Görme engelli arkadaşlarımıza da kabartma nota basıyoruz. Bu da çok yoğun bir çalışma gerektiriyor. Hafta içi bazen üç dört gün Kerim özellikle şefle de görüşerek online olarak bu notaları düzenliyorlar.

Konser takviminiz nasıl?

Bu sezonu bu konserle kapattık. Önümüzde 29 Ekim ve 10 Kasım konserleri var. Bakırköy'de Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde büyük bir konser yapılacak. O etkinlikte koromuz da yer alacak. Orada konser vereceğiz inşallah. Daha sonra tabii çok konserlerimiz olacaktır.

‘KORODA DAYANIŞMA VAR’

Kerim Altınok da çoksesli bir koro konseri verdiklerini belirterek yaptıkları müziği şöyle tarif etti:

“Aynı anda birden çok sesin, birlikte güzel tınlayarak armoni oluşturduğu bir müzik yaptık. Aslında bir bakıma da demokrasinin bir görünümü olan bir müzik bu. Çok sesimizin böyle bir tarafı var. Aynı anda dört tane değişik ses aynı şarkı için birleştiğinde çok güzel bir armoni ve ihtişamlı bir görüntü çıkıyor ortaya. Müzikal bir ihtişam. Yaptığımız şey bu. Bu müziği seçmemizin sebebi, zor bir müzik olması. Ekibin içinde görmeyen ve gören insanlar bir arada. Yarı yarıyayız. Ama şunu söyleyebilirim ki; görmeyen arkadaşlar görenlere öğretiyor. Çünkü onların çoğu usta müzisyenler. Gören arkadaşlarımız için de mutlaka çok iyiler var. Ama yeni başlayanlar da var. Onlara biz bir şeyler öğretmeye gayret ediyoruz. Çok güzel bir alışveriş ve dayanışma var. Yeri geliyor, metrodan görmeyen arkadaşımızı alıyorlar. Böyle güzel bir iş birliği oluştu. Provadan çıktıktan sonra birlikte yemeğe gidiyoruz.”

Haftada kaç gün çalışıyorsunuz?

Bu yıl bir gün olarak yürüttük. Cumartesi sabahları yaklaşık 4-5 saat prova yapıyoruz. Tabii bu iki güne de çıkarılabilir. Önümüzdeki konserlerin durumuna göre.

‘EN BÜYÜK MUTLULUĞU

PROVALARDA YAŞIYORUZ’

Koronun amacını nasıl tarif edersiniz?

Görmeyenlerin neyi başardığını ispatlamak demeyelim. Ama bir taraftan baktığımızda da gerçekten biz kabartma nota kullanıyoruz. Daha yavaş okuyoruz notayı vesaire. Ama tabii kulak algımız belki daha ön planda. Dolayısıyla bu zoru seçerek biraz da öyle bir mesaj vermek istedik aslında. Koro üyelerinin çoğu başka korolarda da yer almış arkadaşlarımızdan oluşuyor.

İkinci bölümde de daha hafif bir müzik yaptık. Biraz daha keyfe dönük, eğlenceye dönük müzik bu. Onu böyle yürüteceğiz.

Biz bu müziği yaparken sadece sahnede değil, provalarda da mutlu oluyoruz. Yıl boyunca mesela bu yıl diyelim ki bir iki tane konser verdik, ama biz en büyük mutlulukları da yine provalarda yaşıyoruz. Oradaki sosyal ilişkide yaşıyoruz. O odanın içinde çıkan tınıda yaşıyoruz. Onu topluca başardığımız zaman o mutluluğu yaşıyoruz. Yüzümüz o zaman gülüyor. Müzik yapabilen her insana ben çok sesli müziği mutlaka hayatlarına katmalarını dilerim. Bu dünyada nefes alıyorsak, birçok sesimizi tatmadan gitmeyin diyorum.

Okurumuza ve Kültür Bakanlığına müzikle ilgili seslenmek istediğiniz mesajlarınız neler?

Bütün Aydınlık okuruna çok selamlarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Zaten siz de biliyorsunuz biz bir Aydınlık yazarıyız.

Kültür Bakanlığımız tabii çok sesli müziği destekliyor. Senfoni Orkestralarımız var. Kadrolu çoksesli korolarımız var. Biz bu kurumların yanında özel teşebbüsle, Körler ve Gönüllüler Derneği organizasyonuyla, devletin ve yerel yönetimlerin desteğiyle, zaman zaman STK’larla el ele vererek çalışıyoruz. Gören ve görmeyenlerin bir arada olduğu ve çoksesli müzik yapan bir koro olarak Türkiye’de tekiz. Dünyada da örneği az olabilir. Buradan Kültür Bakanlığı’na bir selam vermek isteriz. Ankara'da CSO Ada Ankara’da ve başka yerlerde konserler vermek istiyoruz. Hatta ileride yurt dışında konser vermek istiyoruz. Balkanlar'dan başlayarak hem ülkemizin sesini, hem de ülkemizdeki engelli insanların sesini duyurmak istiyoruz.

Sonraki Haber