Korona ile gelen büyük değişim

Sevgili Korona, hâlâ sürdürdüğün dünya turunda bize de uğradın… Evet, acı kayıplarımız da oldu. Özellikle sağlığımız uğruna özveriyle çalışan değerli doktorlarımız, hemşirelerimiz, eczacılarımız ve diğer sağlık elemanlarımıza içimiz yandı. Bununla beraber, varlığının biz Türklere getirdiği olumlu değişim asla yadsınamaz. Sana şükran duyuyorum.

Korona, senin gölgende bir devrim, bir evrim yaşanıyor sanki. Halkımız, Atamızın değerli mirası Cumhuriyetimizi ve “Ulus olma” ayrıcalığının içeriğini ve onun paha biçilmez değerini yeniden kavradı. Adeta gerçeği yepyeni gözlerle gördü, yepyeni duygularla algıladı ve Türk olmanın gururunu yaşadı. Gel de ‘Her şerde bir hayır vardır’-sözünün potansiyel gücüne inanma! Atamızın dehası, bu güne dek hiç tanımadığımız ayrıntıları ile keşfediliyor. Atamızı ve onun biz Türk kadınlarına sağladığı medeni hakları, örneğin sosyal yaşam çerçevesindeki kadın-erkek eşitliğini şimdi bağırlarına basmaya başladılar. Onları, Atamızı Anıtkabir'de ziyaret ederken, milli bayramlarımızın kutlamalarında ve devrimlerimizi konu edinen konferanslarda görüyoruz. Atamızın ruhu her yerde… Her görünür/görünmez köşede.

KOLLEKTİF PSİKOTERAPİ

Sevgili Korona, bizlere yaşattığın bu değişim sanki kendiliğinden oluşan kolektif bir Psikoterapi. Bunun olumlu etkisi yalnız biz Türklere yansımıyor. Atamızın barışçıl yaşam felsefesini ve ilkelerinin küresel boyutta özümsendiğini görüyoruz. Kemalist devlet sosyalizmini ve ilkelerini, Batı’daki liberal devletler dahi sosyal yaşamlarına adapte etme yolundalar. Bu değerli ilkelerin, özellikle koronavirüsü ile savaşta ne kadar başarılı olduğu, Batıdan gelen ve sosyal medya’da dolaşan iletilerde açıkça görülüyor. Örneğin, Norveçlilerden bir Atasözü: “Çaresiz kaldığında Atatürk gibi düşün.” ABD John Hopkins Uni. ünlü ekonomisti Prof. Steve Hanke ise paylaştığı bir “tweet”de “Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir-Atatürk” diye yazarak Koronavirüsle savaşta ilmi, yol gösterici olarak görmenin önemine değiniyor.

Atamızın attığı her adımının gücü, onun ruhunda var olan “Yurtta sulh, Cihanda sulh” İlkesinden kaynaklandığı için, Batılı uluslar Atamızı kendi yaşamlarının/halklarının ve devletlerinin sürekliliği konusunda örnek alabiliyorlar. Koronavirüsünü yenmede başarısız olan Batı’nın liberal devletlerine karşı Kemalist devletçiliğinin başarısı, tuttukları yolun yanlış olduklarını onlara gösterdi. Bununla beraber, bu olumlu gelişimleri kösteklemeye çalışan ve insanı, merkeze oturtmayan Batı merkezli emperyalist atılımların varlığı da hâlâ sürmekte. Tutumları batmadan önce son çırpınışları… Küresel olumlu evrimin ise geri dönüşü yok! Evet Korona, dünyamız değişiyor ve sen bunu, başarılı savaşların dahi gerçekleştiremediği şekilde âdeta bir gecede becerdin.

YOLUMUZ AÇIK OLSUN

Koronavirüsü ister bir laburatuarda üretilmiş, isterse ülkeden ülkeye sıçratılmış ve böylece dünyaya yayılmış olsun, onun tabanında, mistik, potansiyel evrensel bir gücün varlığına inanıyorum ben. İsteyen bu güce “Allah”, isteyen “Got”, isteyen “Tao” desin: Evrenin kendine has bir düzeni, tüm insan yaşamı için mistik bir planı var.

Küresel yaşam bu doğal düzeni bozdu ve evrendeki Güç de bu çarpık gidişe Korona ile “yeter artık, dur!” dedi. Onu bu gözle görüyor ve karantina yaşamımın tüm sıkıcılığına karşın çıkardığımız sonuçları önemsiyorum.

Hepimize büyük bir görev düşüyor: koronanın ilettiği bu şansı, "Dünyanı değiştirmek istiyorsan kendinden başla” özdeyişinin öncülüğünde kullanarak, iç ve dış dünyamızda bu güne dek attığımız doğa karşıtı adımları geri çekip, ruhsal ve bedensel varlığımızı, iç ve dış dünyamızın doğal ritmine ve yönetimine bırakalım. Yolumuz açık olsun!

Sonraki Haber